Danıştay Kararı 9. Daire 2005/903 E. 2006/4001 K. 19.10.2006 T.

9. Daire         2005/903 E.  ,  2006/4001 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2005/903
Karar No: 2006/4001

Temyiz İsteminde Bulunan : Dış Ticaret Vergi Dairesi Müdürlüğü – İSTANBUL
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yükümlü şirketin ihtirazi kayıtla verdiği düzeltme beyannamesi üzerine katma değer vergisi iadesinin yapılmaması işleminin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden davacı şirketin 31.12.2003 tarihine kadar yaptığı hurda metal alımlarına ilişkin olarak tevkif yoluyla ödediği ancak 1.1.2004 tarihinden sonra ihraç ederek iadesi istediği katma değer vergisinin, 1.1.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5035 sayılı Yasa uyarınca hurda metal alımlarının katma değer vergisinden istisna edildiği, buna göre bu tarihten sonra yapılacak hurda metal ihracatları nedeniyle katma değer vergisi iadesine hak kazanılamayacağı, nitekim 5035 sayılı Yasanın geçici 20/2. maddesinde bu Kanunun yayımı tarihine kadar gerçekleşen işlemlere ilişkin olarak yüklenilen katma değer vergisinin 3065 sayılı Yasanın 32. maddesi uyarınca iadesinin yapılacağının öngörüldüğü, gerekçesiyle iade edilmemesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, ancak 5035 sayılı Yasanın geçici 20/2. maddesinde öngörülen gerçekleşen işlemler ifadesinden yapılan ihracatların değil, emtia alımı sırasında tevkif suretiyle, yapılan katma değer vergisi ödenmesinin anlaşılması gerektiği, zira 31.12.2003 tarihine kadar yapılan ihracatları nedeniyle katma değer vergisi iadesi yapılmasının zaten mümkün olduğu, aksi halde katma değer vergisinin genel ilkelerine ve mantığına aykırı şekilde yükümlülerin ek mali külfet ile karşı karşıya kalmalarının söz konusu olacağı bu durumda 31.12.2003 tarihli bilançoda stok olarak bulunan hurda metal alımları nedeniyle tevkif suretiyle ödenen katma değer vergisinin söz konusu emtianın 1.1.2004 tarihinden sonra ihraç edilmesi nedeniyle istenilen katma değer vergisi iadesinin reddinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; 5035 sayılı Yasa ile 1.1.2004 tarihinden itibaren hurda metal alım satımının katma değer vergisinden istisna edildiği ve bu işlemler nedeniyle katma değer vergisi iadesinin de söz konusu olamayacağı, ödenen katma değer vergisinin maliyet unsuru olarak kabul edilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 19.10.2006 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : 2577 sayılı Yasanın “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 2. fıkrasında “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler, yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevini yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine ve getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dilekçesinde 31.12.2003 tarihine kadar satın alınan hurda metallerin katma değer vergisinin %90’ını tevkif ederek sorumlu sıfatı ile vergi dairesine yatırıp, daha sonra ihracat gerçekleştiğinde yüklenilen verginin iade olarak alındığı, 3065 sayılı Kanunun 17/4-g. maddesinde 5035 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle hurda metal teslimlerinin istisna kapsamına alındığı, davalı idarece bu değişiklik nedeniyle katma değer vergisi iadesi yapılamayacağının “şifahen” bildirildiği, bunun üzerine, 26.1.2004 tarihli dilekçe ile aynı idareden “görüş” istenildiği, konunun iletildiği İstanbul Defterdarlığı Katma Değer Vergisi Gelir Müdürülğünün “3065 sayılı Kanunun 32. ve Geçici 20/2. maddeleri gereğince iadenin mümkün olmadığı” yolunda görüş bildirmesi üzerine ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamelerinin verildiği açıklandıktan sonra “2004/Ocak, Şubat ve Mart dönemlerinde oluşan katma değer vergisi alacaklarının ihyası yönünde karar verilmesi” istemiyle dava açıldığı anlaşılmış olup, 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrası karşısında idari yargı yerince idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceğinden vergi mahkemesince davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken davanın, davacının ihtirazi kaydının kabul edilmemesi yoluyla tesis olunan işleme karşı açıldığı kabul edilmek ve işin esası incelenmek suretiyle” iptal kararı verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.