Danıştay Kararı 9. Daire 2007/2897 E. 2007/3204 K. 02.10.2007 T.

9. Daire         2007/2897 E.  ,  2007/3204 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2007/2897
Karar No: 2007/3204

Temyiz İsteminde Bulunan : Uluçınar Vergi Dairesi Müdürlüğü – KOCAELİ
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Yükümlü şirketin 2004 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu bayilerine ciro primi olarak bedelsiz verdiği mallar ile bayilerine ücretsiz olarak teslim ettiği stand ve rafların değeri üzerinden katma değer vergisi hesaplamadığından bahisle inceleme raporuna dayanılarak 2004/Nisan-Ekim dönemleri için adına re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 4. maddesinde nelerin hizmet sayılabileceğinin belirtildiği, 24/c maddesinde vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirlerin matraha dahil unsurlar arasında sayıldığı, 25. maddesinde de teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teammüllere uygun miktardaki iskontoların katma değer vergisi matrahına dahil olmadığının hükme bağlandığı, davacı şirketin bayilerine mal teslimi şeklinde yaptığı ciro primi ödemelerinin katma değer vergisine dahil olmadığı, aksine yorum yapılarak ve matraha dahil edilerek tarhiyata konu edilmesinde yasal isabet bulunmadığı, kaldı ki aksine yorum yapılması halinde de burada hesaplanacak katma değer vergisinin alıcı tarafından indirim konusu yapılarak geri alınacağı, mal alan bayilerin nihai tüketici olmadığı, tarhiyatın bayilere ücretsiz olarak verilen stand ve raf bedellerinden kaynaklanan kısmına gelince, davacı şirketin faaliyetinin boya imalatı olduğu, sözkonusu stand ve rafların alım-satımı işiyle uğraşmadığı, haricen temin edilen ve bayilere verilen bu ürünlerin reklam ve tanıtım amacıyla verildiğinin kabulü gerektiğinden tarhiyatın buna ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulmadığı gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; vergi inceleme raporu uyarınca yapılan cezalı tarhiyatın yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin ciro pirimi karşılığı bedelsiz mal tesliminden kaynaklanan cezalı tarhiyat bölümüne ilişkin hüküm fıkrası bakımından oyçokluğu ile diğer hüküm fıkrası bakımından oybirliğiyle reddine ve kararın onanmasına 2.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY : 3065 sayılı Kanununun 1/1. maddesinde Türkiye’de ticari, sınai zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 4/2. maddesinde bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olduğu ve hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.
Fatura üzerinde yapılan iskonto ile ciro primini birbirinden ayırmak gerekmektedir. İskonto, hesap dönemi içinde satıcının satış bedeli üzerinden yaptığı indirimi ifade eder. Bu durumda yapılan iskonto mal maliyetini azaltmakta dolayısıyla katma değer vergisine tabi tutulmamaktadır. 3065 sayılı Kanunun 25/a maddesi uyarınca katma değer vergisi matrahına dahil edilmeyecek olan iskonto, ticari teamüllere uygun olarak yapılan iskontodur. Bu durumda ciro pirimi uygulamasının, hak kazanılan ciro primi tutarında alıcıya teslim şeklinde yapılmasını 3065 sayılı Kanununu 4. maddesi kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.
Ciro primi yapılan satış hizmetinin karşılığı olduğundan hizmet ifasında bulunan taraf bunu hizmet faturası düzenlenmek suretiyle belgeleyecektir. Yapılan hizmet karşılığı olarak satıcı tarfından gönderilen mal için ise satış faturası düzenlenmesi gerekmektedir. Zira ciro primi karşılığı bedelsiz mal gönderilmesi, 3065 sayılı Kanun açısından ciro primine hak kazanan bayi açısından hizmet ifasını, ana satıcı açısından bedelsiz mal gönderilmesi olmak üzerine iki teslimi bir arada bulunduran bir işlemdir. 3065 sayılı Kanun açısından her teslim için bir fatura düzenlenmesi ve üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden: davacı şirketin imal ettiği boyaları bayileri vasıtasıyla sattığı, bayileriyle yapmış olduğu sözleşme uyarınca günün koşullarına göre belirli dönemler itibariyle ciro primi ödemesi yaptığı, ciro pirimi uygulanmasının bazı dönemlerde ciro primine hak kazanan bayinin, kazandığı ciro primi tutarında davacı şirkete ciro primi faturası kesmesi şeklinde olduğu gibi, bazen de hak kazanılan ciro pirimi tutarında mal teslimi şeklinde olduğu, bu uygulamada davacı şirketin bayilerine, liste fiyatını (bayilerin uyguladığı fiyat) baz alarak düzenlemiş olduğu faturanın (davacı şirket tarafından mutad şekilde yapılan tüm iskontolar düşüldükten sonraki tutar üzerinden) en alt kısmında, bayisinin hak ettiği ciro primi kadar tutarı düşerek bakiye üzerinden katma değer vergisi hesapladığı, böylece ciro primi kadar tutar üzerinden vergi hesaplanmadığı anlaşılmış olup, buna göre dava konusu cezalı tarhiyatın bu kısmında mevzuata aykırılık görülmediğinden temyize konu kararın bu konuya ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyu ile kararın bu bölümüne katılmıyorum.