Danıştay Kararı 9. Daire 2004/84 E. 2004/3830 K. 03.06.2004 T.

9. Daire         2004/84 E.  ,  2004/3830 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2004/84
Karar No: 2004/3830

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Fatih Belediye Başkanlığı İSTANBUL
Vekili : …
İstemin Özeti : 2000/Haziran dönemine ait eğlence vergisi beyannamesinin verilmemesi nedeniyle yükümlü kulüp adına salınan eğlence vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; 2464 sayılı Kanunun 17. maddesinde, bu Kanunun 21. maddesinde belirtilen ve belediye sınırları ile mücavir alanlar içinde yer alan eğlence işletmelerinin faaliyetlerinin eğlence vergisine tabi olduğu, 21/1-1. maddesinde, spor müsabakaları, at yarışları ve konserlerden %20 oranında eğlence vergisi alınacağı, 22. maddesinde de, bu yerlerden bilet bedeli ile birlikte alınan verginin takip eden ayın 20′ inci günü akşamına kadar ilgili belediyeye ödeneceği hükümlerine yer verildiği, anılan madde hükmünde yer alan ilgili belediyeden maksadın at yarışlarının düzenlendiği ve bayiliğini veren …’nün bağlı bulunduğu belediye olduğu, davacı kulüp tarafından verilen ganyan bayiliği sebebiyle bayiler tarafından oynatılan müşterek bahis ve at yarışlarının aynı zamanda davacı kulübün merkez bilgisayarından da aynen takip ve kaydedildiği, tahsil edilen eğlence vergisinin de verginin mükellefi olan davacı kulübün bağlı bulunduğu Bakırköy Belediyesine ödenmesi yolunda tesis edilen işlemde yasaya aykırılık görülmediği, bu nedenle davalı Fatih Belediyesi tarafından belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet gösteren ganyan bayileri tarafından tahsil edilen eğlence vergisinin belediyelerine ödenmesi gerektiği görüşüyle yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararını; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 17. maddesinde bu Kanunun 21. maddesinde belirtilen ve belediye sınırları ile mücavir alanlar içinde yer alan eğlence işletmelerinin faaliyetlerinin eğlence vergisine tabi olduğu, 18. maddesinde ise verginin mükellefinin eğlence yerlerini işleten gerçek veya tüzel kişiler olduğu belirtildikten sonra 20. maddesinin 2. fıkrasında müşterek bahislerde bahsi tertip eden kuruluşa isabet eden gayri safi hasılatın verginin matrahını oluşturduğunun hükme bağlandığı aynı Kanunun 21/II maddesinde müşterek bahislerde vergi oranının %20 olduğunun ifade edildiği, “verginin ödenmesi” başlıklı 22. maddesinin 2. fıkrasında da, müşterek bahislerde her aya ait verginin o ayı takip eden ayın 20. günü akşamına kadar ilgili belediyeye bir beyanname ile bildirileceği ve aynı sürede ödeneceğinin açıklandığı, yine 2464 sayılı Kanunun 20/1. maddesinde biletle girilen yerlerde eğlence vergisi hariç olmak üzere bilet bedeli olarak sağlanan gayrisafi hasılatın verginin matrahını oluşturduğu hususunun hüküm altına alındığı, 21/I-4 maddesinde de at yarışlarından alınacak vergi oranının %10 olduğunun belirtildiğinin görüldüğü, bu durumun at yarışları ile ilgili olarak alınacak eğlence vergisinin iki türden ibaret olduğunu gösterdiği, bunlardan birincisinin; at yarışlarını seyretmek üzere hipodroma giriş yapılması sırasında bilet bedelleri üzerinden alınan vergi olduğu, bu verginin eğlencenin yapıldığı, yani hipodromun bulunduğu yer belediyesine (büyükşehir belediyesinin yetki alanı dahilinde büyükşehir belediyesine) ödenmesi gerektiği ilgili mevzuat hükümlerinden yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça anlaşıldığı, ikincisinin ve işbu dava konusunun, ganyan bayilerinde oynanan müşterek bahisler