Danıştay Kararı 9. Daire 2007/6375 E. 2008/684 K. 12.02.2008 T.

9. Daire         2007/6375 E.  ,  2008/684 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2007/6375
Karar No: 2008/684

Temyiz İsteminde Bulunan : Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü – İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : …’nin ödenmeyen vergi borçlarının bu şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, …’nin muhtelif dönemlere ilişkin vergi beyannamelerini vermediğinin tespit edilmesi üzerine takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden bu şirket adına cezalı tarhiyat yapıldığı, cezalı vergilere ilişkin vergi-ceza ihbarnamesinin ödevlinin adresine tebliğ edilememesi üzerine ilanen tebliğ edilerek kesinleştirildiği, kesinleşen vergilerin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin ise 11.5.2007 tarihinde … Mahallesi muhtarlığına teslim edildiği, akabinde de kamu alacaklarının şirketten tahsil edilme olanağı kalmadığından bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, kanuni temsilcinin şirket borçlarından dolayı takibe alınabilmesi için, kamu alacağının şirket açısından usul hükümlerine uygun bir şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesi, şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılması, tespit edilen malvarlığına haciz konularak satışının sağlanması veya kıymet tespiti yapılarak kamu alacağından mahsup edilmesi ve sayılan bu takip işlemlerine rağmen kamu alacağının şirketten tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşılması durumunda ise, kanuni temsilcinin takibe alınarak adına ödeme emri düzenlenmesi gerekeceğinin açık olduğu olayda, şirket adına takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın ihbarname aşamasının ilanen tebliğ yolu ile tebliğ edilerek kesinleştiği anlaşılmakta ise de, ödeme emrinin normal yollardan PTT ve memur eliyle veya ilanen tebliğ yolu kullanılarak tebliğ edilmediği, sadece 11.5.2007 tarihinde …/… mahallesi muhtarlığına teslim edilerek tebliği yoluna gidildiğinin anlaşılmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili maddelerinde vergilendirmeye ilişkin işlemlerin nasıl tebliğ edileceğinin belirtildiği, sözkonusu maddelerde mahalle muhtarına teslim edilmek suretiyle tebliğ şeklinden bahsedilmediği, bu durumda, ödeme emrinin … Şirketine tebliğ edildiğinin kabulünün hukuken mümkün bulunmadığı, ayrıca kanuni temsilci adına düzenlenen ödeme emirleri 4.5.2007 tarihli olduğu halde adı geçen şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin bu tarihten sonra tebliğ edilmeye çalışıldığı anlaşıldığından, borçlu şirket yönünden kesinleşmeyen vergi borçlarının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde isabet görülmediği gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebligatının yasal olduğu, bu nedenle şirketten tahsil edilemeyen vergi borçlarının, bu şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan istenilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 12.2.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.