Danıştay Kararı 9. Daire 2000/447 E. 2000/4107 K. 21.12.2000 T.

9. Daire         2000/447 E.  ,  2000/4107 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/447
Karar No: 2000/4107

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar : 1- İzmir Büyükşehir Belediyesi
İZSU Genel Müdürlüğü – İZMİR
Vekili : …
2- …
Vekili : …
İstemin Özeti : Yükümlü adına 1995/Eylül dönemine ilişkin atık su bedeline ait bildirinin tebliği üzerine, İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin, aboneliğe çağrı şeklindeki idari işlemin, bu Tarife ve işlemlerin dayanağı Genel Kurul kararının iptali ile atık su bedelinin terkini istemiyle açılan davayı; ihtilaflı dönemde uygulanan ve davacı tarafından iptali istenilen Atık Su Tarifesi ile 20.7.1995 tarih ve 05/1965 sayılı Genel Kurul kararının atık suya ilişkin kısmı … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararı ile iptal edildiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine mahal bulunmadığı, dolayısıyla dayanağı bulunmayan atık su bedelinin de terkini gerektiği, diğer taraftan konu ile ilgili olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 9.6.1998 tarihli raporda davacının kanalizasyon hizmetlerinden yararlandığı ve atık sularını kanalizasyona deşarj ettiği belirtildiğinden davacı adına aboneliğe çağrı şeklinde tesis edilen işlemde kanuni isabetsizlik görülmediği, Tarifeler Yönetmeliğinin iptali istemiyle açılan davalar ise Danıştay 8. Dairesinin 1.2.1996 tarih ve 1996/167 sayılı kararı ile reddedildiğinden davacının bu yöndeki isteminde de yerindelik bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; İZSU Genel Müdürlüğü tarafından, kanal hizmetlerinden yararlandığı mahkemece tespit edilen bir işletmenin bunun bedeline ilişkin bir mükellefiyetten muaf tutulmasının hukuken izahının mümkün olmadığı, ihtilafın taraflar arasında sözleşme ile çözüldüğü, mahkemece karar verilmemesi gerektiği; yükümlü tarafından ise, uyuşmazlığın çözümünde esas alınan bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediği, Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununun 282. maddesindeki kurallar yerine getirilmediğinden bu raporun karara dayanak yapılamayacağı, öte yandan … Vergi Mahkemesinin de hizmetten yararlanılmadığı yönünde kararları bulunduğu, Tarifeler Yönetmeliğine gelince, ilgili maddelerin bir kısmının … Vergi Mahkemesince, bir kısmının ise … Vergi Mahkemesince iptal edildiği, buna rağmen Danıştay 8. Dairesi kararından bahisle taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İZSU Genel Müdürlüğünce savunma verilmemiştir. Yükümlü ise usul ve hukuka aykırı karşı taraf temyiz talebinin reddi gerektiğini savunmaktadır.
Savcı …’nın Düşüncesi : Taraflar temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle taraflar temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından taraflar temyiz istemlerinin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Yükümlü vekilinin duruşma istemi 2577 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca yerinde görülmeyerek incelemeye geçildi:
İstem, yükümlü adına 1995/Eylül dönemine ilişkin atık su bedeline ait bildirinin tebliği üzerine, İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin, aboneliğe çağrı şeklindeki idari işlemin, bu Tarife ve işlemlerin dayanağı Genel Kurul Kararının iptali ile atık su bedelinin terkini istemiyle açılan davada, atık su taraifesi ile Genel Kurul kararı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer konulara ilişkin açılan davanın Tarifeler Yönetmeliği ile aboneliğe çağrı işlemine ilişkin kısmının reddine, atık su bedeline ilişkin kısmının ise kabulüne hükmeden Vergi Mahkemesi kararının taraflarca bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
İZSU Genel Müdürlüğünün temyiz istemi, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından yerinde görülmemiştir.
Yükümlünün temyiz istemine gelince, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununa 24.7.1993 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 3914 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 44. maddede; Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık toplama ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu açıklandıktan sonra, aynı maddenin devamında, belediyelerin, atık su ile ilgili olarak katı atıklarla ilgili tarifede yer alan bina gruplarını topluca veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle ve su tüketim bedelini aşmamak üzere meclislerince belirlenecek miktarda çevre temizlik vergisi alınacağı, atık su ile ilgili çevre temizlik vergisinin, su tüketim bedeli ile birlikte tarh ve tahakkuk etmiş sayılacağı ve bu bedel ile birlikte tahsil edileceği, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan belediyelerde ise atık su bedellerinin tahsiline ilişkin uygulamanın kendi kanunlarındaki hükümlere tabi olacağı belirtilmiş, maddenin 7 nci fıkrasında zikredilen Çevre Temizlik Vergisi Tarifesinde yer alan bina gruplarının tesbitine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı 31.12.1993 günlü Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kararın 8 inci maddesinde 1.1.1994 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği açıklanarak 1.1.1994 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi uygulanmasına başlanmıştır. Buna göre 1994 yılı başından itibaren gerek katı atık gerekse atık su için belediyelerce istenen meblağları yasa koyucu vergi olarak nitelendirmiş ve bu vergiyi, çevre temizlik vergisi olarak adlandırmıştır.
Olayda yükümlüden atık su bedeli adı altında istenilen meblağ çevre temizlik vergisi kapsamına dahil edildiğine göre, bu vergi hakkında açılan davanın 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmü karşısında vergi mahkemesince karara bağlanması tabii olup İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin hukuka uygunluk denetiminin vergi mahkemesinin görevinde olduğu açıktır. Zaten bu hukuki düzenlemelerden yola çıkılarak hukuka uygunluğu denetlenen İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin 13.4/b maddesi … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 54. maddesi ise … Vergi Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir.
Bu durumda Danıştay Sekizinci Dairesinin 1.2.1996 tarih ve 1996/167 sayılı kararından bahisle yükümlünün İZSU Tarifeler Yönetmeliğinin iptaline ilişkin talebini reddeden vergi mahkemesi kararının bu kısmında isabet görülmemiştir.
Öte yandan uyuşmazlığın yükümlünün kanalizasyon hizmetinden yararlanıp yararlanmadığına ilişkin kısmına gelince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 282. maddesindeki usul ve esaslar yerine getirilmeksizin bir bilirkişi raporunun uyuşmazlığın çözümüne esas alınması mümkün bulunmadığı gibi aynı yükümlü tarafından açılan diğer davalarda yapılan inceleme sonucu … ve … Vergi Mahkemesince yükümlünün kanalizasyon hizmetinden yararlanmadığı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle, farklı mahkeme kararları arasındaki çelişkinin giderilmesi için gerekirse yeniden bir bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle yükümlünün uyuşmazlık döneminde gerçekten kanalizasyon hizmetinden yararlanıp yararlanmadığının kesin olarak tespiti gerektiğinden aksi yönde tesis edilen vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İZSU Genel Müdürlüğü temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının İZSU Tarifeler Yönetmeliği ile aboneliğe çağrı işlemine ilişkin kısmının bozulmasına, diğer hüküm fıkralarının onanmasına, …-lira ilam harcının İZSU Genel Müdürlüğünden alınmasına 21.12.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.