Danıştay Kararı 9. Daire 2021/140 E. 2023/888 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/140 E.  ,  2023/888 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/140
Karar No : 2023/888

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğ
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına muhasebecilik hizmeti verdiği … İnşaat Malzemeleri Demir Çelik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’ne ait vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 13. maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haciz işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, 3568 Sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda yer alan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenen teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk uygulamalarının; cebren tahsil ve takiple ilgili icrai muamelelere başlamadan önceki aşamalarda, henüz bir borç niteliğine bürünmemiş olan amme alacağının tahsilinin tehlikeye girmesini önlemeye yönelik işlemler olduğu, serbest muhasebeci mali müşavirlerin 213 Sayılı Kanun’un mükerrer 227. maddesine dayanan sorumluluklarının ise borca bağlı sorumluluk olup mesleki faaliyetleri dolayısıyla muhasebe standartlarına uygun olarak belgelerin kaydedilmesinden, mali tabloya aktarılmasından, bilerek kullanılmasından ve harici araştırmayı gerektirmeden sahte olduğu anlaşılabilen belgelerden ve işletmenin faaliyet konusu ve iş hacmiyle uygun olmayan belgelerin kullanılmasından sorumlu tutulabilecekleri, serbest muhasebeci mali müşavirlerin müteselsil borçluluk sıfatının, tahakkuk etmiş ve vadesi geçmiş amme alacağının tahsil edilmemiş kısmından, asıl borçluya rücu olanağı bulunmak üzere sorumlu tutulmasıyla sınırlı olduğu ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin yükümlü sıfatıyla ödenmesi gereken bir borcun tarafı sayılamayacakları, bu nedenle müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulan meslek mensupları hakkında yapılan takibe, asıl vergi yükümlüsü adına kesinleşmiş kamu alacağından dolayı düzenlenmiş ödeme emri ile başlanması gerektiğinin ifade edildiği, dava konusu olayda, asıl borçlunun … İnşaat Malzemeleri Demir Çelik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi olduğu ve şirket adına kesinleşmiş bir kamu alacağının da olmadığı görülmekle, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk müesseselerinin asıl maksadının kamu alacağını korumak olduğu ve bu nedenle yalnızca asıl kamu borçlusuna yönelik olarak kullanılabileceği anlaşıldığından, asıl borçlu şirket yönünden yapılan inceleme üzerine davacı hakkında, adı geçen şirketin borçları nedeniyle ihtiyati haciz tesis edilmesi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ihtiyati haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının mevzuatta kendine atfedilen sorumluluk kapsamında, defterlerini tutup, beyannamelerini verdiği mükellef kurumun faaliyetini ilgili defterlere kaydettiği, verilen beyannamelerin dayanağını oluşturan belgeler ile ilgili gereken hassasiyeti göstermeden, araştırma yapmadan mükellefin defterlerini tutmaya ve beyannamelerini vermeye devam ettiğinden anılan mükellefin sahte belge düzenleme ve kullanma faaliyetini yürütmesini sağladığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.