Danıştay Kararı 9. Daire 2000/4207 E. 2003/4771 K. 09.10.2003 T.

9. Daire         2000/4207 E.  ,  2003/4771 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/4207
Karar No: 2003/4771

Temyiz İsteminde Bulunan :Nazilli Vergi Dairesi Müdürlüğü – Nazilli/AYDIN
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yükümlü şirketin 1998 yılı hesaplarının … Şti.’ne ait sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgeleri kullanmak suretiyle haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğunun inceleme raporu ile tespiti üzerine 1998/Şubat, Mart ve Nisan dönemleri için adına kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunun’un Ek 6. Maddesinde, uzlaşma komisyonlarının Ek 5. maddeye göre tutacakları uzlaşma tutanaklarının kesin olup gereğinin vergi dairelerince derhal yerine getirileceği, mükellef veya adına ceza kesilenin üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamayacağı ve hiçbir mercie şikayette bulunamayacağı; aynı Kanunun Ek 7. maddesinde ise, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi ve ceza için ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği, uzlaşmanın vaki olması halinde mükellefin üzerinde anlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine) karşı dava açamayacağının hükme bağlandığı, bu maddeyle getirilen uzlaşma müessesesinin, vergilemeden dolayı yükümlü ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların barışcıl yollarla taraflar arasında uzlaşma sağlanarak çözümlenmesini ifade ettiği, kanunun gerekçesinde uzlaşmadan beklenen amacın, vergi uyuşmazlıklarının süratle halli ve böylece mükelleflerin tereddütlerinin bir an önce giderilmesi suretiyle onların huzura kavuşmalarının sağlanması, mükellefle idare arasında vergi yönünden ortaya çıkan ihtilafların yine kendi aralarında görüşülerek çözüme bağlanması olduğu, kanunun amacı gözönünde tutulduğunda, vergi incelemesiyle tespit edilen matrah üzerinden tahakkuk eden vergi ve buna ilişkin olarak kesilen ceza üzerinden yapılan uzlaşmanın sözkonusu matrah ile ilgili anlaşmazlığı tümüyle kesin olarak ortadan kaldıracağının kabulü gerektiği, uzlaşma ile yükümlünün salınan vergi ve kesilen ceza hakkında uyuşmazlık yaratmayacağı kabul edildiğine ve bu konuda açık kanun hükmü nedeniyle herhangi bir tereddüt bulunmadığına göre, uzlaşmada taraf olan idarenin de dönem vergisi üzerinde uzlaşıldıktan sonra aynı dönem hakkında inceleme yaparak matrah belirlenmesinin uzlaşma ile sağlanmak istenen amaca aykırı düşeceği, bu durumda, uzlaşma ile mükellef veya adına ceza kesilen için yasada öngörülen kesinlik şartı aynı zamanda işlemi tesis eden idare içinde geçerli olduğundan üzerinde uzlaşılan vergi ve ceza ödendikten sonra cezanın kaçakçılığa dönüştürülmesine ilişkin işlemde mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; uzlaşma ile getirilen düzenlemelerin sadece mükellefler açısından bir hüküm ifade ettiği, bu nedenle yaptıkları işlemin yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 9.10.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.