Danıştay Kararı 9. Daire 2021/1101 E. 2023/1057 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/1101 E.  ,  2023/1057 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1101
Karar No : 2023/1057

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü-…

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2014,2015,2016 yıllarında şüpheli hale gelen ve 2018 yılında kanunen kabul edilmeyen giderlere kaydedilen 2.704.356,31-TL tutarındaki şüpheli alacağın gerçek gider olarak kabul edilmesi gerektiğinden bahisle ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden kurumlar vergisinin kaldırılması ve ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla dava ve icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan veya icra takibine değmeyecek küçük alacakların şüpheli alacak sayılması öngörülmüşse de, şüpheli alacak karşılığı ayırmanın yükümlülerin ihtiyarına bırakılmasının onları en çok kâr sağladıkları yılda şüpheli alacak karşılığı ayırma yoluna iteceği, bunun da kanun koyucunun amacına aykırı düşeceği açık olup, alacakların 2014, 2015 ve 2016 yıllarında şüpheli hale geldiği ihtilafsız olduğu ve karşılığın anılan mevzuat hükmü uyarınca bu yıllarda ayrılması gerektiğinden, şüpheli alacağın doğduğu tarihte ayrılmayan karşılığın 2018 yılında ayrılması için ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilen ve davacıdan tahsil edilen kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde, alacağın şüpheli hale geldiği tarihte karşılık ayrılmasını zorunlu kılan bir hükme yer verilmediği, alacağın maddede gösterilen niteliklere sahip olup olmadığı hususunun önem taşıdığı, dönemin değişmesiyle alacağın şüpheli olma niteliğini kaybettiğinin kabulünün kanunda öngörülmeyen bir sınırlama getireceği, bu nedenle de kanunla tanınan bir hakkın bertaraf edilmesi anlamına geleceği kanaatine varıldığı, bu durumda, davacı tarafından tahsil edilemeyen alacaklarla ilgili olarak açılan davalara ilişkin sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, teminata bağlanmamış olan söz konusu alacakların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olduğu ve alacakların şüphelilik halinin devam ettiği de anlaşıldığından, 2.704.356,31-TL tutarındaki şüpheli alacağın gerçek gider olarak kabul edilerek bu tutar dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak -fazladan ödenen- kurumlar vergisinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iade edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, fazladan tahsil edilen verginin yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 213 sayılı Kanunun 323. maddesi gereğince şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılmasının gerektiği, şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde karşılık ayrılmasının mümkün olmadığı, bu durumun kabulü halinde mükelleflerin kurumlar vergisi ödemekten kaçınarak hazineyi zarara uğratabilecekleri iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.