Danıştay Kararı 9. Daire 2001/1783 E. 2002/4035 K. 09.10.2002 T.

9. Daire         2001/1783 E.  ,  2002/4035 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2001/1783
Karar No: 2002/4035

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekilleri : …
Karşı Taraf : İnegöl Vergi Dairesi Müdürlüğü-İnegöl/BURSA
İstemin Özeti : Davacı şirketin katma değer vergisi iade alacağının vergi borçlarına mahsubu sırasında mahsup yoluyla tahsil edilen gecikme zammının kaldırılması istemiyle açılan davayı; dava konusu edilen gecikme zamlarının 9.9.1999 tarihli mahsup alındıları ile tahsil edildiği, davanın ise 30 günlük süre geçirildikten sonra 7.9.2000 tarihinde açıldığı anlaşıldığından işin esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; mahsupla ilgili bir düzeltme fişinin tebliğ edilmediği, davanın süresinde açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi :Uyuşmazlıkta, katma değer vergisi iade alacağının vergi borçlarına mahsubu sırasında tahsil edilen gecikme zamları için idarece düzenlenen düzeltme fişleri ve mahsup alındılarının davacı şirkete tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında durumun davacı şirketin ıttılaına girdiği 17.8.2000 tarihine göre 30 gün içinde 7.9.2000 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekeceğinden, Vergi Mahkemesince davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Dava konusu edilen gecikme zamlarının 9.9.1999 tarihli mahsup alındıları ile tahsil edildiği, ancak söz konusu mahsup işlemine ilişkin düzeltme fişinin davacıya tebliğ edilmediği anlaşıldığından dava açma süresinin bu tarihte başladığının kabul edilemeyeceği, bu nedenle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
213 sayılı Kanunun 93. maddesinde tahakkuk fişinin dışında, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun 94. maddesinde ise tebliğin mükelleflere bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, 9.9.1999 tarihli mahsup alındıları ile dava konusu gecikme zammı davacı şirketin katma değer vergisi iade alacağından mahsup edilmiş ise de, mahsup işleminin yapıldığı dolayısıyla gecikme zammının mahsup yoluyla tahsil edildiğine ilişkin davacı şirkete herhangi bir tebligatın bu tarih itibarıyla yapılmadığı, davacı şirket yetkilisinin müracaatı üzerine 17.8.2000 tarihinde zimmet defterinin 64. sayfasına kaydedilerek şirket yetkilisi …’a mahsup alındılarının elden tebliğ edildiği, bu konuda daha önce yapılmış bir tebligat olduğu hususunda idarece ileri sürülmüş bir iddianın da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda Vergi Mahkemesince tebligatın 17.8.2000 tarihinde yapıldığının ve 7.9.2000 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığının kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 9.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.