üzerinden sağlanan hasılata ilişkin verginin hangi belediyeye (hipodromun bulunduğu belediyeye mi, yoksa ganyan bayiinin bulunduğu belediyeye mi) ödeneceği olduğu, konunun yukarıda sözü edilen maddelerin yorumuna bağlı olduğu bununla ilgili olarak Belediye Gelirleri Kanununun gerekçesinde de herhangi bir açıklama yapılmadığı, hal böyle olunca Türk Medeni Kanununun 1. ve 4. maddelerindeki hükümlerin uygulanması zorunluluğu doğduğu, anılan Kanunun 1. maddesinin 1. fıkrasında “Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır” hükmünün yer aldığı, 4. maddesinde de Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri gözönünde bulundurmayı emrettiği konularda hakimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceğinin ifade edildiği, bu yolla, ortada olaya uygulanabilecek bir hukuk kuralı olmasına rağmen açık bir kanun hükmü bulunmaması halinde bu hukuk kuralının somut olaya uygulanabilmesi konusunda yargıca takdir hakkı verildiği, bu durumda yukarıdaki kuralın ışığı altında uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, bununla birlikte yargıcın bu hakkını objektif esaslara uygun olarak kullanmak zorunda olup hukukun ana prensiplerine, eşitliğe ve hukukta istikrarın sağlanmasına dikkat edeceği, olayda da Belediye Gelirleri Kanununun 22/2. maddesinde bahsi geçen “ilgili belediye”den kastın ne olduğu madde metninden, bir diğer ifadeyle Kanun lafzından açıkca anlaşılamadığından Medeni Kanunun 4. maddesiyle tanınmış olan takdir yetkisinin kullanılması gerektiği, 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanunun 1. maddesinde Ankara, İstanbul, İzmir’de ve Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının belirleyeceği diğer yerlerde at yarışları yapmak ve bu yarışlar üzerinde memleketin neresinde olursa olsun müşterek bahisler tertip etmek hak ve salahiyetinin adı geçen Bakanlığa ait olduğunun belirtildiği aynı Kanunun 5. maddesinde de Tarım Bakanlığının 1. maddede yazılı hak ve salahiyetleri at yetiştirme ve ıslahını teşvik gayesi ile kurulmuş ve amme menfaatine çalıştığı usulen onanmış derneklerden uygun görülecek bir veya birkaçına muayen şartlarla ve 30 seneyi geçmemek üzere Tarım Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile devredebileceğinin, süresini dolduran derneğe aynı hak ve salahiyetlerin yine bu madde hükümleri dairesinde yeniden verilebileceğinin hüküm altına alındığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının, 6132 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanarak at yarışlarının ve müşterek bahislerin düzenlenmesi konusundaki hak ve salahiyetini yükümlü … devretmiş olup halen bu kulübün sözkonusu faaliyetleri tertip ettiği, bu kulübe bağlı İstanbul Veliefendi Hipodromunda bulunan Müşterek Bahisler Müdürlüğünde her yarış için müşterek bahisler düzenlendiği ve kulübün sözleşme ile bayilik ruhsatı verdiği bütün ganyan bayilerinde olmak üzere yurt çapında müşterek bahislerin oynandığı, bayilerde oynanan bahislerden elde edilen hasılatın kulübün hesabına aktarıldığı, yarışların sonunda ikramiyeler, jokeylere ödemeler v.s. gibi giderler düşüldükten sonra kalan meblağın gayrisafi hasılat olup, bu gayrisafi hasılatın ise eğlence vergisinin matrahını oluşturduğu bu haliyle, ülkenin çeşitli yerlerinden elde edilen hasılatın, … hesabında toplandığı, dolayısıyla Kanunda ifade edildiği şekliyle gayrisafi hasılatın tamamının yükümlü kulübe isabet ettiği, bu durumun açık olarak kulübün eğlence vergisinin tek mükellefi olduğunu gösterdiği, … verginin mükellefi olmakla birlikte, müşterek bahisler