Danıştay Kararı 9. Daire 2004/3936 E. 2006/4415 K. 15.11.2006 T.

9. Daire         2004/3936 E.  ,  2006/4415 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2004/3936
Karar No: 2006/4415

Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : …
Vekili : …
Davalı : Yeni Vergi Dairesi Müdürlüğü – ANKARA
İstemin Özeti : … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararıyla hükmedilen ilam harcının vadesinden sonra ödendiğinden bahisle davacı Kurum’dan tahsil edilen gecikme zammının yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı Kurumun … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce hükmedilen ilam harcını yasal süresinde ödememesi üzerine anılan Mahkemece … tarih ve … sayılı harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek harcın tahsili için davalı idareye gönderildiği, davalı idarece gerekli ilan işleminden sonra 15.8.2002 tarihinde toplu tahakkuk ettirildiği, tahakkuk tarihinden itibaren bir aylık ödeme süresi içerisinde ödenmeyen harç için 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre cebri tahsil takip işlemlerine başlanılacağının bir yazı ile davacı Kuruma bildirilmesi üzerine davacı Kurumun 3.10.2002 tarihinde ilam harcını gecikme zammı ile birlikte ödediğinin anlaşıldığı, bu durumda yasal süresinde ilgili Mahkemeye, daha sonra da tahakkuku yapan davalı idareye vadelerinde ödenmeyen ilam harcı için tahsil edilen gecikme zammında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; davacı Kuruma borcu ile ilgili olarak usule uygun bir tebligat yapılmadan, harcın tahsili sırasında davacı Kurumdan gecikme zammı tahsilinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozan … Bölge İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının düzeltilmesi isteminin, kararının verildiği tarihten itibaren iki aylık süre içinde ödenmeyen ilam harcı için tahsil edilen gecikme zammının yasal olduğu gerekçesiyle kabulüne ve … Vergi Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararının onanmasına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı Kurum tarafından kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay Başsavcılığı’nın Kanun Yararına Bozma İstemi : … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla hükmedilen ilam harcının, vadesinden sonra ödendiğinden bahisle davacı Kurumdan tahsil edilen gecikme zammının, faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davacı Kurum tarafından kanun yararına bozulması istemi üzerine konu incelendi.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesinde, bölge idare mahkemesi kararlarından niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen … tarih ve … sayılı kararla davacı Kurum aleyhine ilam harcına hükmedildiği, harcın 2 aylık süre içinde ödenmemesi üzerine adı geçen Mahkemece … tarih ve … sayılı harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek ilgili vergi dairesi müdürlüğüne gönderildiği, vergi dairesince 6.8.2002 tarihinden itibaren 10 gün süre ile ilan edilerek 15.8.2002 tarihinde ilam harcının tahakkuk ettirildiği ve süre verilmeksizin harcın ödenmesi istemini içeren tarihsiz bir yazının davacı Kuruma 23.9.2002 tarihinde tebliği üzerine 3.10.2002 tarihinde de ilam harcı ile birlikte gecikme zammı tahsil edildiği, tahsil edilen bu zammın yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle davacı Kurum tarafından açılan davanın … Vergi Mahkemesince yukarıda sözü edilen kararla, yasal süresinde ilgili Mahkemeye, daha sonrada tahakkuku yapan davalı vergi dairesine vadelerinde ödenmeyen ilam harcı için tahsil edilen gecikme zammında yasalara aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği ve bu kararın, … Bölge İdare Mahkemesince kanun yararına bozulması istenilen söz konusu kararla onandığı anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37 nci maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirlenecek usule göre yapılacak olan tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu, 55 inci maddesinde ise amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı belirtilmiş, aynı Kanunun 51 inci maddesinde de amme alacağının müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı uygulanacağı hükme bağlanmıştır.Bu maddelere göre amme alacağının vadesinde ödenmemesinin bir yaptırımı olan gecikme zammının uygulanabilmesi için alacağın doğmasının yanı sıra vadesinin mükellef tarafından bilinmesi ve vade sonunda da alacağın ödenmemiş olması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun “nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28/a maddesinde, karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanının ise kararın verilmesinden itibaren 2 ay içinde ödeneceği, karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilmeyeceği, 37 nci maddesinde, bu Kanunda ödeme zamanı gösterilen harçlardan süresinde ödenmeyenlerin ilgili mahkeme ve daireler tarafından sürenin sonundan itibaren onbeş gün içinde bir yazı ile o yerin vergi dairesine bildirileceği ve harçların vergi dairesince tahsil olunacağı belirtilmiştir.Gerçi 492 sayılı Kanunun 28/a maddesinde ilam harcının ödenmesi için 2 aylık süre öngörülmüş ise de, bu hüküm mahkeme kararının tebliğinden önce harcın tahsilini sağlamaya yönelik olup, ilam harcının vadesini belirleyen bir nitelik taşımamaktadır.
Bu durumda , 492 sayılı Kanunun 28/a maddesinde öngörülen 2 aylık süre içinde ödenmeyen nispi ilam harcının, 6183 sayılı Kanunun genel hükümleri çerçevesinde tahsili yoluna gidileceğinden, Kanunun 37. maddesine göre vergi dairelerince öncelikle mükelleflere bir bildirim yapılarak borçlarını ödemeleri için bir aylık süre verilmesi suretiyle alacağın vadesinin belirlenmesi ve bu süre içinde amme alacağının ödenmemesi halinde de gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.
Olayda yukarıda belirtilen usule uygun biçimde bir aylık ödeme süresi verilmeden davacı Kurumdan tahsil edildiği anlaşılan ilam harcının, vadesinde ödenmediğinden söz edilemeyeceğinden, ilam harcına gecikme zammı uygulanmasında ve gecikme zammının iadesi istemini reddeden Mahkeme kararının onanmasına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında kanuna aykırılık açıktır.
