Danıştay Kararı 9. Daire 2020/3543 E. 2023/935 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2020/3543 E.  ,  2023/935 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3543
Karar No : 2023/935

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …Yem. Hiz. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Melikgazi Belediye Başkanlığı’nca ihale edilen … kayıt nolu “12 ay süreyle 450 kişi ile Melikgazi İlçesi sınırları içerisinde çöp toplama, cadde, sokak, pazar yerlerinin süpürülmesi, konteynırların boşaltılması, ilaçlanması, çöplerin nakli, umumi wc, cami ve çevrelerinin temizliği İşi” uhdesinde kalan davacı tarafından ödenen 106.768,07-TL ihale damga vergisi ile 163.060,55-TL sözleşme damga vergisinin iadesi için yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; damga vergisinde vergiyi doğuran olayın, 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana geldiği dikkate alındığında, davaya konu olayda, sözleşmenin imzalanması anında damga vergisini doğuran olay gerçekleştiği, sözleşmenin daha sonradan iptal edilmesinin, içerdiği hükümlerin iptal edilinceye kadarki hukuki durumunu kusurlandırmayacağından ve taraflar, bu sözleşme hükümleri sayesinde hak ileri sürerek ispatlayabileceklerinden vergiyi doğuran olay üzerinde etkisi olmadığı, iptal edilmiş sözleşmenin, taraflarına hukuki ve maddi yarar sağlayıp sağlamayacağı ve tevsik edici mahiyetinin kalıp kalmadığı gibi yönlerden hukuken yorumlanmasına muhtaç olan olayda vergilendirme işlemine karşı süresinde açılacak idari davada incelenebilecek iddiaların, Vergi Usul Kanunu’nun 122. ve 124.maddelerinde vergi hataları için öngörülen idari başvuru yolu izlenerek tesis ettirilen işleme karşı açılan idari davada incelenmesine olanak bulunmadığından, sözleşmeye ilişkin damga vergisi yönünden dava konusu olayda hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu 106.768,07-TL’lik ihale damga vergisinin 53.384,03-TL’sinin davacı şirkete (dava açılmadan önce) 16/04/2018 tarihinde iade edildiği görüldüğünden konusu kalmayan davanın bu kısmı açısından karar verilmesine yer olmadığı, ihale kararına istinaden davacı tarafından ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin iade edilmeyen 53.384,04 TL’lik kısmı yönünden vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği sonucuna varıldığından davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı, iade edilmemesi hukuka aykırı bulunan tutarın, davacı vekili tarafından 18/09/2018 tarihli düzeltme başvurusundan itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi talep edildiği görüldüğünden, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu işlemin ihale karar pulu damga vergisinin iade edilmeyen miktarına yönelik kısmının iptaline, iadesi yapılan miktarına yönelik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, iadesi istenilen sözleşme damga vergisinin onanmasına, ihale karar pulu damga vergisinin iade edilmeyen kısmının idareye başvuru tarihi olan 18/09/2018 tarihinden itibaren işletilecek 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya ödenmesine, davacının ödeme tarihinden itibaren talep ettiği tecil faizi istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVALI İDARENİN İDDİALARI : Dava konusu olayda vergi hatası bulunmayıp, hukuki yorum gerektiren konu hakkında 213 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamaycağı, ihale kararı damga vergisinin iadesinin, ihalenin iptal edilmesi halinde mümkün olduğu, Kamu İhale Kurumu tarafından düzeltici işlem tesis edilmesinin ihale iptali olarak değerlendirilemeyeceği, sözleşme damga vergisinin iade edilemeyeceğinin açıkça Kanunda düzenlendiği, damga vergisinde vergiyi doğuran olayın, kağıtların düzenlenerek hukuken tekemmül etmesi olduğu, imzalanmak suretiyle hukuken tekemmül eden ve verginin konusuna giren bir kağıdın hükmünden istifade edilmemiş olması veya kısmen istifade edilmiş olmasının, o kağıdın bir hususu ispat ve belli edebilecek belge olma vasfını ortadan kaldırmayacağı gibi kağıt tekemmül ettikten sonra kağıda konu muamelelerin feshedilmiş olmasının vergilendirmeyi etkilemeyeceği; diğer taraftan, yargı kararlarına göre iadesi gereken damga vergisine ilişkin tutarlar için idare tarafından faiz ödenmesini gerektirecek bir kanun hükmü bulunmadığı, idarenin haksız, yersiz veya fazladan tahsil ettiği bir vergi tutarı bulunmadığı gibi, haksız olarak tasarrufunda bulundurması da söz konusu olmadığından idarenin faiz ödeme yükü altına sokulmasının kabulünün mümkün olmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Sözleşmenin iptali ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte bir belgeden söz edilemeyeceğinden, damga vergisi açısından vergiyi doğuran olayın meydana geldiğinin kabulüne olanak bulunmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Melikgazi Belediye Başkanlığı’nca ihale edilen … kayıt nolu “12 ay süreyle 450 kişi ile Melikgazi İlçesi sınırları içerisinde çöp toplama, cadde, sokak, pazar yerlerinin süpürülmesi, konteynırların boşaltılması, ilaçlanması, çöplerin nakli, umumi wc, cami ve çevrelerinin temizliği İşi” uhdesinde kalan davacı tarafından ödenen 106.768,07-TL ihale damga vergisi ile 163.060,55-TL sözleşme damga vergisinin iadesi için yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasında, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği; aynı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasında ise, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu kurallarına yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise aynı Kanun’un 116. maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapılmış, 117. maddesinde, hesap hataları olarak; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması; 118. maddesinde de, vergilendirme hataları olarak; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hatalar gösterilmiş bulunmaktadır.
