Danıştay Kararı 9. Daire 2020/3570 E. 2023/1175 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2020/3570 E.  ,  2023/1175 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3570
Karar No : 2023/1175

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

2-(DAVACILAR) 1-… İnş. Tur. Enerji Üretim San. ve Tic. A.Ş.
2-… İnş. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğü’nce ihale edilen ve davacı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının uhdesinde kalan … ihale kayıt numaralı “Ağrı Ovası Yazıcı Sulaması 2. Kısım İnşaatı İşi”ne ilişkin olarak iş ortaklığı adına düzenlenen Vergi Resim Harç İstisnası Belgesinin iptal edilmesi üzerine 20/07/2018 tarihinde ihtirazi kayıtla beyan edilip ödenen 679.204,38-TL tutarındaki ihale kararı ve sözleşme damga vergisi tahakkukunun iptali, verginin süresinde beyan edilmediğinden bahisle %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması ve ödenen vergi ve cezanın faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıların oluşturduğu iş ortaklığı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Resim Harç İstisnası Belgesinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi ile 08/06/2018 tarihinde yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiğinden, anılan iş nedeniyle ihale kararı ve sözleşme damga vergisi tahakkuk ettirilmesinde ve tahakkuk eden 679.204,38-TL’nin tahsilinde hukuka aykırılık görülmediği; dava konusu istemin vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına yönelik kısmına gelince; istisna belgesi … tarih ve … sayılı işlemle iptal edilmiş olup bu işlemin iptali için 08/06/2018 tarihinde başvuru yapıldığından, en son bu tarih itibarıyla iptal yazısının tebliğ edilmiş olduğu kabul edilse dahi, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirmesi gereken ihale kararı ve sözleşme damga vergisinin, bu süre geçtikten sonra 20/07/2018 tarihinde verdikleri beyanname ile bildiren davacılar adına 213 sayılı Kanunun 341. maddesi ve 344/son fıkrası uyarınca %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezasında yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenler, mahkeme kararının ihale kararı ve sözleşme damga vergisi yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği; vergi ziyaı cezasına ilişkin istinaf başvurusuna gelince; 488 sayılı Kanunun Ek 2. maddesinin 5. fıkrasında, yalnızca bu maddede sayılan işlem veya faaliyetlerin kısmen veya tamamen gerçekleştirilmemesi hâlinde, gerçekleşmeyen kısma ait alınmayan damga vergisi için vergi cezası uygulaması öngörüldüğünden, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi uyarınca, iptal edilen istisna belgesinden dolayı davacılar adına vergi ziyaı cezası kesilmesinde kanuna uyarlık bulunmadığı gibi, belgenin geçerli olduğu zaman diliminde gerçekleşen ve istisna tanınan işlemlerle ilgili verginin zamanında tarh ve tahakkuk ettirilmemesinde davacılara izafe edilebilecek bir kusur da bulunmadığından dava konusu vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, Vergi Mahkemesi kararının vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, bu husus bakımından davanın kabulüyle vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Uyuşmazlığa konu ihalenin uluslararası ihale niteliğinde olduğu, yabancı firmanın teklifte bulunulduğu, geçerli bir teklifte bulunulmuş olması gerektiği hususunda Kanunda bir düzenleme bulunmadığı, Vergi Resim Harç İstisna Belgesinin iptali işlemine karşı açılan davanın ret kararıyla kesinleşmesi sonrasında Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru neticesinde … tarih ve … bireysel başvuru numaralı kararla mülkiyet hakkının ihlaline karar verildiği, bunun üzerine yapılan yeniden yargılamada dava konusu işlemin iptal edildiği, uyuşmazlığa konu vergilerin tahsilinin dayanağının kalmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirmesi gereken ihale kararı ve sözleşme damga vergisinin, bu süre geçtikten sonra 20/07/2018 tarihinde beyan edildiğinden davacılar adına %50 oranında kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …İN DÜŞÜNCESİ: Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmının onanması; davacının temyiz isteminin kabulü kararın ihale kararı ve sözleşme damga vergisine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğü’nce ihale edilen ve davacı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının uhdesinde kalan … ihale kayıt numaralı “Ağrı Ovası Yazıcı Sulaması 2. Kısım İnşaatı İşi”ne ilişkin olarak iş ortaklığı adına düzenlenen Vergi Resim Harç İstisnası Belgesi iptal edilmesi üzerine 20/07/2018 tarihinde ihtirazi kayıtla beyan edilip ödenen 679.204,38-TL tutarındaki ihale kararı ve sözleşme damga vergisi tahakkukunun iptali, verginin süresinde beyan edilmediğinden bahisle yüzde elli oranında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması ve ödenen vergi ve cezanın faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:Anayasa’nın 35. maddesinde, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Numaralı Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde, “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verilmiş ve mülkiyet hakkı korunması gereken temel insan hakları arasında sayılmıştır. Mülkiyet hakkına müdahalelerin de olabileceği hükme bağlanarak bu müdahalelerde kamu yararı, kanuni düzenleme ve ölçülülük ya da orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkının ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Bu husus Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla da ortaya konulmuştur.
