Danıştay Kararı 9. Daire 2005/278 E. 2006/352 K. 16.02.2006 T.

9. Daire         2005/278 E.  ,  2006/352 K.
Daire : DOKUZUNCU DAİRE
Karar Yılı : 2006
Karar No : 352
Esas Yılı : 2005
Esas No : 278
Karar Tarihi : 16/02/006
1.1.2004 TARİHİNDEN SONRAKİ DÖNEMLERE İLİŞKİN OLARAK 2560 SAYILI KANUN UYARINCA İSTENİLEN ATIKSU BEDELİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN ADLİ YARGIDA ÇÖZÜMLENMESİ GEREKTİĞİ HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: S.S.K Başkanlığı- ANKARA
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : ESKİ Genel Müdürlüğü – ESKİŞEHİR
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davacı kurum adına tahakkuk ettirilen ve ödenen atık su bedelinin ret ve iadesi istemiyle açılan davayı; atık su bedelinin vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olmadığı, 2560 sayılı Kanuna göre alınan bu bedele karşı açılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı mercii olduğu, nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin de bu yönde kararı bulunduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının: kurumlarının her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile belediyeler tarafından alınan ücretlerden muaf olduğu, atık su bedeli çevre temizlik vergisi kapsamında bulunduğundan bu bedelden muaf oldukları, uyuşmazlığın vergi mahkemesince çözümlenmesi icabettiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ınDüşüncesi: 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun çevre temizlik vergisine ilişkin mükerrer 44.maddesi, 2.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunun 41.maddesiyle değiştirelerek atık su bedeli çevre temizlik vergisi kapsamı dışında bırakıldığından ve 2560 sayılı Kanunun 23.maddesine göre istenen atık su bedeli,vergi,resim harç ve benzeri mali yüküm niteliğini de taşımadığından, bu konuyla ilgili anlaşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girmesi nedeniyle mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 44. maddesinde 5035 sayılı Kanunun 41. maddesi ile yapılan değişiklik ile atık su bedelinin 1.1.2004 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi kapsamı dışına çıkarıldığı, artık 2560 sayılı Kanun uyarınca atık su bedeli (atık su uzaklaştırma bedeli) alınmasına yasal engel bulunmadığı ve bu Kanuna göre abonelik sözleşmesine dayanılarak istenilen atık su bedeli vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm niteliğinde bulunmadığından bu bedele karşı açılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı mercii olduğu, bu nedenle, 1.1.2004 tarinden önceki döneme ilişkin atık su bedeline karşı açılan davanın vergi mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, bu tarihten sonraya ilişkin atık su bedeline karşı açılan davanın da adli yargı mercii tarafından çözümlenmesi gerektiğinden bu hususun dikkate alınarak bir karar verimesi gerekirken yazılı gerekçeyle davayı görev yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta, davacı kurum adına tahakkuk ettirilip tahsil edilen atık su bedelinin red ve iadesi istemiyle açılan davayı, ihtilafın çözümünün adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun ”Vergi Mahkemelerinin Görevler”i başlıklı 6. maddesinde; Vergi Mahkemelerinin, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere, ilişkin davaları, yukarda sayılan konularda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları, diğer Kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hükme bağlanmıştır.
3305 sayılı Kanunun ek 5. maddesi ile diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı belirtilen 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 3305 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 23. maddesinde; su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarife yapılacağı, bu tarifelerin tespitinde, yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilemeyen) yenileme, ıslah ve tevsi giderleri ve % 10′ dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
2560 sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca alınan atık su bedeli, vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm niteliğinde olmayıp, aynı Kanuna dayanılarak çıkarılan Tarifeler Yönetmeliği uyarınca abonelik sözleşmesine göre ve kullanılmış suların uzaklaştırılması hizmeti karşılığında alınmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 14.2.1991 tarih ve E:1990/18, K:1991/4 saylı kararında da atık su bedelinin vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olmadığı ve abonelik sözleşmesi ve özel hukuk ilişkisine dayanan ve hizmet karşılığı alınan bir bedel olduğu vurgulanmış, yine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 14.10.1991 tarih ve E:1991/29, K:1991/29 sayılı kararında da atık su bedelinin vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olmadığı ve bu bedelin abonelik sözleşmesi kapsamında hizmet karşılığı alınan bir bedel olduğundan uyuşmazlığın görüm ve çözüm merciinin adli yargı olduğu belirtilmiştir.
