Danıştay Kararı 9. Daire 1999/1232 E. 2000/158 K. 26.01.2000 T.

9. Daire         1999/1232 E.  ,  2000/158 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1999/1232
Karar No: 2000/158

Temyiz İsteminde Bulunan : Karesi Vergi Dairesi Müdürlüğü – BALIKESİR
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Arsa payı üzerine inşa edilen meskenlerin işyerine çevrilmesinin talep edilmesi üzerine verilen 2 nolu harç beyannamesinde taşınmazların emsal satışlarda düzenlenen faturalarda yer alan satış bedeli yerine emlak (bina) vergisi değerinin beyan edildiğinden bahisle aradaki fark üzerinden yükümlü adına ikmalen tarh edilen tapu harcı ile kesilen kusur cezasının terkini istemiyle açılan davayı; uyuşmazlığın maliki olduğu arsa payı üzerine inşa edilen meskenlerin 2982 sayılı Kanuna göre harçtan istisna edilerek yapı kullanma izin belgesinin alınmasından sonra işyeri olarak tescilinin istenmesi nedeniyle ödenecek harcın, emsal bağımsız bölümlerin satışı sırasında düzenlenen faturada gösterilen satış değeri üzerinden mi yoksa beyan edilen emlak vergisi değeri üzerinden mi alınacağına ilişkin bulunduğu, dosyanın incelenmesinden, arsa payı üzerine inşa edilen bağımsız bölümlerin 150 m2 yi aşmaması nedeniyle 2982 sayılı Kanuna göre harçtan muaf olarak yapı kullanma ruhsatının alınmasından sonra yükümlü tarafından meskenlerin işyeri olarak kullanılacağı belirtilerek Harçlar Kanununa bağlı 4 sayılı tarifenin 13/a maddesine göre emlak vergi değeri üzerinden binde 36 oranında hesaplanan tapu harcının ödendiği, ancak düzenlenen inceleme raporunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunundaki değerleme ölçülerinden gidilerek rayiç bedele ulaşıldığı ve rayiç bedelin bina ve arazinin beyan tarihindeki normal alım satım bedeli olduğundan bahisle … Şti. tarafından inşa edilerek arsa payına karşılık verilen bağımsız bölümlerin emsali olan taşınmazın faturalı satış bedelinin … lira olması karşısında yükümlüye ait 7 adet taşınmazın tapu harcına esas değerinin toplam … lira olacağı kabul edilmek suretiyle beyan ile arasındaki … lira matrah farkı üzerinden kusur cezalı tapu harcı tarh edilmesinin önerildiği ve bu doğrultuda cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, olayda meskenlere ait yapı kullanma izin belgesi 2982 sayılı Kanun hükümlerine göre harçtan istisna edilmiş olarak alındığından, yükümlünün meskenlerini işyeri olarak kullanmasından dolayı idareden 2982 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmamasını talep etmesinin mümkün bulunmadığı, zira söz konusu talebin yerine getirilmesinin ruhsatı veren idarenin veya idare mahkemesinin işlemi iptal etmesi ile mümkün olacağı, bu durumda olaya 492 sayılı Kanuna bağlı 4 sayılı tarifenin 13/a maddesinin uygulanmasına imkan bulunmadığı, diğer taraftan meskenlerin işyerine dönüştürülmesi yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra gerçekleştirildiğinden olaya anılan tarifenin 13/c maddesinin uygulanması gerektiği, Harçlar Kanununun 4 sayılı Tarifesinin 13/c maddesinde, (a) fıkrası dışında kalan hernevi cins ve kayıt tashihinde emlak vergisi değeri üzerinden binde 6 oranında harç alınmasının öngörüldüğü, Harçlar Kanununun 63. maddesinde kayıtlı değer deyiminin Vergi Usul Kanunu Hükümlerine göre tesbit edilen vergi değerini ifade edeceğinin belirtildiği, (a) bendinde ise kayıtlı değerin emlak vergisi değeri olduğunun açıklandığı, Vergi Usul Kanunun 268. maddesinde vergi değerinin bina ve arazinin rayiç bedeli olarak tanımlandığı, mükerrer 266. maddesinde rayiç bedelin bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeri olduğunun belirtildiği, keza 1319 sayılı Kanunun 29. maddesinde de vergi değerinin, emlak vergisinin mevzuuna giren bina ve arazinin rayiç bedeli olduğu ve rayiç bedelin bina ve arazinin beyan tarihindeki normal alım satım bedeli olduğunun hükme bağlandığı, olayda yükümlüye ait taşınmazlara emsal teşkil eden bağımsız bölümün satış fiyatı … lira olduğuna göre taşınmazların değerleri toplam … lira olduğundan, cins tashih harcının oranı olan binde 6 nın bu miktara uygulanması sonucunda ödenmesi gereken harç miktarının …- lira olarak bulunduğu, yükümlü ise … lira harç ödediğine göre yapılan cezalı tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; bağımsız