Anayasa’nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu, iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağı, Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceği, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, gereken hallerde, Anayasa Mahkemesinin, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceği, bu tarihin, kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemeyeceği, iptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini, öncelikle görüşüp karara bağlayacağı, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmî Gazete’de hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı düzenlenmiştir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli 1 sayılı tablonun “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı listesinin 2’nci fıkrasına 09/08/2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 28. maddesi ile “04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi hâlinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur. Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” ifadesi eklenmiştir.
Dairemizce, E:2019/7327 sayılı dosyada; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli, (I) sayılı tablonun “II.Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün 2. maddesine eklenen parantez içi hükümde yer alan “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” ibaresinin Anayasa’nın 2., 13., 35. ve 73. maddelerine aykırı olduğu itirazıyla 14/04/2022 tarihinde Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesi tarafından 28/02/2023 tarih ve 32118 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 13/12/2022 tarih ve E:2022/125, K:2022/162 sayılı kararla; ihale sonucu imzalanan sözleşmenin ihalenin iptali veya ihale üzerine bırakılan isteklinin değişmesi nedeniyle uygulanamaz hâle gelmesi durumunda sözleşmenin hükmünden faydalanılmayan dönemlere yönelik damga vergisinin ret ve iade edilmemesinin kişilere aşırı külfet yüklediği ve kuralın orantılı olmadığı sonucuna ulaşıldığı ve kuralın Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” cümlesi iptal edilmiş olup Anayasa Mahkemesince iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarih ayrıca kararlaştırılmamış, erteleme süresi öngörülmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli, (I) sayılı tablonun “II.Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün 2. maddesine eklenen parantez içi hüküm “İhale Kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları (Ek hüküm: 15/07/2016-6728/28 md.) (4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi hâlinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur. (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarihli ve E:2022/125, K:2022/162 sayılı Kararı ile.)” şeklinde yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, Melikgazi Belediye Başkanlığı’nca yapılan … kayıt nolu “12 ay süreyle 450 kişi ile Melikgazi İlçesi sınırları içerisinde çöp toplama, cadde, sokak, pazar yerlerinin süpürülmesi, konteynırların boşaltılması, ilaçlanması, çöplerin nakli, umumi wc, cami ve çevrelerinin temizliği işi” ne ilişkin ihalenin davacı uhdesinde kaldığı, 28/04/2017 tarihinde sözleşme imzalandığı, 106.768,07-TL ihale karar pulu damga vergisi ile 163.060,55-TL sözleşme damga vergisinin ödendiği, Kamu İhale Kurumunun … tarih ve … sayılı kararının iptali talebi ile açılan dava sonucu verilen mahkeme kararı üzerine ihalenin iptal edildiği, idareye yapılan başvuru üzerine dava konusu 106.768,07-TL’lik ihale karar damga vergisinin 53.384,03-TL’sinin davacı şirkete (dava açılmadan önce) 16/04/2018 tarihinde iade edildiği, davacı tarafından şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve 269.828,62-TL’nin (iade edilen 53.384,03-TL de dahil) ödeme tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin ihale kararının hükmünden yararlanılan kısmına ait damga vergisine ilişkin kısmının iptal ve iadesine yönelik davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz istemi bakımından;
Damga vergisinde, vergiyi doğuran olay, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana gelmektedir.
