Danıştay Kararı 9. Daire 2003/2605 E. 2005/318 K. 16.02.2005 T.

9. Daire         2003/2605 E.  ,  2005/318 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2003/2605
Karar No: 2005/318

Temyiz İsteminde Bulunan : …

Vekilleri :…

Karşı Taraf : Tekkeköy Malmüdürlüğü – SAMSUN

İstemin Özeti : Davacı bankaya kredi borcu olan firmanın taşınmazının icra kanalıyla satılması sonucu hesaplanan ve ihtirazi kayıtla ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı; 4684 sayılı Yasa ile Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 29. maddenin 1. fıkrasının 6. bendi ile Katma Değer Vergisi Kanununun Geçici 10. maddesinde yer alan düzenlemenin icra yoluyla müzayede mahallinde yapılan satışları kapsamadığı anlaşıldığından davacı bankanın icra yoluyla satın aldığı taşınmaz nedeniyle ödediği katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 29. maddesinin 1/6 bendi ile Katma Değer Vergisi Kanununun Geçici 10. maddesi hükmü uyarınca katma değer vergisinden muaf oldukları ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlıkta, davacı Banka tarafından ihtirazi kayıtla ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 29/6.maddesinde, bu bentte belirtilen istisna hükümlerinin, bu bendin yürürlük tarihi itibarıyla banka kayıtlarına göre Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara borçlu durumda olan tam mükellef sermaye şirketlerinin ve kefillerinin, bu Kanunun yayımı tarihinde sahip oldukları ve bu borçlara karşılık bankalara devrettikleri gayrimenkul ve iştirak hisselerinden doğan kazançlar içinde uygulanacağı belirtilmiş, 3065 sayılı Kanunun geçici 10. maddesinde de bu kapsamdaki teslimler katma değer vergisinden istisna tutulmuş olup, devirlerin rızaen veya icra yoluyla yapılmış olması konusunda yasada bir ayrım yapılmamış ve icra yoluyla yapılan satışlara istisna hükmünün uygulanamayacağına dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu durumda bankaya olan borcu nedeniyle şirket adına kayıtlı taşınmazın icra yolu ile bankaya satışı istisna kapsamında bulunduğundan, aksi yönde verilen Mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 29/1-6. maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanununun Geçici 10. maddesi uyarınca davacı bankanın icra kanalıyla taşınmaz satın alma işlemi istisna kapsamında olduğundan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı bankanın icra kanalıyla satın aldığı taşınmaza ait katma değer vergisinin istisna kapsamında olup olmadığına ilişkindir.
Kurumlar Vergisi Kanununa 4684 sayılı Kanunun geçici 18. maddesiyle 3.7.2001 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere eklenen geçici 29. maddesinin 1/6. bendinde; Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların aktifinde kayıtlı olan gayrimenkuller ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar ile bu bankalara doğrudan veya dolaylı olarak iştiraki bulunan tam mükellef sermaye şirketlerinin aktifinde kayıtlı olan gayrimenkuller ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların satışın yapıldığı yılda banka sermayesine ilave edilen kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu, vadeli satış halinde, satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap dönemi sonuna kadar banka sermayesine ilave edilen tutarların da bu istisnadan yararlanacağı, ilk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin olduğunun kabul edileceği, bu bent hükmüne göre vergiden müstesna tutulan kazançların, Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 1. fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-ii) alt bendine göre vergi tevkifatına tabi tutulmayacağı, Türk Ticaret Kanununun 391. maddesinin bu suretle gerçekleştirilecek sermaye artırımına aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı, bu bent hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu bent kapsamında yapılacak işlemlerin tapu ve kadastro harcından müstesna olduğu, bu hükümden yararlanan kurumların gayrimenkul ile iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 38. maddesinin son fıkrası hükmünün uygulanmayacağı, bu bentte belirtilen istisna hükümlerinin bu bendin yürürlük tarihi itibarıyla banka kayıtlarına göre Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara borçlu durumda olan tam mükellef sermaye şirketlerinin ve kefillerinin, bu kanunun yayımı tarihinde sahip oldukları ve bu borçlara karşılık bankalara devrettikleri gayrimenkul ve iştirak hisselerinden doğan kazançlar için de uygulanacağı hükmü yer almaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanununun Geçici 10. maddesinde de, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 28. ile geçici 29. maddesinin birinci fıkrasının (6) ve (7) numaralı bentleri kapsamındaki teslimlerin vergiden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Olayda davacı bankadan kredi alan … A.Ş.’nin borcu ödeyememesi üzerine adına kayıtlı taşınmazın icra yolu ile satışa çıkarıldığı, davacı bankanın ihaleye katılarak bu taşınmazı satın aldığı ve satış bedeli üzerinden hesaplanarak davacı banka tarafından ihtirazi kayıtla ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Vergi mahkemesince icra kanalıyla ve ihale suretiyle yapılan satın almaların yukarıda yer alan madde hükümlerinde belirtilen istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, anılan maddelerde borçlu şirketlerin ellerindeki taşınmazların devirlerinin rızaen veya icra kanalıyla yapılmış olması konusunda bir ayrım yapılmadığından istisna hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda dava konusu katma değer vergisinin dayanağı satış işlemi istisna kapsamında bulunduğundan mahkemece aksi yönde verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 16.2.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.