Danıştay Kararı 9. Daire 2000/2240 E. 2002/3517 K. 18.09.2002 T.

9. Daire         2000/2240 E.  ,  2002/3517 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/2240
Karar No: 2002/3517

Temyiz İsteminde Bulunan : Akşehir Vergi Dairesi Müdürlüğü – KONYA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Nakliyecilik yapan yükümlünün 31.12.1998 tarihinde sattığı aracın değerini emsaline nazaran düşük beyan ettiğinin tespiti üzerine takdir komisyonunca takdir edilen matrah esas alınarak 1998/Aralık dönemi için re’sen salınan ağır kusur cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 82/5. maddesinde gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançların arızi kazanç olduğunun belirtildiği, 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinde ise ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğunun hükme bağlandığı, olayda yükümlünün işletmesinde kullandığı aracını 31.12.1998 tarihinde sattığı ve aynı tarihte de mükellefiyetinin sona erdiği, söz konusu aracın satışından elde edilen kazancın arızi kazanç olarak değerlendirilmesi ve katma değer vergisine tabi tutulmamasının icapettiği, bu itibarla yapılan cezalı tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek ağır kusur cezalı katma değer vergisini terkin eden … Vergi Mahkemesinin .. tarih ve … sayılı kararının; yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Savcı …’nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen
hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Ticari işletmesinin aktifinde kayıtlı kamyonu 31.12.1998 tarihinde satarak aynı tarihte işini terk eden yükümlünün, aracın satış değerini düşük beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonu tarafından saptanan matrah üzerinden adına salınan ağır kusur cezalı katma değer vergisini kaldıran Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “Verginin konusunu teşkil eden işlemler” başlıklı 1. maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin Türkiye’de yapılması kaydıyla katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş, ticari faaliyetin devamlılığı ve niteliğinin öncelikle Gelir Vergi Kanunu hükümlerine, bu Kanunda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tesbit edileceği açıklanmıştır. Gelir Vergisi Kanununda ticari faaliyetin açık bir tanımı yapılmamış, yalnızca ticari kazanç tanımlanmıştır. Ancak, bu Kanunda arızi ticari muamelelerden sağlanan kazançların arızi kazanç olarak sayılmış olması ticari faaliyetin esas itibarıyla devamlı ve mutad olarak yapılması gerektiğini göstermektedir. Devamlılığın objektif ölçüsü ise ticari bir organizasyonun varlığıdır. Ticaret Kanununda da ticari faaliyet ticari işletme kavramına bağlanmış, ticari işletme çerçevesinde yapılan faaliyetler ticari faaliyet niteliğinde kabul edilmiştir.
Ticari işletmesinin aktifine kayıtlı kamyonu ile taşımacılık faaliyetinde bulunan yükümlü aracını 31.12.1998 tarihinde satmış olup, araç satışının ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Satış tarihi itibarıyla işin terk edildiği yolunda vergi dairesine bildirimde bulunulmuş olması ise araç satışının, ticari faaliyet çerçevesinde yapılmış bir teslim olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden katma değer vergisine tabi tutulması icap etmektedir.
Ancak olayda yükümlünün aracının değerini düşük beyan ettiği yönünde yapılmış geçerli bir tespitin olmadığı anlaşıldığından cezalı tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz is teminin reddine 18.9.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.