bölümler işyeri olarak kullanıldığından 2982 sayılı Kanunun 4 ve 8. madde hükümlerine göre harç istisnasından faydalanmasının mümkün olmadığı, 492 sayılı Kanuna ekli 4 sayılı tarifenin 13/a maddesine göre harcın beyan edilip ödenmesi gerektiğinden ve taşınmazların vergi değeri … lira olduğundan,yapılan cezalı tarhiyatın yasa hükümlerine uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Savcı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlıkta arsa payı üzerine yeni bina inşa edilmesi sözkonusu olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı 4 sayılı tarifenin 13/a maddesine göre taşınmazın emlak (bina) vergisi değeri üzerinden binde 36 oranında harca tabi tutulması gerekmektedir. Mesken olarak inşa edilen ve 2982 sayılı Kanuna göre sözkonusu harçtan muaf olan taşınmazların işyeri olarak kullanılacağının bildirilmesi üzerine artık harç istisnasından yararlanması söz konusu olamayacağından daha önce alınmayan tapu harcının yükümlü tarafından beyan edilerek ödenmesi yasa hükümlerine uygun bulunmaktadır.

Öte yandan 4 sayılı tarifenin 13/a maddesinde harcın matrahı, taşınmazın emlak (bina) vergisi değeri olduğu belirtildiğinden ve yükümlü beyanı 492 sayılı Kanunun 63/c maddesine de uygun bulunduğundan, emsal fatura bedeli üzerinden ikmal tarhiyat yapılmasında isabet görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
İstem, satın alınan arsa payı üzerine inşa edilen ve 2982 sayılı Kanun hükümleri gereğince harçtan muaf tutularak yapı kullanma izin belgesi alınan konutların işyerine çevrilmesinin talep edilmesi üzerine verilen 2 nolu harç beyannamesinde taşınmazların emsal satış bedelinin beyan edilmediğinden bahisle yükümlü adına ikmalen tarh edilen tapu harcı ile kesilen kusur cezasını; inşa edilen bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgesi mesken olarak 2982 sayılı Kanundan yararlanılarak alındığından işyerine çevrilmesinde 492 sayılı Kanunun 4 sayılı tarifesinin 13/a maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, anılan tarifenin 13/c maddesine göre harcın alınması gerektiği ve harcın matrahının taşınmazın emsal satış değeri olduğu, ancak yapılan hesaplamada yükümlü tarafından ödenen harcın fazla olduğu görüldüğünden ikmal tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle terkin eden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı 4 sayılı tarifenin 13. maddesinin (a) fıkrasında, arsa veya arazi üzerine yeniden inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde harcın, emlak (bina) vergisi değeri üzerinden binde 36 oranında alınacağı, aynı maddenin (c) fıkrasında da, (a) fıkrası dışında kalan hernevi cins ve kayıt tashihinde harcın, emlak vergisi değeri üzerinden binde 6 oranında alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu madde hükümlerinden, yeniden inşa edilecek bina vesair tesislerin tescil işlemi ile bu işlemin dışında kalan cins ve kayıt tashihi işlemlerinin ayrı işlemler olduğu, bu harçların oranlarının da farklı olduğu ve yeni inşa edilen binaların tescilinde cins ve kayıt tashih harcı alınmayacağı anlaşılmaktadır.
Buna göre dava konusu olayda arsa payı üzerine yeni bina inşa edilmesi söz konusu olduğundan, 13/a madde hükmüne göre taşınmazların emlak (bina) vergisi değerleri üzerinden binde 36 oranından harca tabi tutulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 2982 sayılı Kanunun 4. maddesinin (a) fıkrasında arazi ve arsa üzerine inşa veya binaya ilave suretiyle konut olarak kullanılacak binalar bağımsız bölümler veya katların meydana getirilmesi ve bunlardan ticari maksatla inşa edilenlerin devir ve iktisapları ile ilgili işlemler ve bu işlemler dolayısıyla düzenlenen kağıtların 2. maddede yazılı vergi, resim ve harçlardan müstesna olduğu belirtilmiş, aynı Kanunun 8. maddesinde de, bu Kanunda yer alan muafiyet ve istisnalardan konut inşaatı yapmak için yararlananların 9. Maddede yazılı süre içinde konut inşaatına başlayıp projenin tamamını bitirmemeleri veya konut dışında herhangi bir inşaat yapmaları veya inşa ettikleri binayı konut dışında başka bir amaçla kullanmaları halinde daha önce alınmayan vergi, resim ve harçların Vergi Usul Kanununa göre ağır kusur cezalı olarak tahsil edileceği açıklanmıştır.
