Danıştay Kararı 9. Daire 2001/2185 E. 2003/5174 K. 18.11.2003 T.

9. Daire         2001/2185 E.  ,  2003/5174 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2001/2185
Karar No: 2003/5174

Temyiz İsteminde Bulunan : ….
Karşı Taraf : Dış Ticaret Vergi Dairesi Başkanlığı – İSTANBUL

İstemin Özeti : Yükümlü şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden davacı şirket adına yapılan tarhiyata karşı ilk açılan davada … Vergi Mahkemesince verilen 13.7.1999 tarihli ret kararının idareye tebliği üzerine idarece 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. maddesi uyarınca adına yeniden vergi ceza ihbarnameleri düzenlenerek tebliğ edildiğinin, ancak vergi borçlarının süresinde ödenmemesi üzerine 26.3.1995 ile 16.11.1999 tarihleri arası dönem için Vergi Usul Kanunu uyarınca gecikme faizi hesaplandığının ve dava konusu ödeme emri ile tahsili yoluna gidildiğinin anlaşıldığı, incelenen olayda uyuşmazlığın esasını hesaplanan gecikme faizinin miktarının oluşturduğu, davacının dilekçesinde hesaplamanın 26.3.1995 tarihinden başlayıp 5.8.1999 tarihine kadar devam edeceği, ödeme emrine konu gecikme faizinin … lira olarak hesaplanması gerekirken … lira olarak hesaplandığı ileri sürülerek ödeme emrinin tamamının iptalinin talep edildiği, 213 sayılı Yasanın 112/3. maddesi hükmü uyarınca gecikme faizinin 26.3.1995 tarihinden itibaren yargı kararının idareye tebliğ tarihi olan 5.8.1999 tarihine kadar süreceği, bilahare davacıya tebliğ edilen yeni ihbarnamede yer alan amme alacağının en son 13.11.1999 tarihine kadar da ödenmemesi üzerine 14.11.1999 tarihinde yeniden başlayan sürenin ilgili Kasım ayı da dikkate alındığında davacı hakkında gecikme zammı oranında gecikme faizi hesaplanacağının açık olduğu, bu nedenle idarece … lira asıl borç üzerinden %713 oranında gecikme faizi uygulamak suretiyle hesaplandığı anlaşılan 1995/Şubat dönemine ait vergi borcuna ilişkin … lira gecikme faizinde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; tarhiyata karşı açılan davada verilen kararın Vergi Dairesi Müdürlüğüne 5.8.1999 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda normal vade tarihi 25.3.1995 olan vergi borcu için 26.3.1995 tarihinden itibaren yargı kararının davalı idareye tebliğ tarihi olan 5.8.1999 tarihine kadar gecikme faizinin hesaplanması gerektiği, bunun da %701 oranında olduğu, oysa idarece yanlışlıkla %713 oranında gecikme faizinin hesaplandığı, mahkemece ödeme emrinin düzenlendiği Kasım ayı da dikkate alınmak suretiyle gecikme faizi hesaplamasının yerinde olduğuna karar verilmesinde yasal isabet bulunmadığı, zira gecikme faizinin ödeme emri ne zaman düzenlenirse düzenlensin, yalnızca kesinleşen kamu alacağını belirleyen mahkeme kararının davalı idareye tebliğ tarihine kadar hesaplanabileceği, bu tarih ile ödeme tarihi arasında geçen süre için ancak gecikme zammı alınabileceği, sonuç olarak ödeme emrinde hesaplanan gecikme faizinin miktar olarak hatalı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Ödeme emrinin yasal olduğu ve temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : Yükümlü adına düzenlenen ödeme emrin konu vergi alacağının vadesi olan 25.3.1995 tarihinden mahkeme kararının davalı idareye tebliği tarihi olan 5.8.1999 tarihine kadar geçen süre için hesaplanması gereken gecikme faizi oranı %701 olup bu oran üzerine çıkılarak hesaplanan gecikme faizinin hukuka aykırı olduğu, ödeme emrinin gecikme faizine ilişkin kısmının iptali gerektiği bu nedenle yükümlü temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
İstem; yükümlü şirket adına salınan 1995/Şubat dönemi katma değer vergisine karşı açılan davanın mahkemece reddedilerek kesinleşmesini müteakip düzenlenen ihbarname üzerine süresinde ödenmeyen vergi alacağı, gecikme zammı ve gecikme faizi için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının ödeme emrinin gecikme faizine ilişkin kısmının fazla hesaplandığı ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulmasına ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. maddesinin 3. fıkrasında “Vergi Mahkemelerinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinin 3 numaralı fıkrası gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Ayrıca ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda;
a…………….
b. Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 1995/Şubat dönemi için yükümlü şirket adına yapılan tarhiyata karşı açılan davanın reddi sonucu düzenlenen vergi ceza ihbarnamesi üzerine ödeme yapılmaması nedeniyle düzenlenen ödeme emrinde tarhiyata karşı açılan davanın reddine ilişkin mahkeme kararının tebliği üzerine düzenlenen ikinci ihbarnamenin yükümlüye tebliğ tarihi olan 13.10.1999 tarihine kadar geçen süre için gecikme faizi hesaplandığı, yükümlü şirket tarafından ise sözkonusu vergi borcu için normal vade tarihi olan 25.3.1999 tarihinden sonraki günden başlayarak tarhiyata karşı açılan davada verilen ret kararının vergi dairesi müdürlüğüne tebliğ tarihi olan 5.8.1999 tarihine kadar geçen süre için gecikme faizi hesaplanması gerektiği ileri sürülerek bakılan davanın açıldığı, vergi mahkemesince ise ikinci ihbarnamede yer alan amme alacağının en son 13.11.1999 tarihine kadar ödenmemesi üzerine 14.11.1999 tarihinde yeniden başlayan sürenin ilgili Kasım ayı da dikkate alındığında davacı adına %713 oranında hesaplanan gecikme faizinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yükümlü tarafından 1995/Şubat dönemine ilişkin olarak adına yapılan tarhiyata karşı açılan davada verilen ret kararının 5.8.1999 tarihinde davalı Vergi Dairesi Müdürlüğüne tebliğ edildiği hususu taraflar arasında tartışmasız olup mahkeme kararıyla kesinleşen vergi borcu için ödeme emri düzenlenirken anılan yasa hükmü gereğince hesaplanacak gecikme faizinin bu tarihe kadar hesaplanması gerekeceğinden, davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünce ikinci ihbarnamenin yükümlüye tebliğ tarihine kadar geçen süre esas alınarak gecikme faizi hesaplanmasında hukuka uyarlık bulunmadığından ödeme emrinin gecikme faizine ilişkin kısmının iptali gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 18.11.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.