Danıştay Kararı 9. Daire 2000/2118 E. 2001/2412 K. 31.05.2001 T.

9. Daire         2000/2118 E.  ,  2001/2412 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/2118
Karar No: 2001/2412

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Yüreğir İlçe Belediye Başkanlığı – ADANA
İstemin Özeti : İhtirazi kayıtla ödenen yer gösterme ve temel üstü keşif ücretlerinin iadesi istemiyle açılan davayı; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 97. maddesinde; belediyelerin bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili olduklarının hükme bağlandığı, 80. maddesinde imar ile ilgili harçların sayıldığı, ek 1 ve 5. maddelerinde ise bina inşaat harcı ile ilgili düzenlemelere yer verildiği, olayda yükümlü tarafından yapılan inşaatlarla ilgili olan yer gösterme ve temel üstü keşif hizmetlerinin yukarıda anılan yasa maddeleri hükümleri uyarınca harç konusu yapılan hizmetlerden olmadığı, bu nedenle 2464 sayılı Kanunun 97. maddesi uyarınca ücret konusu yapılmasının mümkün olduğu, bu durumda belediye meclisince belirlenen tarife üzerinden alınan yer gösterme ve temel üstü keşif ücretlerinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; 7269 sayılı Kanun uyarınca her türlü vergi, resim ve harçtan muaf oldukları, ücret adı altında istenen bedellerin de harç sayılması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
Savcı …’in Düşüncesi : 460 adet deprem konutu yapımını üstlenen davacı şirketten,yer gösterme ile temel üstü keşifi ile ilgili olarak ücret istenilmesinden uyuşmazlık doğmuştur. Mahkemece de,bir hususla ilgili davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davalı belediyenin, yapı kullanma izni belgesiyle ilgili olarak davacıya ilgi denilerek … tarih ve … olarak gönderilen ve tarih taşımayan yazısında, iskan aşamasına gelmeden inşaat ruhsatı aşamasında yer göstermenin yaptırılmadığı ve temel üstü ruhsatlarının alınmadığının anlaşılmasından dolayı belediyenin verdiği bu hizmetlerin karşılığı için söz konusu ücretlerin istenildiğinin belirtildiği, 16.10.1998 tarihinde de bu inşaatla ilgili olarak belediyece daha önce herhangi bir harç alınmadığı gibi,yapı kullanma izin belgesi içinde harc alınmadığı anlaşılmıştır.
Davalı belediyece, belediye gelirleri kanununun 97. maddesine göre işlem tesis edildiği belirtilmiştir.

