Danıştay Kararı 9. Daire 2008/8391 E. 2011/7694 K. 15.11.2011 T.

9. Daire         2008/8391 E.  ,  2011/7694 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2008/8391
Karar No: 2011/7694

Temyiz İsteminde Bulunan : Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
İSTANBUL
Karşı Taraf : …

Vekili : …

İstemin Özeti : Davacı banka tarafından … A. Ş. adına ödenen tapu harcının yasal faizi ile birlikte ret ve iadesi istemiyle açılan davayı; olayda, davacı bankaya kredi borcu bulunan … A. Ş. adına kayıtlı bulunan gayrimenkul üzerine ipotek tesis edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilerek davacı banka tarafından alacağına mahsuben gayrimenkulün satın alındığı, tapu müdürlüğünce tapu tescil işlemlerinin yapılması sırasında bu muameleden harç alınıp alınmayacağı konusunda Maliye Bakanlığı’ndan görüş istenildiği, iktisat … A. Ş tarafından Harçlar Kanunu’na ekli 4 sayılı Tarifenin I-20/a maddesi kapsamında harç alınması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, tapu işlemlerinin bir an evvel sonuçlandırılması amacıyla söz konusu harcın, … A. Ş. adına davacı banka tarafından ihtirazi kayıtla ödendikten sonra faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmakta ise de, 5411 sayılı Yasa uyarınca harç ödememesi gereken davacıdan harç tahsil edilmesinde isabet bulunmadığı, davacının faiz istemine gelince; 2577 ve 213 sayılı Yasalarda faize hükmedileceği hususunda bir hüküm bulunmadığından davacının faiz isteminde isabet bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul eden, kısmen reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davacının ödeme yaptığına ilişkin bir belge bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Davacının Savunma Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının faize ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilerek onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, davacı tarafından vergi dairesinin temyiz dilekçesinde verilen cevapta temyize konu kararın faiz istemi yönünden düzeltilerek onanması istenilmiş ise de, gerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda gerekse bu kanunda yollamada bulunulan diğer kanunlarda böyle bir usul öngörülmediğinden, ancak ilgili kararın bu yönden temyizi halinde incelenebilecek olan istemin, bu aşamada incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılarak işin esasına geçilerek gereği görüşüldü;
Uyuşmazlık, davacı banka tarafından … A. Ş. adına ödenen tapu harcının yasal faizi ile birlikte ret ve iadesi istemiyle açılan davayı, iade istemi yönünden kabul eden, faiz istemi yönünden ise reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının 4577 sayılı Yasanın 5. maddesiyle değişik (a) bendinde iptal davasının; idari işlemler hakkında yetki, şekil sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı, 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde ehliyet hususunun ilk inceleme esnasında inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemelere göre, iptal davası açılabilmesi için, davacının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olması yeterli değildir. Ayrıca, iptali istenilen idari işlemin davacının güncel, doğrudan ve kişisel bir menfaatini ihlal ediyor olması da gereklidir. İdari Yargılama Hukukunda, davada taraf olma ehliyetinin bir koşulu olarak kabul edilen menfaat ihlali sözkonusu olmaksızın iptal davası açılmasına olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı bankaya kredi borcu bulunan … A. Ş. adına kayıtlı bulunan gayrimenkul üzerine ipotek tesis edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilerek davacı banka tarafından alacağına mahsuben gayrimenkulün satın alındığı, tapu müdürlüğünce tapu tescil işlemlerinin yapılması sırasında bu muameleden harç alınıp alınmayacağı konusunda Maliye Bakanlığı’ndan görüş istenildiği, … A. Ş tarafından Harçlar Kanunu’na ekli 4 sayılı Tarifenin I-20/a maddesi kapsamında harç alınması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, tapu işlemlerinin bir an evvel sonuçlandırılması amacıyla söz konusu harcın, … A. Ş. adına davacı banka tarafından ihtirazi kayıtla ödendikten sonra iadesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda davacı bankanın, gayrimenkul alımı sırasında ödediği harç ile birlikte, gayrimenkulü satan … A. Ş.’nin ödemek zorunda olduğu harcı da, bu kurum adına ödemiş olması, bir başka ifade ile; … A. Ş.’nin harç borcunu rızaen üzerine almış olması, davacı banka ile … A. Ş. arasındaki özel bir ilişki olup, davacı bankanın menfaatini, 2577 sayılı Yasa’da aranılan anlamda ihlal ederek, dava açma hakkı veren bir işlem olarak düşünülmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle dava açma ehliyeti bulunmayan davacı bankanın açmış olduğu davada, işin esasına girerek karar veren vergi mahkemesi kararında isabet bulunmayıp bozulması gerekmektedir.
Temyiz konusu kararın vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince;
Vergi Mahkemesince her ne kadar kararın verildiği 2008 yılında geçerli olan Avukatlık Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti nispi olarak hesaplanarak hüküm altına alınmış ise de; vergi mahkemelerinde görülmekte olan dava ve işlerde yapılacak hukuki yardımlara ödenecek avukatlık ücretini maktu olarak belirleyen 13.12.2007 tarih ve 26729 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısım Birinci Bölümü 4 nolu alt bendinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin olarak çıkarılan ve 23.05.2008 tarih ve 26884 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarifenin 3. maddesinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından 25.3.2011 tarihinde verilen E:2008/6855, K:2011/1815 sayılı kararla Tarife Değişikliğinin iptaline karar verildiğinden anılan karar uyarınca, vergi mahkemesince avukatlık ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Kaldı ki, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun “avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması” başlıklı 168. maddesinin 2. fıkrasına 16.6.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanunun 35. maddesi ile eklenen “Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.” cümlesi ile de bu husus Yasada düzenlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin…tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 15.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.