Olayda, 15/07/2016 tarih ve 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 28/b bendi ile 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı Tablonun; “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasındaki parantez içi hükmü gereği Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikayet sonrası ihale iptal edildiğinden ve ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisinin ret ve iade edilmeyeceği hüküm altına alındığından ve 106.768,07-TL’lik ihale karar damga vergisinin hükmünden yararlanılmayan 53.384,03-TL’sinin davacı şirkete (dava açılmadan önce) 16/04/2018 tarihinde iade edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemin davacının ihale kararı nedeniyle ödemiş olduğu 106.768,07-TL ihale damga vergisinin, ihale kararının hükmünden yararlanılan kısmına tekabül eden 53.384,03-TL’lik kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından davayı bu kısım bakımından kabul eden Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin sözleşme damga vergisine ilişkin kısmına yönelik davacı tarafından ileri sürülen temyiz istemine gelince;
Yukarıda yer verilen Anayasa’nın 153. maddesinde düzenlenen, iptal kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin kural, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasına veya toplum huzurunun bozulmasına yol açacak sonuçları önlemek amacıyla kabul edilmiş olup bu kuralın mutlak anlamda anlaşılıp uygulanamayacağı; özellikle bir davaya bakmakta olan mahkeme tarafından itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülen konularda uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi hâlde Anayasa’nın 152. maddesinde düzenlenmiş olan “Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” (itiraz) yolunun hukuk ve uygulama yönünden sonuçsuz kalacağı yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Nitekim Anayasa’nın, itiraz yoluna başvurulan kanun hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının beş ay içinde gelmemesi hâlinde mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağına işaret edilen 152. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” yolundaki kural da Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, bu karardan önce açılmış bulunan ve bakılmakta olan davalarda uygulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanunun uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak veya menfaatlerini ihlâl eden kuralın, daha önce yapılan başvuru sonucunda (iptal davası veya itiraz yoluyla) Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması hâlinde, iptal hükmünün hukukî sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır. Aksi hâlde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının uygulama tarihinin yukarıda belirtilen amaçla ayrıca belirlenmesi hâlinde, iptal edilen yasa başvuracakların iptal kararının hukukî sonuçlarından yararlanamayacaklarının kabulü; bir yandan dava yoluna başvuran herkes için Anayasa ile tanınmış olan itiraz hakkının bunlar için fiilen işlemez hâle getirilerek ortadan kalkması ve iptal kararının uygulanamaması, öte yandan Anayasa’ya aykırılığı hükmen saptanmış olan bir yasa kuralının uygulanmasının hukuken korunması gibi bir sonuca neden olur ki bu durumun Anayasa’nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırılık teşkil edecektir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli, (I) sayılı tablonun “II.Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün 2. maddesine eklenen parantez içi hükümde yer alan “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işleme karşı açılan davada Dairemizce itiraz yoluyla yapılan başvuru sonrasında Anayasa Mahkemesince; ihale kararı damga vergisi ile sözleşme damga vergisi arasındaki, çelişkili uygulamaya değinilmek suretiyle sözleşmenin hükmünden faydalanılmayan dönemlerine ilişkin damga vergisinin ret ve iade edilmemesinde orantılılık ilkesine aykırılık bulunduğu suretiyle iptal kararı verildiğinden incelenen bu dosyada anılan iptal kararının dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmış olup, davayı sözleşme damga vergisine ilişkin kısım bakımından reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının anılan iptal kararı da yeniden yapılacak incelemede dikkate alınmak suretiyle bu kısım yönünden bozulması gerekmektedir.
Öte yandan, davacı tarafından ödenen 269.828,62-TL’nin (davacı şirkete dava açılmadan önce ödenen 53.384,03-TL de dahil) ödeme tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle iadesi istenildiğinden, Bölge İdare Mahkemesince yeniden verilecek kararda ihale kararı damga vergisinin hükmünden yararlanılan kısmının ret ve iadesine ilişkin kısım bozulduğundan bu kısma isabet eden faiz talebinin, ihale kararı damga vergisinin hükmünden yararlanılmayan kısmına ilişkin faiz talebinin (değerlendirme yapılmayan) ve sözleşme damga vergisi yönünden karar bozulduğundan bu kısma isabet eden faiz talebinin yeniden değerlendirileceği tabiidir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz isteminin kabulüne,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.