Danıştay Kararı 9. Daire 2020/6272 E. 2022/6596 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2020/6272 E.  ,  2022/6596 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6272
Karar No : 2022/6596

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 2018/Kasım dönemine ait vergi borcuna ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirkete ait, bir kısım menkul mallara 09/09/2019 tarihinde haciz uygulandığı, haczedilen bir kısım menkul malların 14/11/2019 tarihinde, … plakalı aracın ise 21/10/2019 tarihinde satışının gerçekleştirildiği, davalı idare tarafından 21/12/2018 tarihinde yakalamalı haciz konulan … plakalı aracın satışının yapılması için Akhisar Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne 17/10/2019 tarihinde yazı yazıldığının anlaşıldığı, dava konusu ödeme emrinin ise, amme alacağının tahsili için asıl borçlu şirket hakkında tesis edilen söz konusu işlemlerden önceki bir tarih olan 17/07/2019 tarihinde düzenlendiğinin görüldüğü, bu durum karşısında asıl borçlu şirketin vergi borçlarının kanuni temsilcinin şahsi mal varlığından tahsili için ödeme emri düzenlenmeden önce, alacağın asıl borçlu şirketten tahsili için yürütülmesi gereken takibin hukuka uygun şekilde sonlandırılmış olduğundan bahsedilemeyeceğinden, davacı hakkında düzenlenen ödeme emrinin dava konusu edilen 2018/Kasım dönemine ait vergi borcuna ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emrinin 2018/Kasım dönemine ait vergi borcuna ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İlk savunma ve istinaf dilekçelerinde belirtilen gerekçelerle kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerinin 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek-1 maddesi uyarınca birlikte yaptığı toplantıda gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde kesin olarak esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :Dosyanın incelenmesinden … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenen ödeme emirlerinin 26.01.2018 ve 07.01.2019 tarihlerinde elektronik ortamda tebliğ edildiği ve itirazsız kesinleştiği görülmektedir. Ödeme emrine konu borcun asıl borçlu şirket tarafından vadesinde ödenmemesini müteakiben takibin kesinleşmesi sebebiyle doğal seyri içinde vergi borcunun tahsili için idarece yapılan malvarlığı araştırmasına gidilmesi neticesinde mevcut tespit edilen malvarlığının satılması halinde dahi borcun tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına ödeme emri düzenlenerek 05.09.2019 tarihinde tebliği edildiği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı tanımlanmış olup,
Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin;
” Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairlerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarının” ifade edeceği belirtilmiştir.
Asıl borçlu Şirket adına yapılan takibin kesinleşmesinden sonra cebri icra takibinin doğal sonucu olarak tespit edilen malvarlığının haciz ve satış işlemlerinin yapılması tabii olup, malvarlığı araştırması neticesinde bu malların satışı halinde dahi alacağın tahsil edilemeyeceği anlaşılmış olduğundan (borç ile malvarlığı arasındaki aşırı yüksek fark ve başka alacaklıların sırada olması) bu satışların sonuçlandırılmasının beklenmesine gerek olmadığı yasa gereği olmakla kanuni temsilciye gönderilen ödeme emirinden sonra cebri-icra takibinin doğal seyri içinde yapılan icrai işlemlerinin (haciz-satış) kanuni temsilcinin sorumluluğunu etkilemeyeceği tabi olup bilakis tahsil edilen meblağ doğal olarak borçtan mahsup edilecektir.
Mahkemece kanuni temsilciye tebliğ edilen ödeme emrinden sonraki tarihte yapılan satışların kronolojik sıralaması yapılarak hukuki etkisi ve sonucunun değerlendirilmesi de yapılmaksızın verilen Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.