Danıştay Kararı 9. Daire 2001/424 E. 2002/4205 K. 16.10.2002 T.

9. Daire         2001/424 E.  ,  2002/4205 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2001/424
Karar No: 2002/4205

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Nuruosmaniye Vergi Dairesi Başkanlığı/İSTANBUL
İstemin Özeti :Davacı şirket adına 1994/Eylül, Kasım, Aralık dönemlerine ilişkin olarak tarh olunan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış ve vergi Mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı Kanunun 15/1-b maddesinde süresinde açılmayan davanın reddedileceğinin hükme bağlandığı, olayda dava konusu cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin davacıya 30.9.1999 tarihinde tebliğ edilmesine karşın otuz günlük süre içerisinde 30.10.2000 tarihinde dava açılması gerekirken süresinden sonra 14.7.2000 tarihinde kayda giren dilekçe ile dava açıldığı görüldüğünden işin esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; davanın süresinde olduğu ve uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi : Uyuşmazlıkta, yükümlü şirket adına 1994 yılı Eylül, Kasım ve Aralık dönemleri için tarholunan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun tebliğ esaslarını düzenleyen 93.maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilimum vesikaların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere, posta vasıtasıyla ilmuhaberli olarak tebliğ edileceği hükme bağlanmış olup, anılan Kanunun 94. maddesinde tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur yada müstahdemlerden birine yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamelerin tebliğ alındısının incelenmesinden, vergi ve ceza ihbarnamelerinin “… Sk. … İşhanı No…. …-…-…” adresinde serbest muhasebecilik yapan ve yükümlü şirketin muhasebe işlerini yürüten … isimli şahsa tebliğ edildiği görülmüştür.
Bu duruma göre, dava konusu ihbarnamelerin yukarda açıklanan yasa hükmüne uygun şekilde tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece davanın ıttıla tarihine göre süresinde açıldığı kabul edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken süreaşımı nedeniyle reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Davacı şirket adına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacı şirketin muhasebe işlerini yürüten ve farklı bir adreste faaliyet gösteren … isimli şahsa usulsüz tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda ıttıla tarihine göre süresinde açılan davanın esastan incelenmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Duruşma istemi, 2577 sayılı Kanunun 17.maddesine göre yerinde görülmeyerek incelemeye geçildi.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94.maddesinin 1. bendinde, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikamet adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin 30.9.1999 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 14.7.2000 tarihinde açıldığından bahisle davanın süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, 30.9.1999 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelerin tebliğine ilişkin tebliğ alındısının incelenmesinden tebligatın, davacının bilinen adresinde davacının kanuni temsilcisine veya bu adreste bulunanlardan veya işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birisine yapılmadığı, davacı şirketin bilinen adresinin dışında serbest muhasebecilik yapan ve şirketin de muhasebe işlerini yürüten …’a kendi işyerinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Bu durumda 30.9.1999 tarihinde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından Mahkemece bu hususun dikkate alınması ve dava açma süresinin ıttıla tarihine göre belirlenmesi ve sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın süreaşımı nedeniyle reddedilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 16.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.