Danıştay Kararı 9. Daire 2020/4371 E. 2020/5014 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2020/4371 E.  ,  2020/5014 K.
T.C

DANIŞTAY

DOKUZUNCU DAİRE

Esas No:2020/4371

Karar No:2020/5014

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Vergi Dairesi Başkanlığı-…

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

Vekili : Av. …

Karşı Taraf : … Temizlik Yemekhane Güvenlik Hizmetleri ve Gıda Pazarlama Tic. Ltd. Şti.

Vekili : Av. …

İstemin Özeti :Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 10/10/2019 tarih ve E:2016/10756; K:2019/4584 sayılı kararının; dilekçede ileri sürülen nedenlerle düzeltilmesi istenilmektedir.

Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.

Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

Düzeltilmesi istenen kararın; “Karar Sonucu” bölümünün “Onama” kısmında, “2011/Ocak ve 2012/Haziran” yazılması gerekirken sehven “2012/Ocak” yazıldığı, “Bozma” kısmında ise “2011/Şubat-Nisan, Temmuz, Ağustos” yazılması gerekirken sehven “2011/Ocak-Nisan, Temmuz, Ağustos” yazıldığı anlaşıldığından, söz konusu maddi hata düzeltilerek işin esasına geçildi:

Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilmiş olan kararlar hakkında kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ancak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin bulunması ile mümkündür. Davalı idare tarafından; 2011 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. ve mükerrer 355/4. maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezaları ile 2011/Ocak-Nisan, Temmuz, Ağustos dönemleri için kesilen vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmına ilişkin olarak ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.

Davacı adına, 2011/Ocak-Nisan, Temmuz, Ağustos dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmına ilişkin olarak davalı idare tarafından ileri sürülen iddialar ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine göre yerinde görüldüğünden, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 10/10/2019 tarih ve E:2016/10756; K:2019/4584 sayılı kararının bu kısmı kaldırıldıktan sonra davacının temyiz istemi incelendi:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin 1. fıkrasında; 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği taktirde mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği belirtilmiş, 2. fıkrasında; vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat uygulanacağı, 359. maddesinin (a) fıkrasının 2. bendinde, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri tahrif etme veya gizleme veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma kaçakçılık suçu olarak tanımlanmış ve bu fıkranın son paragrafında, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde inceleme sırasında yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin gizleme olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.

Olayda, davacının defter ve belgelerini mücbir sebep olmaksızın ibraz etmediği sabit olduğundan, vergi ziyaı cezalarının üç kat olarak uygulanması yasaya uygun olup, ziyaa uğratılan verginin üç katı kadar vergi ziyaı cezası kesilmesinde ve davayı bu yönüyle reddeden Vergi Mahkemesi kararında usule ve hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davacının üç kat kesilen vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmına yönelik temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bu hususuna ilişkin kısmının onanmasına, 492 sayılı Kanuna bağlı 3 sayılı Tarife uyarınca hesaplanacak nispi harcın temyiz isteminde bulunan davacıdan alınmasına, davalı idarenin diğer kısımlara ilişkin karar düzeltme isteminin reddine, 11/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.