Danıştay Kararı 9. Daire 2019/6907 E. 2022/408 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2019/6907 E.  ,  2022/408 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6907
Karar No : 2022/408

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi İdaresi Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: 7143 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında davacı tarafından yapılan matrah artırımı sonucu oluşturulan ödeme tablosu içeriğinde yer alan borcun, 2018/Nisan dönemi katma değer vergisi iade alacağından mahsubu işleminin kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesi …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; davacı şirketin 2016 ve 2017 yılları için katma değer vergisi ve kurumlar vergisi için matrah artırımı yaptığı, 774.000,00-TL KDV iade alacağından, henüz vadesi gelmemiş matrah artırımına ilişkin toplam 427.347,41-TL borcun 2018/1 seri nolu Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun İç Genelgesi hükümlerine göre mahsup edildiği ve taraflarına bakiye 346.652,59-TL’nin ödendiği, mahsup işleminin geri alınması talebinin reddedildiği, 2018/1 seri nolu Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun İç Genelgesi’nin ”Cebren Tahsil Edilen Paralarla Emanetteki Paraların Mahsubu” başlıklı C bölümündeki; ”İade talebinin 7143 sayılı Kanunun başvuru süresinin bitiminden (31 Temmuz 2018) önce olması halinde mükellefin talebine bağlı kalınmaksızın 7143 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlere (vadesi gelmemiş olanlar da dâhil olmak üzere) mahsup edilecek ve kalan bir tutarın bulunması durumunda ise 6183 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin onaltıncı fıkrası göz önünde bulundurularak red ve iade edilecektir.” kuralı çerçevesinde davacının isteği reddedilmiş ise de 7143 sayılı Kanun’un 9. maddesinde ve bu Kanun’un 1 seri nolu Genel Tebliğinin ”Mahsuben Ödeme” başlıklı I/C-4. bölümünde, ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından matrah artırımı sonucu oluşan borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların durumu düzenlenmiş olup, bu düzenlemelere göre mahsuben tahsilat yapabilmek için mükelleflerin isteğinin şart olduğu, 1 seri nolu Genel Tebliğin V/E-6/a bölümünde matrah artırımı sonucu oluşan vergilerin mahsup işlemine konu olamayacağı, 6183 sayılı Yasanın 23. maddesine göre de mahsuben tahsilatın ancak muaccel borçlara uygulanabileceği, iç genelge uyarınca yapılan mahsuben tahsilatın 7143 sayılı Kanun’un 9. maddesi, bu maddeyi açıklayıcı nitelikteki 1 seri nolu Genel Tebliğin I/C-4. bölümüne aykırı olduğu, 7143 sayılı Kanun’u açıklamak için çıkarılan 1 seri nolu Genel Tebliğin V/E-6/a bölümünde matrah artırımı sonucu oluşan vergilerin mahsup işlemine konu olamayacağının düzenlendiği, 6183 sayılı Kanun’un 23. maddesine göre ise mahsuben ödeme muaccel borçlar için yapılabileceği ve dava konusu mahsuben tahsilat işlemi anında henüz muaccel bir borç olmadığının görüldüğü, anılan kanunlarda önerilmeyen mahsuben tahsilatın, iç genelgeyle yapılmasının verginin kanuniliği ilkesiyle bağdaşmayacağı açık olduğundan dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idarenin, Vergi Mahkemesi kararının esasına karşı istinaf başvurusu dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların sözü geçen kararın bu kısmının kaldırılmasını sağlayacak durumda bulunmadığı, kararda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair hüküm fıkrası yönünden; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve yargılama giderlerinin davada haksız bulunan tarafa yükletileceği, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği kurala bağlanmış olup, dosyadan, davanın davacı şirketin vekili olan avukat tarafından açılmadığı ve takip edilmediği halde Mahkeme kararında davacı lehine avukatlık ücretine hükmedildiği görülmüş olup, bu durumda, avukat vasıtasıyla temsil edilmeyen davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline dair hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine, yapılan istinaf başvurusunun davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkrası yönünden kabulüne, Mahkeme kararının davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İade talebinin 7143 sayılı Kanun’un başvuru süresinin bitiminden (31 Temmuz 2018) önce olması halinde mükellefin talebine bakılmaksızın 7143 sayılı Kanun’a göre ödenmesi gereken taksitlere (vadesi gelmemiş olanlar da dahil olmak üzere) mahsup edilecek ve kalan bir tutarın bulunması halinde ise 6183 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 88. Maddesinin 16. fıkrası göz önünde bulundurularak red ve iade edilecektir.” hükümlerine göre işlem yaptıklarını belirterek işlemin hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.