Bu maddede,bu kanun da harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve belediyelerin ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek ücret tarifesine göre ücret alma yetkisini belediyelere verilmiştir.
Oysa, uyuşmazlıkta, bina inşaat harcının Ek madde 1. de düzenlenmiş ve istisnası da Ek 2. maddede gösterilmiştir. Ayrıca,80. maddesinin a,b,c,d,e ve f fıkralarında imarla ilgili harçların neler olduğu gösterilmiş ve 7269 sayılı Umum Hayata Müessir afet Dolayısıyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun Hükümleri uyarınca harçtan müstesna olma durumlarının neler olduğuda düzenlenmiştir.
İnşaat iznin alınmasıyla yapılan ödemeyle başlıyan İskan ruhsatının alınmasıyla biten yapıların, yer gösterme ve temel üstü keşif hizmetlerinin, yukarda sayılan harçlar kapsamında kaldığı ve 7269 sayılı Kanununda da bu tür inşaatlar için istisna getirildiği anlaşılmıştır.
Söz konusu 97. madde kapsamına girmeyen işler için ayrıca ücret istenilmesinin hukuki dayanağı yoktur.
Bu nedenle vergi mahkemsi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta, ihtirazi kayıtla ödenen yer gösterme ve temel üstü keşif ücretinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2464 sayılı Kanuna 2589 sayılı Kanunla eklenen ek 1. maddenin 1. fıkrasında; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatının (ilave ve tadiler dahil) inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında ek madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nisbet ve hadlerde bina inşaat harcına tabi olacağı, ek 5. maddesinin 1. fıkrasında ise; bina inşaat harcının,inşaat ruhsatının alınmasından önce makbuz karşılığında ilgili belediyeye ödeneceği hükme bağlanmak suretiyle 2589 sayılı Kanunla, bina inşaat vergisi ile yapı izin ve denetleme harcı kaldırılarak bina inşaat harcı getirilmiştir.
Diğer taraftan 3194 sayılı İmar Kanununun 22. maddesinin 1. fıkrasında; yapı ruhsatiyesi almak için belediyeye, valiliklere (veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürolarına) yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edileceği, dilekçeye sadece tapu, (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge) mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa ebatlı kroki eklenmesi gerektiği, 2. fıkrasında da; belediye veya valiliklerce veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürolarınca ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verileceği açıklanmıştır.
Yukarıda açıklanan yasa hükümlerinden, ruhsat alabilmek için ilgili yerlere İmar Kanununun 22. maddesinde sayılan belgelerle birlikte müracaat edileceği, eklenmesi zorunlu olan bu belgelerin inceleneceği ve uygun görüldüğü takdirde 2464 sayılı Kanunun ek 5. maddesine göre harç yatırıldıktan sonra ruhsat verilebileceği anlaşılmaktadır.
Bu gibi olaylarda hemen ruhsat alınamamakta, ruhsat verilmeden önce belediye ve ilgili merciler tarafından bazı işlemler yapılmakta, bu işlemler tamamlandıktan sonra ruhsat alınması sözkonusu olmaktadır.
2464 sayılı Kanuna eklenen ve mükerrer 7. bölümde yer alan bina inşaat harcı ile, ruhsat alımından önce yapılacak işlemler nedeniyle verilen hizmetlerin karşılığı harca dönüştürülmüş, diğer bir değişle kanun koyucu tarafından, bu gibi işlemlerin ücretle, vergiyle değil harçla karşılanması amacı güdülmüştür.
Anılan Kanunda yer alan ve bina inşaat harcından önce yürürlüğe giren “imarla ilgili harçlar” başlıklı 80. maddenin görüşülmesi sırasında ücret adı altında alınan bedellerin en aza indirilmesi ve bunların harç adı altında toplanması önerilmiş, bu görüşler doğrultusunda da 2464 sayılı Kanunun 80. maddesi yasalaştırılarak, yürürlüğe konulmuştur.
Bu hükümlere göre inşaata başlanılmadan önce imarla ilgili işlemlerden dolayı, sözü edilen Kanunun 80. maddesinin (a) ila (d) bentlerinde sayılan işlemler için harç alınacak, inşaata başlamak için ruhsat alımı sırasında yapılan işlemlerden dolayı da, ayni Kanunun ek 6. maddesinde açıkca ve ayrıca belirtilen bina inşaat harcı ödenecektir.
Olayda yükümlünün Karşıyaka Mahallesi 4905, 4906 nolu adalar üzerinde inşa ettiği konutu için yapı kullanma izin ruhsatı almak için idareye başvurduğu, idare tarafından iskan aşamasına gelmeden inşaat ruhsat aşamasında yer gösterme ve temel üstü ruhsatlarının olmadığı tespit edildiğinden bahisle dava konusu temel üstü ve yer gösterme ücretlerinin istendiği, iskan belgesinin alınabilmesi için bu ücretlerin yatırılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine yükümlü tarafından anılan ücretlerin yatırıldığı, ancak her türlü vergi resim ve harçtan muaf olduklarından ve bu ücretlerin de harç niteliğinde sayılması gerektiğinden dolayı iadesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

2464 sayılı Yasanın 97. maddesinde, Belediyelerin bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili oldukları hükme bağlanmış olup davalı idarece bu hükme istinaden düzenlenen ücret tarifesine göre tahakkuk yapıldığı belirtilmektedir.
Ancak yukarıda açıklanan hükümler karşısında harç konusuna giren hizmetler için ücret tarifesi yapılması ve buna istinaden ücret tahakkuk ettirilmesine yasal imkan bulunmadığından mahkemece davanın kabulü gerekirken reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına 31.5.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.