Anayasa’nın 153. maddesinde ise Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu, iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağı, Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceği, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, gereken hallerde, Anayasa Mahkemesinin, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceği, bu tarihin, kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemeyeceği, iptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini, öncelikle görüşüp karara bağlayacağı, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmî Gazete’de hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı düzenlenmiştir.
09/08/2016 tarih ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6728 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun Ek 2. maddesinin 2. fıkrasında; vergi, resim, harç istisnası belgesine bağlanan ve maddenin devamında sayılan diğer döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemler nedeniyle, belgenin geçerlilik süresi içerisinde, belgede yer alan tutarla sınırlı olmak kaydıyla düzenlenen kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu belirtilmiş, (a) bendinde de Kalkınma Bakanlığınca yayımlanan cari yıl yatırım programında yer alan yatırımlardan ve Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının bu programda yer almayan kamu yatırımlarından uluslararası ihaleye çıkarılanların ihalesini kazanan veya yabancı para ile finanse edilenlerin yapımını üstlenen ana yüklenici firmaların (alt yükleniciler hariç) yapacakları teslim, hizmet ve faaliyetlerin damga vergisinden müstesna olduğu; 4. fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında, uluslararası ihalenin; Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkarılan ve yabancı firmalarca da teklif verilen ihaleyi, Vergi, Resim, Harç İstisnası Belgesinin ise; döviz kazandırıcı faaliyetleri teşvik etmek amacıyla damga vergisi istisnası uygulanabilmesi için alınması ve ibraz edilmesi gereken, vergiye tabi kâğıdın düzenlendiği tarihte geçerli Ekonomi Bakanlığınca düzenlenen belgeyi ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Dairemizce söz konusu maddedeki uluslararası ihale tanımında yer alan “ve yabancı firmalarca da teklif verilen” ibaresinin Anayasa’nın 2 ve 73. maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaşılarak itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesi tarafından 24/12/2020 tarih ve E:2020/15, K:2020/78 sayılı kararla; bir ihalenin uluslararası ihale niteliğinde kabul edilmesi ve bu sayede döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında değerlendirilmek suretiyle damga vergisi ve harç istisnasının uygulanması için öngörülen yabancı firmalarca da teklif verilmesi şartının hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olacak şekilde düzenlendiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle “ve yabancı firmalarca da teklif verilen” ibaresi iptal edilmiş, anılan karar 28/04/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun Ek 2. maddesinin 4. fıkrasında yer alan uluslararası ihale tanımı, “kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılan ihale” olarak Kanunda yer almış bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmına yönelik davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın belirtilen kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince;
Dosyanın incelenmesinden, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğü’nce ihale edilen ve davacı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının uhdesinde kalan … ihale kayıt numaralı “Ağrı Ovası Yazıcı Sulaması 2. Kısım İnşaatı İşi” ihalesine ait idari şartnamenin 8/1. maddesinde, “İhalenin yeterlik kriterlerini taşıyan tüm yerli ve yabancı isteklilere açık olduğu” ibaresine yer verildiği, ihale konusu işin Kalkınma Bakanlığı’nca yayımlanan cari yıl yatırım programında yer aldığı, davacılar adına, anılan iş için düzenlenen Vergi Resim Harç İstisna Belgesinin, yabancı firma tarafından verilen teklifin geçerli sayılmaması nedeniyle Ticaret Bakanlığının (mülga Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğünün) … tarih