Olayda arsa payı üzerine inşa edilen ve 2982 sayılı Kanun hükümleri gereğince 492 sayılı Kanuna bağlı 4 sayılı tarifenin 13/a maddesine göre ödenmesi gereken harçtan muaf tutularak yapı kullanma izin belgesi alınan konutların, işyerine çevrilmesinin talep edilmesi üzerine 2982 sayılı Kanunun 8. madde hükmüne göre harç istisnasından faydalanması mümkün olmadığından, yükümlü tarafından 2 nolu harç beyannamesinin verilmesi suretiyle önceden alınmayan; 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli 4 sayılı tarifenin 13/a maddesindeki harcın beyan edilerek ödenmesi yasa hükümlerine uygun bulunmaktadır.
Söz konusu tapu harcının hangi değer üzerinden alınacağı hususuna gelince;
492 sayılı Harçlar Kanununun 60. maddesinde, tapu ve kadastro harçlarının, 4 sayılı tarifede yazılı işlemlerden, işlemlerin nevi ve mahiyetine göre değer esası üzerinden nispi veya maktu olarak alınacağı belirtilmiş, 63. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde, yeni inşa edilen binalarda harca esas değerin hesaplanmasında, Emlak Vergisi Kanununun 10. maddesine göre arsa veya arsa payı (arazi dahil) değeri olarak daha önce beyan edilmiş olan değere “yeniden değerleme oranı” uygulanmak suretiyle tesbit olunan değerin esas alınacağı açıklanmış, (d) bendinde de tapu ve kadastro harcının, yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunan değer ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanacağı öngörülmüştür.
Aynı Kanuna bağlı 4 sayılı Tarifenin 13/a. maddesinde ise, arsa veya arazi üzerine yeniden inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde harcın, emlak (bina) vergisi değeri üzerinden alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu madde hükümlerinin birlikte incelenmesinden, arsa üzerine yeniden bina inşa edilmesi halinde harca esas alınacak değerin, Emlak Vergisi Kanununu 10.maddesine göre bina metrekare inşaat maliyet bedeli ile arsa payı değerinin esas alınması suretiyle beyan edilecek bina vergisi değeri olduğu, beyan edilecek bina vergisi değeri hesaplanırken arsa veya arsa payı olarak daha önce beyan edilmiş olan değere yeniden değerleme oranının uygulanması gerektiği, ancak tapuda arsa veya arsa payına ilişkin olarak beyan edilen değerin yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle bulunan emlak vergisi değerinden daha yüksek olması halinde tapu harcına yüksek olan bedelin esas alınacağı sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlıkta yükümlünün arsa payı üzerine yapılan işyerleri için verdiği 2 nolu harç beyannamesinde taşınmazların arsa payı dahil emlak (bina) vergisi değerini beyan ettiği ve bu miktar üzerinden binde 36 oranında tapu harcını ödediği, ancak idare tarafından taşınmazların emsal satış bedeli …- lira olduğundan bahisle tapu harcının matrahı toplam …- lira kabul edilerek beyan edilen değerle arasındaki fark üzerinden binde 36 oranında hesaplanan ikmal tapu harcının kusur cezalı olarak yükümlüden istenildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda yeni bina inşa edilmesi nedeniyle 492 sayılı Harçlar Kanununun 4 sayılı Tarifesinin 13/a maddesine göre ödenmesi gereken harcın matrahı, taşınmazların emlak (bina) vergisi değeri olduğundan ve yükümlü tarafından da binanın emlak vergisi değeri üzerinden tapu harcının ödendiği anlaşıldığından taşınmazların emsal satış değerinin esas alınması suretiyle yapılan ikmal tapu harcı tarhiyatında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle bozulması istenen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararı sonucu itibariyle yerinde bulunduğundan temyiz isteminin reddine 26.1.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.