9. Daire 2009/1288 E. , 2011/8960 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2009/1288
Karar No: 2011/8960
Temyiz İsteminde Bulunan : Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Vekili : …
Karşı Taraf : Kırka Belediye Başkanlığı – Kırka/Seyitgazi – ESKİŞEHİR
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı kurum adına 2007 yılı belediye payının eksik ödendiğinden bahisle…tarihli ve … sayılı ihbarname ile istenilen vergi ziyaı cezalı belediye payının terkini istemiyle açılan davayı; davacı tarafından hesaplanan belediye payının, davalı idarenin davacının defter ve kayıtları üzerinde … Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuyla belirlenen işletme brüt kârına göre hesaplanan belediye payından az olduğundan, brüt işletme kârına göre hesaplanan belediye payından davacı tarafından ödenen payın indirilmesi suretiyle kalan payın salınmasında hukuka aykırılık olmadığı, kesilen vergi ziyaı cezasına gelince; Belediye Gelirleri Kanununun 98.’nci maddesiyle sadece vergi, harç ve katılma payları bakımından Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlandığından belediye payları için vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle kısmen kabul eden kısmen reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, işletme brüt kârı hesaplanırken, maden ocağından çıkan cevherden elde edilen gelirin dikkate alınması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Dava konusu olayda, işletme brüt kârı hesaplanırken, maden ocağından çıkan cevherden elde edilen gelir dikkate alınması gerekirken, madenin işletmede işlenmesinden sonra elde edilen gelir dikkate alınarak bir karar verildiği görüldüğünden, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince duruşma işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta, davacı kurum adına 2007 yılı belediye payının eksik ödendiğinden bahisle salınan vergi ziyaı cezalı belediye payının terkini istemiyle açılan davayı kısmen kabul eden kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 97. maddesinin b bendinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet gösteren maden işletmelerince, 3213 sayılı Maden Kanununun 14 üncü maddesinde yer alan paylara ilaveten yıllık satış tutarının % 0,2’si nispetinde belediye payı ayrılır. Bu pay, Devlet hakkının Hazineye ödenmesi sırasında ruhsat sahibi tarafından ilgili belediyeye ödenir.” hükmüne yer verilmiştir. 3213 Sayılı Maden Kanunu’na 29.12.2005 tarihinde 5446 sayılı Kanunla eklenen Ek 6. maddede ise, ” Bor Tuzları için, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun değişik mükerrer 97 nci maddesinin (b) bendine göre hesaplanacak belediye payı, belediye sınırları ve mücavir alanlardan çıkartılan madenlerden elde edilecek işletme brüt kârının % 2′ sinden az olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, yasal düzenlemelerde, bor madenlerinden alınacak belediye payının madenlerden elde edilecek işletme brüt kârı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş ise de, bu payın, madenin işlenmesi sonucu elde edilen ürününün geliri üzerinden mi yoksa maden ocağından çıkarılan cevherden elde edilen gelir üzerinden mi alınacağı konusunda bir açıklığa yer verilmemiştir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından 2007 yılında üretilen madenle ilgili olarak ocak başı satış tutarı ve aynı üretim için brüt kâr esas alınarak yapılan hesaplama sonucu 56.542,05 YTL. tutarındaki belediye payının davalı belediyeye ödendiği, davalı belediye tarafından ise ödenen tutarın Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 97. maddesine uygun olmayıp ödenmesi gereken miktarın daha yüksek olması gerektiği ileri sürülerek, ödenmesi gereken belediye payının hesaplanması amacıyla davacıdan 2007 yılına ilişkin bilançolarının istendiği, ancak davacının bu bilgilerinin ticari sır olduğunu ileri sürerek davalı idareye ibraz etmediği, bunun üzerine, davalı belediye tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak davacı tarafından 2007 yılında elde edilen işletme brüt kârı ve bu kâra göre hesaplanan belediye payının tespitinin istendiği, istem üzerine Asliye Hukuk Mahkemesince bir yeminli mali müşavirin bilirkişi olarak atandığı, bilirkişi tarafından davacının
ticari tablolarının incelenerek, bor madeninin işlenmesi sonucu elde edilen brüt işletme kârının ve bu kâr üzerinden hesaplanan belediye payının … YTL. olduğu sonucuna varıldığı, davalı idare tarafından da, bilirkişi tarafından bulunan bu tutardan davacının daha önce ödediği tutarın çıkarılması suretiyle kalan tutarın bir kat vergi ziyaı cezalı olarak davacı adına salınması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bor madenlerine ilişkin özel bir düzenleme getiren 3213 Sayılı Maden Kanunu’nun Ek 6. maddesinin lafzına bakıldığında, belediye payının “çıkartılan madenlerden elde edilecek” kâr üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir. Aynı zamanda, 6.11.2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği”nin 90. maddesinde de işletme brüt karının, bor tuzları için ruhsat sahasından çıkartılan tüvenan madenlerin toplam üretim maliyetinin yüzde 80’i olarak kabul edileceği belirtilmek suretiyle bu konudaki Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının görüşü ortaya konmuştur. Kaldı ki, aynı madenden çıkan madenin birden çok işletmede işletilmesi ve bu işletmelerin farklı belediyelerin sınırları içinde olabilmesi nedeniyle, alınacak belediye payının madenin işlenmesi sonucu elde edilen ürünün geliri üzerinden alınması halinde, çıkarılan aynı maden için iki farklı belediyeye belediye payı ödenmesi gerekeceği gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır ki bunun Kanun koyucunun amacıyla bağdaşmayacağı açıktır.
Bu durumda, bor madenlerinden alınacak belediye payının, maden ocağından çıkarılan cevherden elde edilen gelir üzerinden yani madenin ocak başı satış tutarı üzerinden hesaplanarak ödenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bor madeninin işlenmesi sonucu elde edilen brüt işletme kârı dikkate alınarak belediye payı hesaplanıp davacının ödediği tutarın tenzili suretiyle aradaki fark üzerinden salınan belediye payında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 27.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.