Danıştay Kararı 9. Daire 2000/7072 E. 2002/209 K. 23.01.2002 T.

9. Daire         2000/7072 E.  ,  2002/209 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/7072
Karar No: 2002/209

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar:1- …
2-Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü – KAYSERİ
İstemin Özeti : Yükümlünün 1997 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak anılan yılın tüm dönemleri için re’sen tarh edilen ağır kusur cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; 3065 sayılı Kanunun 14/1 maddesinde transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşıma işlemlerinin vergiden istisna edildiği, 11 seri nolu katma dağer vergisi Genel Tebliğin D bölümünde de istisnanın koşullarının belirlendiği, anılan yasa ve tebliğ hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden istisna kapsamına giren taşıma faaliyetlerinin tamamının veya bir kısmının başka taşımacılara yaptırılması halinde ikinci derece yüklenici olarak fiili nakliyeyi gerçekleştiren firmanın bu faaliyetlerinin istisna kapsamına girdiği araç kiralama hizmetlerinin ise istisna kapsamında değerlendirilemeyeceğinden katma değer vergisine tabi olacağının anlaşıldığı olayda davacı ile .. Şti. arasında yapılan sözleşme incelendiğinde, noter aracılığı ile yapılan sözleşme taraflarca taşıt kira sözleşmesi olarak adlandırıldığı gibi her taşıt için yıllık kira bedeli belirlendiği, taşıma ile ilgili yurt dışı giderlerinin tamamının taşımacı tarafından karşılandığı, taşımalardan doğan bütün sorumluluğun taşımacıya ait olduğu ve davacının kendi nam ve hesabına taşımacılık yapmasının hukuken mümkün olmaması nedeniyle taşımanın … Şti.’nin yetki belgeleri ile gerçekleştirildiği tüm bu hususların anılan sözleşmenin içerik olarak ta kira sözleşmesi olduğu sonucuna varıldığı, bu durumda davacı şirketin faaliyetinin taşıt kiralama işi olması nedeniyle katma değer vergisi kanunun anılan hükmünde yer alan taşımacılık istisnasından yararlanamayacağından yükümlü adına yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu, olayın oluş şekli ve matrahın bulunuşu gözönüne alındığında ağır kusur cezası yerine kusur cezası kesilmesi uygun olacağından ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesi icabettiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek katma değer vergisini onayan ağır kusur cezasını ise kusura çeviren … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; yükümlü tarafından olayda aktiflerine kayıtlı araçların başka bir şirkete kiralanması sözkonusu olmayıp yapılacak uluslararası taşımacılığın yüklenilmesi sözleşmesi olduğu bu nedenle 3065 sayılı kanunun 14. maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlandırılması gerektiği, vergi dairesi tarafından ise kesilen ağır kusur cezasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca cevap verilmemiştir.