ve … sayılı işlemi ile iptal edildiği, bu işlem karşı 08/06/2018 tarihinde yapılan başvurunun da … tarih ve … sayılı işlemle reddedildiği, bunu üzerine anılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kararıyla; cari yıl yatırım programında yer almakla birlikte, ihaleye katılan tek yabancı isteklinin teklifinin hiç değerlendirilmeye alınmadığı uyuşmazlığa konu ihalenin uluslararası ihale olarak kabul edilmesine imkan bulunmadığı, idari şartnamede yabancı isteklilere açık olduğuna yönelik ibarenin de bu gerçeği değiştirmeyeceği sonucuna varılmış olup söz konusu ihalenin döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında kabul edilebilmesi ve vergi resim harç istisna belgesi verilebilmesi için yeterli kriterleri taşımadığı anlaşıldığından vergi resim harç istisna belgesinin iptali yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği, … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verildiği, sonrasında mülkiyet hakkının ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulduğu, Anayasa Mahkemesinin … sayılı bireysel başvuru hakkında verdiği 28/06/2022 tarihli kararında da; … tarih ve E:…, K:… sayılı iptal kararında bir ihalenin uluslararası ihale niteliğinde kabul edilmesi ve bu sayede döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında değerlendirilmek suretiyle damga vergisi ve harç istisnasının uygulanması için öngörülen yabancı firmalarca da teklif verilmesi şartının hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olacak şekilde düzenlendiği sonucuna ulaşılarak 488 sayılı Kanun’un ek 2. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “…ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresi ile 492 sayılı Kanun’un ek 1. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “…ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresini iptal ettiği, anılan kararda her ne kadar sadece “…ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibarelerinin iptaline karar vermiş ise de istisnadan yararlanılması için aranan yabancı firmalarca da teklif verilmesi şartının -düzenlemenin mevcut hâli dikkate alındığında- mekanizmayı bir bütün olarak öngörülebilir olmaktan çıkardığı tespitinin yapıldığı, bu tespitin, eldeki başvurunun kanunilik koşulunu sağlamadığı sonucuna ulaşılması yönünden yeterli görüldüğü gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verildiği, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın kabulüne ve Vergi Resim Harç İstisnası Belgesinin iptali ve buna karşı yapılan başvurunun reddi işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Temyize konu dosyada ise; davacıların, vergisi ihtilaf konusu olan ihalenin uluslararası ihale olduğu ve döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında değerlendirilerek damga vergisinden istisna tutulması gerektiği yolundaki ihtirazi kayıtla ödedikleri damga vergisi ile vergi ziyaı cezasının iadesi istemiyle dava açtıkları Mahkemece, üstlenilen işe ilişkin ihale aşamasında yabancı firmalarca teklif verme şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle ihalenin uluslararası niteliğe sahip olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği; anılan karara yönelik istinaf başvurusunun ise damga vergisi yönünden reddedildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen Anayasa’nın 153. maddesinde düzenlenen, iptal kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin kural, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasına veya toplum huzurunun bozulmasına yol açacak sonuçları önlemek amacıyla kabul edilmiş olup bu kuralın mutlak anlamda anlaşılıp uygulanamayacağı; özellikle bir davaya bakmakta olan mahkeme tarafından itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülen konularda uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi hâlde Anayasa’nın 152. maddesinde düzenlenmiş olan “Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” (itiraz) yolunun hukuk ve uygulama yönünden sonuçsuz kalacağı yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Nitekim Anayasa’nın, itiraz yoluna başvurulan kanun hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının beş ay içinde gelmemesi hâlinde mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağına işaret edilen 152. