Danıştay Kararı 9. Daire 2018/2940 E. 2020/6105 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2018/2940 E.  ,  2020/6105 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2940
Karar No : 2020/6105

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kimya ve Madeni Yağ Nakliyat San. ve Tic.Ltd.Şti.

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Davacı adına, bir kısım özel tüketim vergisini kayıt ve beyan dışı bıraktığı, bir kısım alışlarını sahte fatura ile belgelendirdiği tespitini içeren vergi tekniği raporundaki veriler esas alınmak suretiyle takdir komisyonu kararına istinaden 2010/Mart dönemi için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı davalı idarenin istinaf başvurusunu reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Tarh zamanaşımı süresi içerisinde vergi dairesince yapılacak olan takdire sevk işlemi için herhangi bir yasal sınırlama bulunmadığı, takdir komisyonunca kendisine gönderilen bilgi ve belgelerdeki somut tespitler esas alınarak matrah takdiri yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İleri sürülen iddialar temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesi’ne gönderilmesine, 23/12/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde resen tarhiyatın, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 74. maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, “yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak” takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmış, komisyonun yetkilerini düzenleyen 75. maddenin 1. fıkrasında ise “72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisini haizdir.” kuralına yer verilmiştir.
213 sayılı Kanun’un 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış, 114. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımını mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; 2010 yılı hesap ve işlemlerinin sahte fatura kullanımı yönünden incelenmesine karar verilerek, dönem matrahının takdiri için 01/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonu tarafından 29/07/2016 tarihli vergi tekniği raporuna atıf yapılarak 28/09/2016 tarihli kararıyla matrah takdirinde bulunulması üzerine 2010/Mart dönemine ilişkin vergi ve ceza ihbarnamesinin 06/11/2016 tarihinde davacıya tebliği üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
213 sayılı Kanunun 30. maddesi karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlamadan önce veya vergi incelemesi devam ederken takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımı süresinin duracağı 213 sayılı Kanun’un 114. maddesi gereğidir.
Bu durumda, dava konusu verginin matrahının takdiri için 01/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilmesiyle duran ve sevk tarihinden itibaren bir yıl içinde takdir komisyonu kararının vergi dairesi kayıtlarına girmesiyle işlemeye devam eden zamanaşımı süresi dolmadan 06/11/2016 tarihinde tebliğ edilen ihbarname ile duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, zamanaşımı nedeniyle tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının, tarhiyatın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyu ile karara karşıyım.