Savcı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle taraflar temyiz istemlerinin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Olayda, aktifine kayıtlı araçların uluslararası taşımacılıkta kullanılması için bu araçları Karayoluyla Uluslararası Yolcu ve Eşya Taşımaları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca … Ltd. Şti.’ne vererek uluslararası taşımacılık faaliyeti gerçekleştirildiği dosyadan anlaşıldığından yükümlü tarafından düzenlenen faturada yer alan hizmet bedelinin 3065 sayılı kanunun 14. Madde hükmü uyarınca istisna kapsamında olduğunun kabulü ile cezalı tarhiyatın terkini gerekirken vergi aslını onayarak ağır kusur cezasını kusura çeviren vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin reddi yükümlünün temyiz isteminin ise kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşyünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazılk, 1997 yılı hesapları incelenen yükümlü adına tarh edilen ağır kusur cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı kısmen kabul eden vergi mahkemesi kararının taraflarca bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 14. maddesinin 1. fıkrasında, Transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık işlerinde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen taşıma işlerinin vergiden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Bu yetkiye istinaden çıkarılan 28.12.1994 tarih ve 84/8898 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve konu ile ilgili 11 seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 2. fıkrasında istisna kapsamına giren taşıma faaliyetlerinin tamamının veya bir ksmının başka taşımacılara yaptırılması halinde gerek taşıma işini yaptıran firmaya karşı muhatap olarak işi yüklenen organizatör firmanın gerek ikinci derece yüklenici olarak fiili nakliyeyi gerçekleştiren firmanın bu faaliyetleri istisna kapsamına girdiğinden her iki faaliyetinde vergiye tabi olmayacağı kurala bağlanmıştır.
Diğer yandan Dosyada mevcut Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 1.6.1999 tarih ve B.07.0.GEL.0.52/9214-1 sayılı müktezasının son parağrafında da C2 yetki belgesi olmayan firmaların Karayoluyla Uluslararası Yolcu ve Eşya Taşımaları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre sözleşme yapmak suretiyle kiraladıkları araçlar ile yaptıkları taşımacılık işlemlerinde katma değer vergisi kanunun 14. maddesiyle düzenlenen istisna kapsamına girdiği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, kendi araçları ile uluslarası taşımacılık faaliyetinde bulunan yükümlünün C2 belgesinin iptal edilmesi nedeniyle aktifinde kayıtlı araçları, Karayolu ile Uluslararası Yolcu ve Eşya Taşımaları Hakında Yönetmelik hükümleri uyarınca … Şti.’ne kiraladığı ve bu araçlarla uluslararası taşımacılık faaliyetinin gerçekleştirildiği, ancak yükümlünün bu işten kira geliri elde etmeyip adı geçen şirket adına taşıma ücreti adı altında fatura düzenleyerek bu fatura ile elde edilen gelirin taşımacılık istisnası kapsamında beyan edildiği, yükümlünün 1997 yılı hesaplarını inceleyen inceleme elemanı tarafından ise sözkonusu faaliyetin araç kiralama faaliyeti olduğu ve istisna kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bahisle yapılan öneri doğrultusunda tarh edilen cezalı katma değer vergisine karşı açılan davada vergi aslını onayarak ağır kusur cezasını kusura çeviren vergi mahkemesi kararının taraflarca bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte incelenmesinden uluslararası taşımacılık faaliyetini bizzat kendi araçlarıyla yapan mükellefler ile kendilerine ait olmayan araçlar ile taşımacılık yapan mükellefler yanında Karayolu ile Uluslararası Yolcu ve Eşya Taşımaları Hakkında yönetmelik hükümleri uyarınca yapılacak sözleşmeye göre araçlarını bu faaliyet kapsamında kiraya veren mükelleflerinde istisna hükümünden yararlandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda olayda anılan Yönetmeliğin 12. maddesi hükmü uyarınca aktifinde bulunan araçları uluslararası taşımacılık faaliyetinde kullanılmak üzere başka bir şirkete kiralayan yükümlünün bu faaliyeti nedeniyle düzenlediği faturada yer alan geliri taşımacılık istisnas kapsamında değerlendirilerek beyan etmesinde belirtilen mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığından aksi düşünceyle yapılan tarhiyata karşı açılan davada vergi aslını onayarak cezayı kusura çeviren vergi mahkemesi kararında isabet bulunmakatadır.
Diğer taraftan Vergi Dairesi Müdürlüğünün mahkeme kararının cezaya ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz isteminin reddine yükümlünün temyiz isteminin ise kabulü ile … Vergi Mahpkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 23.1.2002 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden “uluslararası taşıma yetki belgesi” (C2 yetki belgesi) iptal edilen ve böylelikle uluslararası nakliyat yapma imkanı kalmayan davacı şirketin aktifinde kayıtlı çekici ve römorklarını başka bir şirkete kiraladığı ve karşılığında yıllık kira bedeli aldığı, taşıma ile ilgili bütün belge ve sorumluluğun taşımacı firmaya ait olduğu bu hale göre davacı ile taşıyıcı firma arasındaki ilişkinin “taşıt kira sözleşmesi” olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda davacı şirketin faaliyetinin taşıt kiralama işi olması nedeniyle 3065 sayılı Yasanın 14/1 maddesinde öngörülen taşımacılık istisnasından yararlandırılması mümkün değildir.
Diğer taraftan matrahın bulunuş şekli ve olayın özelliği itibariyle tarhiyata kusur cezası uygulanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle tarhiyatı kusur cezalı olarak tadilen onayan Mahkeme kararı dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle yerinde görülmüş olup, taraflarca ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte olmadığı cihetle taraflar temyiz isteminin reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına karşıyım.