açısından at yarışının yapıldığı hipodromları Kanunun öngördüğü anlamda eğlence işletmesi olarak kabul etmenin mümkün olmadığı. zira Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde hüküm altına alınan vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olması ilkesi karşısında, olayda eğlence unsurunun nasıl ve nerede doğduğunun önem kazandığı, her ne kadar müşterek bahisler hipodromlarda yapılan koşullar üzerine oynanmaktaysa da, aslında ganyan bayilerinde bahis oynayanların at yarışlarını seyrederek değil, bu yarışlar için müşterek bahis oynayarak eğlendiklerini, dolayısıyla “eğlence” unsurunun bu bayilerde gerçekleştiğini kabul etmek gerektiği, bundan dolayı ganyan bayileri de eğlence vergisi mükellefi olmamakla birlikte aslında birer eğlence işletmesi olduğu, zaten Kanun Koyucunun da at yarışlarının yapıldığı hipodromlarda bilet bedeline eklenmek suretiyle alınacak %10 oranındaki vergi ile müşterek bahislerden dolayı oluşan gayrisafi hasılat üzerinden alınacak %20 oranındaki vergiyi ayrı ayrı düzenlemek suretiyle aradaki ayrımı belirtmiş olduğu, bütün bu hususlardan anlaşılacağı üzere müşterek bahisler üzerinden alınacak verginin eğlence unsurunun gerçekleştiği, daha doğrusu ganyan bayinin bulunduğu yerdeki belediyeye ödenmesinin icab ettiğinin kabulü gerektiği, öte yandan bayilerin sınırları dahilinde bulunduğu belediyelerin bu bayilere iş yeri açma ruhsatı verdiği ve en önemlisi bulundukları yerlerin mahalli hizmetlerini yerine getirdikleri gözönüne alındığında, bahislerden doğacak vergiyi de tahsil etmeleri gerektiği sonucuna varmanın Belediye Gelirleri Kanununun yapılış gerekçesi yönünden de uygun düşeceği ve anılan Kanunun 22/2. maddesinin özüne ve hakkaniyete aykırı olmayacağı, ülkedeki her ganyan bayiinde oluşan hasılat ise yükümlü kulübün bilgisayarlarından kolaylıkla tesbit edilebileceğinden, bu hususda da herhangi bir aksama ile karşılaşılmayacağı, zaten uygulamada da bir çok ilden elde edilen hasılatın bilgisayarlardan saptandığı ve bunun üzerinden bayinin bulunduğu yer belediyesine eğlence vergisi beyanında bulunulup ödeme yapıldığı, yani uygulamanın da bu görüşe paralellik arzettiği, sonuç itibarıyla ganyan bayilerinde oynanan müşterek bahislerden elde edilen hasılat üzerinden hesaplanan verginin bayilerin sınırları dahilinde bulunduğu yer belediyelerine beyanı ve ödenmesi gerektiği. gerekçesiyle bozan Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 13.11.2002 tarih ve E:2001/3698, K:2002/4622 sayılı kararının; at yarışlarında eğlence vergisine tabi işletmenin ganyan bayiileri değil hipodrom alanları olduğu ganyan bayiilerinin bu vergi bakımından işletme sayılamayacağı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : … tarafından karar düzeltme diekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinin 1/c fıkrası karşısında Daire kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görüldüğünden, karar düzeltme isteminin kabulü ile temyiz incelemesine geçildiğinde; usul ve kanun hükümlerine uygun olarak verilen davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Düzeltme istemi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine göre yerinde görülerek Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 13.11.2002 tarih ve E:2001/3689 K:2002/4622 sayılı kararı ortadan kaldırıldıktan sonra dosya yeniden incelendi;
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı 3 sayılı Tarife uyarınca hesaplanacak ilam harcının temyiz isteminde bulunandan alınmasına 3.6.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.