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” yolundaki kural da Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, bu karardan önce açılmış bulunan ve bakılmakta olan davalarda uygulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanunun uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak veya menfaatlerini ihlâl eden kuralın, daha önce yapılan başvuru sonucunda (iptal davası veya itiraz yoluyla) Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması hâlinde, iptal hükmünün hukukî sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır. Aksi hâlde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının uygulama tarihinin yukarıda belirtilen amaçla ayrıca belirlenmesi hâlinde, iptal edilen yasa kuralının uygulanmasının sürdürülmesi nedeniyle bu uygulamaya karşı dava yoluna başvuracakların iptal kararının hukukî sonuçlarından yararlanamayacaklarının kabulü; bir yandan dava yoluna başvuran herkes için Anayasa ile tanınmış olan itiraz hakkının bunlar için fiilen işlemez hâle getirilerek ortadan kalkması ve iptal kararının uygulanamaması, öte yandan Anayasa’ya aykırılığı hükmen saptanmış olan bir yasa kuralının uygulanmasının hukuken korunması gibi bir sonuca neden olur ki bu durumun Anayasa’nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırılık teşkil edecektir.
İdare hukukunda, nihai işlemin oluşumuna kadar aynı veya değişik mercilerin irade açıklamalarını gerektiren işlemler “zincir işlem” olarak adlandırılmaktadır. Zincir işlemler nihai bir sonucu doğurmak amacıyla birbirini takip eden ve tamamlayıcı bir dizi işlemler olup zincirin bir halkasında ortaya çıkan hukuka aykırılık tüm işlemi hukuka aykırı hale getirmektedir.
İhtirazi kayıtla ödenen ve bu davanın konusu oluşturan damga vergisi ile Vergi Resim Harç İstisna Belgesinin verilmemesi işleminin birbirine sıkı sıkıya bağlı bulundukları ve zincir işlem niteliğinde oldukları görüldüğünden bu işlemlerden herhangi birinde ortaya çıkacak hukuka aykırılığın tüm vergilendirme işlemini etkileyeceği açıktır.
Olayda her ne kadar, Vergi Resim Harç İstisna Belgesinin verilmemesi işlemine karşı açılan davanın reddine karar verilmesi sonrasında istinaf başvurusunun da reddine karar verilmesi sonrasında karar kesinleşmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 2019/40353 sayılı bireysel başvuru hakkında verdiği 28/06/2022 tarihli mülkiyet hakkının ihlal edildiği kararıyla yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın kabulüne ve Vergi Resim Harç İstisnası Belgesinin iptali ve buna karşı yapılan başvurunun reddi işleminin iptaline hükmedilmesi ve Vergi Resim Harç İstisna Belgesinin iptali işleminin dayanağı olan uluslararası ihale tanımındaki “ve yabancı firmalarca da teklif verilen” ibaresinin de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonucunda dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açıkça ortaya konulduğu görülmektedir.
Bu durumda, Damga Vergisi Kanunu’nun Ek 2. maddesinin 4. fıkrasındaki “ve yabancı firmalarca da teklif verilen” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi karşısında, anılan işin Kalkınma Bakanlığınca yayımlanan cari yıl yatırım programında yer almak ve yerli ve yabancı katılımcılara açık olarak uluslararası ihaleye çıkarılmak suretiyle döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin olarak damga vergisi istisnasından yararlanmasına yönelik yasanın aradığı diğer tüm koşulları taşıdığı, Vergi Resim Harç İstisna Belgesinin iptali işleminin de iptal edildiği görüldüğünden, damga vergisinden istisna tutulması gereken iş nedeniyle ödenen damga vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, Bölge İdare Mahkemesi kararının ihale kararı ve sözleşme damga vergisine ilişkin ksımında bu nedenle isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ihale kararı ve sözleşme damga vergisine ilişkin kısmının BOZULMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
3.Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 04/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.