Ancak, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununa 15.7.1993 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 3914 sayılı Kanunla eklenen ve “Çevre Temizlik Vergisi” başlığını taşıyan mükerrer 44. maddesinde; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık toplama ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu, çevre temizlik vergisinin katı atıklar için maddedeki tarifeye göre hesaplanacağı, belediyelerin, atıksu ile ilgili olarak da, katı atıklarla ilgili tarifede yer alan bina gruplarını topluca veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle su tüketim bedelini aşmamak üzere meclislerince belirlenecek miktarda çevre temizlik vergisi alacakları, atıksu ile ilgili çevre temizlik vergisinin su tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk etmiş sayılacağı ve bu bedel ile birlikte tahsil edileceği, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan belediyelerde ise atıksu bedellerinin tahsiline ilişkin uygulamanın kendi kanunlarındaki hükme bağlı olduğu hükmüne yer verilmiş olup, bu madde hükmü ile birlikte kanalizasyon hizmetlerinden yararlananlardan alınan atıksu bedeli (atık suyun uzaklaştırılması karşılığında alınan atık su uzaklaştırma bedeli) 1.1.1994 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi kapsamına alınarak vergi olarak nitelendirilmesi nedeniyle bu tarihten itibaren atıksu bedelinin tespitinde 2560 sayılı Kanunun 23. maddesinin uygulanma olanağı kalmamış olup, atık su bedeli ve atık su bedeli tarifelerine karşı açılan davalar 2576 sayılı Kanunun 6. maddesı uyarınca idari yargının ve vergi mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Öte yandan, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 5035 sayılı Kanunun 41. maddesiyle 1.1.2004 tarhinde yürürlüğe giren değişik mükerrer 44. maddesinde; Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kulanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu, konutlara ait çevre temizlik vergisinin, su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle metreküp başına 100.000 TL olarak hesaplanacağı, işyerleri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait verginin belirtilen tarifeye göre alınacağı, belediye çevre temizlik hizmetinden yararlanan ancak, su ihtiyacını belediyece tesis edilmiş su şebekesi haricinden karşılayan konutlara ilişkin çevre temizlik vergisinin tarifenin yedinci gurubunun belediye meclisince belirlenecek derecesi üzerinden hesaplanacağı, su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle hesaplanan çevre temizlik vergisinin, su faturasında ayrıca gösterilmek suretiyle tahakkuk etmiş sayılacağı, bu suretle tahakkuk eden verginin su tüketim bedeli ile birlikte belediyelerce tahsil edileceği, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenlenmiş bulunan büyükşehir belediye sınırları ve mücavir alanlardaki çevre temizlik vergisinin ise 2560 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan su ve kanalizasyon idarelerince tahsil edileceği, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisinin belediyelerce binaların tarifelerdeki derecelere intibak ettirilmesi üzerine her yılın Ocak ayında yıllık tutarı itibarıyla tahakkuk etmiş sayılacağı, tahakkuk eden verginin bir defaya mahsus olmak üzere, belediyelerin ilan mahallerinde bir ay süreyle topluca ilan edileceği, işyeri ve diğer şekilde kullanılan binalarla ilgili olarak tahakkuk eden bu verginin her yıl, emlak vergisinin taksit sürelerinde ödeneceği, bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında yer alan tutarların her yıl yeniden değerleme oranında arttırılacağı, bu tutarların belirlenmesinde, vergi tutarlarının yüzde beşini aşmayan kesirlerin dikkate alınmayacağı Bakanlar Kurulunun ; beşinci fıkradaki tarifede yer alan bina guruplarını belirlemeye ve bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında yer alan tutarları, yöreler, belediyelerin nüfusları ve bina gurupları itibarıyla ayrı ayrı dörtte birine kadar indirmeye veya yarısına kadar arttırmaya yetkili olduğu, belediye meclislerinin mahallin sosyal ve ekonomik farklılıkları ile büyüklüklerini dikkate alarak binaların hangi dereceye gireceğini tespite yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.
2464 sayılı Kanunun mükerrer 44.maddesinde 5035 sayılı Kanunun 41. maddesiyle yapılan değişiklik ile çevre temizlik vergisi tarife, tarh, tahakkuk ve tahsil usulleri yeniden düzenlenmiş ve çevre temizlik vergisinin, çevre temizlik hizmetlerinden yararlananlardan alınacağı belirtilmek suretiyle atık su bedeli çevre temizlik vergisi kapsamı dışına çıkarılmıştır. Nitekim, anılan Kanunda katı atık ve atık su bedeline yer verilmediği gibi gerekçesinde de büyükşehir belediyesine dahil bulunmayan belediyelerin sınırları ve mücavir alanları içinde bulunan binaları kullananlardan su tüketim bedeli üzerinden alınmakta olan atık suya ilişkin çevre temizlik vergisinin kaldırıldığı vurgulanmıştır.
Böylece 1.1.2004 tarihinden itibaren Kanun Koyucu tarafından, kanalizasyon hizmetinden yararlananlardan alınması öngörülen atık suya ilişkin çevre temizlik vergisinin (atık su bedeli veya kullanılmış suları uzaklaştırma bedeli) kaldırıldığı, bir başka anlatımla atık su bedelinin vergi niteliğinin ortadan kalktığı anlaşılmakta olup, 2560 sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca istenilen atık su bedeli vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olmadığından abonelik sözleşmesine dayanılarak istenilen atık su bedeline karşı açılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı mercii olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Olayda, red ve iadesi istenilen atık su bedellerinin 1.1.2004 tarihi öncesi ve sonrası dönemlere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 1.1.2004 tarihinden önceki dönemlere ilişkin atık su bedeline karşı açılan davanın görüm ve çözüm yeri vergi mahkemesi, bu tarihten sonraki dönemlere ilişkin atık su bedeline karşı açılan davanın görüm ve çözüm yeri adli yargı mercii olduğundan, bu husus gözardı edilerek davanın görev yönünden reddi yolunda verilen vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 16.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.