Danıştay Kararı 9. Daire 2007/4188 E. 2009/1429 K. – T.

9. Daire         2007/4188 E.  ,  2009/1429 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2007/4188
Karar No: 2009/1429

Temyiz İsteminde Bulunan: Beyşehir Vergi Dairesi Müdürlüğü – KONYA
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı – …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı belediyenin, yol düzenlemesi ve yol dolguları ile istinat duvarı yapımında kullanılmak üzere kilit taşı, parke taşı, kum, çakıl, taş vb. malzeme alımlarında 5393 sayılı Belediye Kanununun 16. maddesi uyarınca katma değer vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için muafiyet belgesi verilmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 5393 sayılı Kanunun 16. maddesinde, belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen taşınmazları ile bunların inşa ve kullanımlarının her türlü vergi, resim, harç, katılma ve katkı paylarından muaf olduğunun hükme bağlandığı, 3065 sayılı Kanunun 19. maddesinde ise, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu. katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceğinin kurala bağlandığı, özel bir düzenleme içeren ve sonra yürürlüğe giren 5393 sayılı Kanunun 16. maddesinin söz konusu genel düzenlemeden etkilenmesinin söz konusu olamayacağı, katma değer vergisi muafiyetinden yararlanmak için kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen taşınmazlar ile bunların inşa ve kullanımının söz konusu olması gerektiği, olayda da, belediyeler için herhangi bir gelir getirmeyen, kamunun yararlanmasına açık olan yolların yapımında kullanılmak üzere malzeme alımları nedeniyle katma değer vergisi muafiyetinin sözkonusu olduğu, bu durumda, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; katma değer vergisi ile ilgili istisna ve muafiyetlerin ancak 3065 sayılı Kanunla birlikte getirilebileceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …n’un Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, davacı belediye tarafından 5393 sayılı Belediye Kanununun 16. maddesi uyarınca katma değer vergisinden muaf tutulması ve muafiyet belgesinin verilmesinin istenildiği, davalı idare tarafından söz konusu başvurunun…tarih ve… sayılı işlem ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 377 ve 378. maddelerinin değerlendirilmesinden, söz konusu başvuruya idarece verilen yanıt, Hukuk Düzeninde herhangi bir etki ya da sonuç yaratmaz. İdarenin bu nitelikteki yanıtı yürütülebilir olmadığından, idari davaya konu edilemeyeceği sonucuna varılmakta olup söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın incelenmeksizin reddi gerektiğinden aksi yöndeki vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Davacı belediyenin, yol düzenlemesi ve yol dolguları ile istinat duvarı yapımında kullanılmak üzere kilit taşı, parke taşı, kum, çakıl, taş vb. malzeme alımlarında 5393 sayılı Belediye Kanununun 16. maddesi uyarınca katma değer vergisi muafiyetinden yararlandırılması ve muafiyet belgesi verilmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 377’nci maddesinde, mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiş; 378’inci maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı belediye tarafından davalı idareye yapılan 27.6.2006 tarihli başvurusu ile yol düzenlemesi ve yol dolguları ile istinat duvarı yapımında kullanılmak üzere kilit taşı, parke taşı, kum, çakıl, taş vb. malzeme alımlarında 5393 sayılı Belediye Kanununun 16. maddesi uyarınca katma değer vergisinden muaf tutulması ve muafiyet belgesinin verilmesinin istenildiği, davalı idare tarafından söz konusu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, vergi mahkemesince, işin esası incelenmek suretiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Yasallık ilkesi gereği, muafiyet veya istisna, kanunla tanınan bir olanaktır. Kanunla tanınan bir olanağın hak haline gelebilmesi, ayrıca, idarece de tanınmasına bağlı değildir. Bu nedenle, muafiyetten yararlanma amacıyla idareye başvurulması ve bu başvurunun idarece reddi yolunda tesis edilen işlem hukuk düzeninde herhangi bir etki ya da sonuç yaratmaz. İdarenin bu nitelikteki yanıtı yürütülebilir olmadığından, idari davaya konu edilemez. Bu konuda, idari davaya konu edilebilir nitelikteki işlem, davacı belediyenin yol yapımı sırasında kullanılmak üzere taş, kum, çakıl gibi malzemeleri alması halinde, anılan Kanun hükmüne aykırı olarak, idarece yapılacak vergilendirme işlemi ile ceza kesme işlemidir.
Bu bakımdan, davacı belediyenin başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemin idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte bir idari işlem olmaması nedeniyle iptali istemiyle açılan davanın incelenmeksizin reddi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm tesis edilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 18.3.2009 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Karşı Oy : İleri sürülen iddialar, usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.