Danıştay Kararı 9. Daire 2000/4236 E. 2002/4791 K. 20.11.2002 T.

9. Daire         2000/4236 E.  ,  2002/4791 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/4236
Karar No: 2002/4791

Temyiz İsteminde Bulunan : Çankaya Belediye Başkanlığı/ANKARA

Vekili : …

Karşı Taraf : …

Vekili : …
İstemin Özeti :Davacı ortaklık adına kayıtlı taşınmazların 1999 yılı 1. taksitinin eksik ödendiğinden bahisle istenilen ve ihtirazi kayıtla ödenen gecikme zammının yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden davacı Genel Müdürlüğün mülkiyetinde bulunan Genel Müdürlük binası ve lojmanlarla ilgili olarak Çankaya Belediyesine verilen emlak vergisi beyannamesinde gösterilen vergi değerlerine %77.8 yeniden değerleme oranıda uygulanmak suretiyle 1999 yılı için belirlenen vergi matrahı üzerinden emlak vergisi yıllık tutarının …-lira olarak hesaplanması gerekirken davalı idare tarafından …- lira olarak hesaplanıp 21.5.1999 tarih ve 01 sayılı tahakkuk fişinin düzenlendiği, bunun sonucu olarakta emlak vergisi 1. taksitinin davacı tarafından …- lira eksik ödendiği, durumun 2.taksidin ödenmesi sırasında fark edilmesi üzerine 1. taksitin eksik ödenen tutarıyla ….- lira gecikme zammının ödenmesinin 29.11.1999 tarihli yazıyla bildirildiği, davacı Genel Müdürlük tarafından söz konusu miktarların ihtirazi, kayıtla ödendiği ve gecikme zammının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açıldığının anlaşıldığı, uyuşmazlıkta davacı Genel Müdürlüğün idareye başvurarak ilgili yıl için tahakkuk fişinin düzenlenerek taraflarına verilmesi yönündeki istemi üzerine idarece düzenlenen tahakkuk fişinde hesap hatası yapılarak ödenecek verginin eksik gösterildiği, davacı ortaklığın da tahakkuk fişini esas alarak noksan vergi ödediği görülmekte ise de verginin noksan ödenmesinin nedeninin idarenin, düzenlediği tahakkuk fişi ile davacı ortaklığı yanıltmasından kaynaklandığı, bu durumda 213 sayılı Kanunun 369. maddesi hükmü de dikkate alınarak idarenin kusurundan kaynaklanan bir fiilin yani bilgilendirilmenin bulunması halinde kusursuz olan tarafa ceza kesilmeyeceği yönündeki hükmün uyuşmazlığa da uygulanmasının icabettiği bu durumda gecikme zammı alınmasında isabet bulunmadığı, davacı genel müdürlüğün yasal faiz istemine gelince; davalı idarenin hatalı işlemi ile davacıdan hatalı olarak gecikme zammı alındığından anılan gecikme zammının tahsil edildiği tarihten başlayarak iade edileceği tarihe kadar yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; verginin 1.1.1999 tarihinde tahakkuk ettiği, tahakkuk fişindeki hatanın verginin eksik ödenmesini gerektirmeyeceği, yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Cevap verilmemiştir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Vergi Kanunlarında; Danıştay veya vergi mahkemeleri tarafından vergilerin yükümlülere iadesine karar verilmesi durumunda yükümlüler lehine faiz hükmedileceğine dair herhangi bir hükme yer verilmediğinden, mahkeme kararının faize ilişkin hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının faize ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta, yükümlü Genel Müdürlükten ihtirazi kayıtla tahsil edilen gecikme zammının yasal faiziyle birlikte red ve iadesi istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Vergi Mahkemesi kararının gecikme zammına ilişkin hüküm fıkrası dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında Dairemizce uygun bulunduğundan davalı idare tarafından ileri sürülen iddialar kararın buna ilişkin kısmını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Kararın yasal faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasına gelince;
Gerek Vergi Usul Kanununda, gerekse diğer vergi kanunlarında, Danıştay veya vergi mahkemeleri tarafından vergilerin yükümlülere iadesine karar verilmesi durumunda yükümlü lehine kanuni faize de hükmedilmesini öngören herhangi bir hükme yer verilmemiştir.
Borçlar Kanununun 103 ve sonraki maddeleriyle Türk Ticaret Kanununda yer alan geri alma (istirdat) davalarıyla, sair alacak davalarında kanuni faizede hükmolunmasını öngören hükümlerin, kamu hukuku alanında yer alan vergilere uygulanma olanağı yoktur.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin 6. fıkrasında yer alan tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle, idarece kanuni faiz ödeneceğine ilişkin hüküm ise, davadan sonraki safhaya ilişkindir.
Bu itibarla, niteliği gereği bir alacak davası olmayıp, bir idari işlemin iptali istemine yönelik davada, kanuni faizin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen 112. maddesinin 4. fıkrasında, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faizin, 120.madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödeneceği hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm uyarınca faize hükmedilebilmesi için yükümlüler tarafından idareye bir başvuruda bulunulmuş, ancak idarece düzeltme yapılmamış olması veya idarece re’sen düzeltme yapılması gerekmektedir.
Olayda ise idareye böyle bir başvuruda bulunulduğuna ve idarece süresinde düzeltme yapılmadığına ilişkin bir durum sözkonusu olmadığından yukarıda anılan hükmün uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen reddine kısmen kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının gecikme zammına ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, yasal faize ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, …- lira ilam harcının temyiz isteminde bulunandan alınmasına 20.11.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.