Belirtilen nedenlerle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılan … Bölge İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinin, ödeme zamanına ilişkin 37. maddesi ile birlikte incelenmesinden; amme alacağına gecikme zammının uygulanabilmesinin, harç alacağının doğmuş olması, vadesi ile miktarının mükellef tarafından bilinmesi ve vadenin sonunda da ödenmemesine bağlı olduğu sonucuna varıldığından, vadesi ve miktarı mükellef tarafından bilinmeyen ilam harcı için, bir aylık süre verilmeden gecikme zammı hesaplanmasında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince … Bölge İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:
İstem; davacı Kurumdan tahsil edilen gecikme zammının faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı reddeden … Vergi Mahkemesi’nin…tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, … A. Ş. tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde davacı Kurum’a karşı açılan davanın, 14.3.2002 tarihinde davacı Kurum aleyhine sonuçlandığı ve 2002/125 sayılı kararla davacı Kurum’dan … TL ilam harcının alınmasına hükmedildiği, harcın iki aylık süre içinde ödenmemesi üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … tarih ve…sayılı harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek davalı idareye gönderildiği, davalı idarece 6.8.2002 tarihinden itibaren on gün süre ile ilan edilerek 15.8.2002 tarihinde ilam harcının tahakkuk ettirildiği , harcın ödenmesi istemini içeren tarihsiz bir yazının davacı Kurum’a 23.9.2002 tarihinde tebliği üzerine 3.10.2002 tarihinde de ilam harcı ile birlikte gecikme zammının tahsil edildiği, tahsil edilen bu gecikme zammına karşı davacı Kurum tarafından; ”kendilerine herhangi bir tebligat yapılarak ödeyecekleri harç miktarı bildirilmeden, bu harca dayanılarak gecikme zammı hesaplanamayacağı, ilam harcının hesaplandığı Mahkeme kararının 14.10.2002 tarihinde tebliğ edildiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesinde yer alan -kararın verilmesinden itibaren- ifadesinin, gerekçeli kararın taraflara tebliği biçiminde anlaşılmasının gerektiği” iddialarıyla açılan davanın…Vergi Mahkemesi’nce reddedildiği, bu kararın kanun yararına bozulması istenilen … Bölge İdare Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayıları belirtilen kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Ödeme Zamanı ve Önce Ödeme” başlıklı 37. maddesinde; amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak olan tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu, aynı Kanunun ”Ödeme Emri” başlıklı 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı” başlıklı 51. maddesinde de; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı tatbik olunacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda belirtilen 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi hükmünden gecikme zammının amme alacağının vadesinde ödenmemesinin bir müeyyidesi olduğu, amme alacağına gecikme zammının uygulanabilmesi için öncelikle alacağın doğması, vadesinin ve miktarının mükellef tarafından bilinmesi ve vade sonunda alacağın ödenmemiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda , vadenin başlangıcı , amme alacağının geç ödenmesi halinde istenecek olan gecikme zammı yönünden önem arz etmektedir.
Diğer taraftan , 492 sayılı Harçlar Kanununun nisbi harçlarda ödeme zamanını belirleyen 28/a maddesinde, karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilemeyeceği, “süresinde ödenmeyen harçlar” başlıklı 37. maddesinde de, bu Kanunda ödeme zamanı gösterilen harçlardan süresinde ödenmeyenlerin, ilgili mahkeme ve daireler tarafından sürenin sonundan itibaren onbeş gün içinde bir yazı ile o yerin vergi dairesine bildirileceği ve harçların vergi dairesince tahsil olunacağı belirtilmektedir. Yukarıda açıklanan 28/a madde hükmündeki “karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilamın verilmeyeceği” yolundaki ibare,kararın tebliğinden önce ilam harcının tahsilini sağlamak amacıyla getirilmiş olup, ilam harcının vade başlangıcını tesbit eden bir hüküm niteliğinde değildir.Genelde uygulamada kısa kararın mahkemedeki duruşmada açıklanması sırasında açıklanan kararın harcının ne kadar olduğu çoğu durumlarda henüz hesaplanmamış olduğu için bilinmemekte, borçlu olunan bu meblağ ancak gerekçeli kararın mahkemece hazırlanıp yazılması, kararın tebliğe çıkarılacak hale gelmesi ile açıklığa kavuşmaktadır. Kararın hazırlanması, tebliğe çıkarılacak hale gelmesi tarihlerinin tesbiti tam olarak mümkün olamayacağı gibi bu tarihin, davanın tarafları olan kişilerce de bilinmesi imkansız olduğundan, vade tarihinin başlangıcının belirlenmesi gerekmektedir.
Bütün bu açıklamalar karşısında, Mahkemelerce harç tahsil müzekkeresinin vergi dairesi müdürlüğüne gönderilmesi üzerine 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca idarece mükelleflere usulüne uygun bir tebligat yapılarak bir aylık ödeme süresi verilmesi ve bu sürenin sonunda harcın ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.
Olayda ise, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin gönderdiği harç tahsil müzekkeresi üzerine vergi dairesi müdürlüğünce davacı Kurum’a bu borcu ile ilgili olarak bir tebligat yapılıp, bir aylık ödeme süresi verilmeden ilam harcının tahsil edildiği görülmüş olup, bu durumda, ortada vadesinde ödenmemiş bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, ilam harcına gecikme zammı uygulanmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ve … Bölge İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmesine ve Resmi Gazete’de yayımlanmasına 15.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.