Danıştay Kararı 9. Daire 2006/3921 E. 2008/230 K. 17.01.2008 T.

9. Daire         2006/3921 E.  ,  2008/230 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2006/3921
Karar No: 2008/230

Temyiz İsteminde Bulunan : Merter Vergi Dairesi Müdürlüğü – İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin, 2000/Ağustos-Ekim dönemlerine ilişkin olarak pişmanlık dilekçesi ekinde ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesi neticesinde katma değer vergisi alacağından tenzil edilen …-TL katma değer vergisi ile zamlarının iadesi istemiyle açılan davayı; davacı şirketin emtia satın aldığı … (… Ortaklığı)’in Kod 5 “olumsuz mükellefler listesi” nde yer alması nedeniyle anılan şirketten alınan faturalardaki …TL’lik katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağının idarece davacıya bildirildiği, ilgili dönemlere ait katma değer vergisi beyannamelerinin yeniden düzenlenmesi ve pişmanlık dilekçesi ekinde ihtirazi kayıtla verilmesi ile davacının katma değer vergisi alacağından tahsil edilen katma değer vergisi ve zamlarının iadesi istemiyle işbu davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda davacının anılan şirketten aldığı faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğuna ya da yapılan alım satımın gerçeği yansıtmadığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin bulunmadığı, verilen ara kararına cevaben sunulan yazıda anılan ortaklığın incelemeye sevk edildiği ancak henüz düzenlenmiş bir inceleme raporunun idareye intikal etmediği bildirildiğinden, KOD 5 listesinde bulunduğu gerekçesiyle …’ten olan alışlarına ilişkin katma değer vergileri indirim konusu yapılamayacağından bahisle ihtirazi kayıtla ve pişmanlık dilekçesi ile verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak ihracatta katma değer vergisi alacağından tahsil edilen …TL katma değer vergisinin ret ve iadesi icap ettiği gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; … ‘in Kod 5 listesinde bulunan diğer şirketlerden mal alışı olduğu ve bu alışların gereği yansıtmadığı, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 17.1.2008 tarihinde esasta oybirliği usulde oyçokluğu ile karar verildi.

Karşı Oy : Dosyanın incelenmesinden; Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemiyle yapılan başvuruya ait dilekçenin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Merter Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenerek, Vergi Dairesi Müdürü tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 5’inci maddesinde, kurulacak vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçmesiyle birlikte vergi dairesi müdürlükleri ile gelir müdürlüklerinin ilgili vergi dairesi başkanlığına bağlanmış sayılacağı; mal müdürlükleri bünyesinde bulunan bağlı vergi dairelerinin ise vergi dairesi başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar defterdarlıklara bağlı olarak faaliyetlerine devam edecekleri hükmüne yer verilmiştir.
5345 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinde; Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerlerde bu Kanunun 24 ve 25’inci maddesindeki görev ve yetkileri haiz vergi dairesi müdürlüklerinden oluşacağı, vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin değişikliklerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği, hükme bağlanmış olup; Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca Valiliklere gönderilen 22.9.2005 gün ve 48194 sayılı yazıda da, anılan Kanunun 23’üncü maddesi uyarınca; 29 ilde kurulan ve 16.9.2005 tarihinde faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarının kurulduğu illerde bulunan bağlı vergi dairelerinin, anılan Kanunun Geçici 5’inci maddesi gereğince, vergi dairesi başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar, Defterdarlıklara bağlı olarak faaliyetlerine devam edecekleri belirtilmiştir.

Bu durumda, vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçirildiği 16.9.2005 tarihinden sonra açılan davalarda, 5345 sayılı Kanunun 24’üncü maddesine göre, vergi uyuşmazlıklarını takip ve yargısal işlem yapma yetkisi, vergi dairesi başkanlıklarına, bu başkanlıkların bulunmadığı yerlerde vergi dairesi müdürlüklerine ve aynı Kanunun geçici 5’inci maddesi kapsamındaki vergi dairesi müdürlüklerine aittir. 5345 sayılı Kanunda, dava takip ve yargısal işlemler yapma yetkisinin, yetkinin sahibi olduğunu açıkladığımız idari birimler tarafından alt idari birimlere devrine izin veren bir düzenleme yoktur. Kanunun, Gelir İdaresi Başkanlığının merkez teşkilatını oluşturan başkan ve başkanlık yöneticilerinin astlarına yetki devrine izin veren 27’nci maddesini ise, taşra teşkilatını oluşturan vergi dairesi başkanlıkları ile bu başkanlıkların bulunmadığı yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinin, bu amaçla kendilerine dayanak almaları mümkün değildir.
Bu açıklamalar karşısında, dosyada, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına bağlı vergi dairesi müdürlüğü olan ve, bu nedenle, Vergi Dairesi Başkanlığının faaliyete geçtiği 16.9.2005 tarihinden sonra açılan idari davalar ile bu davalarda verilecek kararlara karşı gidilen kanun yollarında taraf olma ehliyeti bulunmayan ve bu konuda kendisine yetki devri de yapılamayacak olan Merter Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz isteminde bulunulmasına karşın, Mahkemece, herhangi bir incelemeye tabi tutulmaksızın, dosyanın Danıştaya gönderildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48. maddesi uyarınca işlem yapılarak, tekemmülünün sağlanmasından sonra Danıştaya gönderilmek üzere dosyanın, Vergi Mahkemesine gönderilmesi gerektiği oyuyla karara usul yönünden katılmıyorum.