Danıştay Kararı 9. Daire 2000/1456 E. 2002/906 K. 20.03.2002 T.

9. Daire         2000/1456 E.  ,  2002/906 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2000/1456
Karar No: 2002/906

Temyiz İsteminde Bulunan : Konak Belediye Başkanlığı- İZMİR
Vekili : …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1998 genel beyan döneminde ek süre içinde verilen emlak vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden emlak vergisi ile kesilen 2.derece usulsüzlük cezasının tahsili amacıyla yükümlü adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden … Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünün bulunduğu bölgenin 1/5000’lik nazım planının ve 1/1000’lik imar planının Danıştay Birinci Dairesince iptal edildiğinin, yükümlü tarafından 1998 genel beyan döneminde ek süre içinde kısıtlılık şerhi düşülerek emlak vergisi beyannamesi verildiğinin ve verginin 1/10’unun ödendiğinin, idarece taşınmazın kısıtlı olmadığı kabul edilerek dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, emlak vergisine tabi taşınmazların tasarrufunun kısıtlanması halinde verginin ne şekilde ödeneceği 1319 sayılı Kanunun 30. maddesinde düzenlenmiş olup kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlılığın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil edileceğinin, kısıtlamanın kaldırılması halinde kaldırma tarihini izleyen bütçe yılından itibaren verginin emlak vergi değeri üzerinden alınacağının hükme bağlandığı, “Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik”in 2. maddesinde de, imar planlarında resmi yapılara, tesislere, okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, Pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufunun kısıtlanmış sayılacağının, bu hallerde kısıtlı olarak vergilemenin imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yıl başından itibaren yapılacağı, kısıtlamanın ilgili arsa veya binanın bulunduğu alanın imar proğramına alınıncaya (imar proğramının kesinleştiği tarihe) kadar devam edeceğinin öngörüldüğü, olayda Danıştay Birinci Dairesince verilen karar üzerine vergisi ihtilaf konusu olan arsaya imar durumunun verilmediği görüldüğünden anılan taşınmazın kısıtlı olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda 1/10 oranında emlak vergisini ve usulsüzlük cezasını ödediği ihtilafsız olan yükümlünün iddialarının “böyle bir borcum yoktur” kapsamında değerlendirilerek ödeme emrinin iptal edilmesi icabettiği, kaldı ki dosyadan arsanın kısıtlı olmadığı kabul edilse dahi yükümlünün ödediği vergi ve ceza mahsup edilmeden ödeme emri düzenlenerek mükerrer işlem yapıldığının da görüldüğü gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; uyuşmazlıktaki kısıtlılık halinin adı geçen Yönetmeliğin 2. maddesinde sayılmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İmar planının iptal edilmesi ve arsa üzerine inşaat yapılamaması nedeniyle sahip olduğu taşınmazın tasarrufunun kısıtlanmış sayılacağı, Mahkemece verilen kararın yerinde olduğu ve onanması gerektiği savunulmaktadır.
Savcı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz edilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve …. sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan Mahkeme kararının onanmasına, …- lira ilam harcının temyiz isteminde bulunandan alınmasına 20.3.2002 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
AZLIK OYU : 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasında tasarrufu kısıtlanan taşınmazların vergisinin nasıl tahsil edileceği açıklanmış, bu maddenin birinci fıkrasına dayanılarak çıkarılan Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkındaki Yönetmeliğin 2 inci maddesinde de, imar veya yol istikamet planlarında yol, meydan, yeşil saha, park, otopark gibi kamu hizmetlerine veya hal, mezbaha, elektrik santrali, trafo, okul, hastane, cami, itfaiye binası gibi resmi yapı ve tesislere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsaların tasarrufunun kısıtlanmış sayılacağı belirtilmiştir.
Olayda, her ne kadar dava konusu taşınmaza ait nazım imar planının Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle imar durumunun verilemediği anlaşılmakta, bu da bir nevi fiili kısıtlılık gibi görünmekte ise de, yukarıda yazılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde düzenlemesi yapılan ve Yönetmeliğin 2 inci maddesinde tek tek sayılan kısıtlılık halinin olayda söz konusu olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ve mahkeme kararının bozulması gerekeceği oyuyla karara katılmıyorum.
AZLIK OYU : Uyuşmazlık, Nazım İmar planının Danıştay’ca iptal edilmesi üzerine imar durumu verilmemesi nedeniyle taşınmazın Emlak Vergisi yönünden kısıtlı sayılıp sayılmayacağından doğmuştur.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30’uncu maddesine göre Maliye Bakanlığınca, Milli Eğitim, İmar ve İskan ve İçişleri Bakanlıklarının görüşleri alınarak hazırlanan 14.9.1972 gün ve 14306 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulan Tasarrufu Kısıtlanan Bina; Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmeliğin 2 nci maddesinde; imar veya yol istikamet planlarında, yol, meydan, yeşil saha, park, otopark gibi kamu hizmetlerine veya hal, mezbaha, elektrik santralı, trafo, okul, hastahane, cami, itfaiye binası gibi resmi yapı ve tesislere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsaların tasarrufları kısıtlanmış sayılacağı belirtilmiştir.
Bu hükmün değerlendirilmesinden bir taşınmazın tasarrufu kısıtlanmış sayılabilmesi için imar ve yol istikamet planlarında yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen amaçlar için ayrılmış olmasından ötürü üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmemiş olması gerekir.
İptal edilen nazım imar planında kısıtlı sayılacak yerler arasında yer almayan sırf Danıştay’ca iptal edilen imar planının iptal hükümlerine göre yeniden hazırlanıp planın tastik edilmesine kadar geçici olarak henüz imar durumu belli olmayan bu yere yapılaşma izni verilmemesi kısıtlılık halinin mevcut olduğunu göstermeyeceğinden olaya kısıtlılık hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna varılamaz.
Diğer taraftan yükümlü bu güne kadar vermiş olduğu beyannamelerde taşınmazın kısıtlı old uğunu beyan etmemiş, dolayısıyla emlak vergileri tahsili tahakkuka bağlı vergiler olup beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye dava açılması ve kısıtlılık durumunun bu aşamada incelenmesi gerekirken ödeme emri aşamasında kısıtlılık durumu tartışması yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması icabettiğinden karara katılmıyorum.