Danıştay Kararı 9. Daire 1998/635 E. 1999/764 K. 24.02.1999 T.

9. Daire         1998/635 E.  ,  1999/764 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1998/635
Karar No: 1999/764

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Melikgazi Belediye Başkanlığı – KAYSERİ
Vekili : …

İstemin Özeti : 1986-1996 yılları için yükümlü adına tarh ve tahakkuk ettirilip tahsil edilen emlak vergisi, usulsüzlük cezası ve gecikme faizinin terkini ve yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın … Sulh Hukuk Mahkemesinin K:… sayılı ilamıyla satış suretiyle paydaşlığının giderilmesine karar verildiği, davacının taşınmazı açık artırma sonucu satın aldığı, 16.12.1996 tarihli veraset ilamıyla davacının mirascı olduğunun tespitli bulunduğu, söz konusu taşınmaza ilişkin emlak vergisi beyannamelerinin 1986 yılından beri verilmediği, 1986 – 1989 ve 1990- 1993 yılları için asgari m2 birim değeri, 1994- 1996 yılları için ise kesinleşen en son ihale bedeli üzerinden emlak vergisi tahakkuk ettirilerek, usulsüzlük cezası ve gecikme faizi ile birlikte davacıdan tahsil edildiğinin anlaşıldığı, mirasçı olarak miras bırakanın vergi borçlarından hissesi oranında sorumlu olan davacının vergi borçlarını ödemediği sabit bulunduğundan, davalı idarece 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesi, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29.maddesi hükmü uyarınca cezalı vergi tahakkuk ettirilerek tahsilinde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; 1996 yılında hasımlı veraset davası sonunda müvekkilin taşınmazda pay sahibi olduğunun kesinleştiği bu tarihten önce taşınmaza malik olunmadığından vergi yükümlüsü de olamayacağı ileri sürülerek bozulması istenmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Savcı …’in Düşüncesi : 1986-1996 yılları için davacı adına tarh ve tahakkuk ettirilip tahsil edilen usulsüzlük cezalı ve gecikme zamlı emlak vergisi üzerine açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 29 ncu maddesinde vergi değerinin emlak vergisinin mevzuuna giren bina ve arazinin rayiç bedeli olduğu belirtilmiş, “rayiç bedel” bina ve arazinin beyan tarihindeki normal alım satım bedeli olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 20 nci maddesinde ise mükelleflerin arsalar ve arazi ile ilgili olarak beyan edecekleri değerlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca takdir olunan birim değerlere göre hesaplanan miktardan düşük olamayacağı, düşük beyanda bulunulması halinde mükellefin beyanının vergi dairesince birim değere göre hesaplanan miktara yükseltilerek tahakkuka esas alınacağı, vergi dairesince hesaplanan miktar ile mükelleflerin beyanı arasındaki farka kusur cezası uygulanacağı, 32 nci maddesinde ek süreye rağmen beyanname verilmezse verginin bu kanun hükümlerine göre idarece tarh edileceği, beyannamesini ek süreye rağmen vermeyen mükellefler adına ağır kusur cezası kasileceği belirtilmiştir.
Olayda, hissedarı olduğu taşınmaza ait 1986-1996 dönemlerinde emlak vergisi beyannamesini vermeyen yükümlü adına anılan taşınmazın 1996 yılında izale-i şuyu yolu ile satılması üzerine 1994-1996 dönemi için kesinleşen satış bedeli üzerinden 1986-1989 ve 1990-1993 dönemleri için asgari m2 birim değeri üzerinden ağır kusur ve usulsüzlük cezalı emlak vergisi tahakkuk ettirilip gecikme faizi ile birlikte istendiği anlaşılmaktadır.
Yükümlü adına 1986-1989 ve 1990-1993 dönemleri için asgari m2 brim değerleri üzerinden emlak vergisi tahakkuk ettirilmesinde yukarıda sözü edilen yasa hükümlerine aykırılık bulunmamakta temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyiz konusu kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında sözü edilen kararın bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamakta ise de 1996 yılında izale-i şuyu yolu ile belirlenen satış bedeli, taşınmazın o tarihteki rayiç değerini göstermekte olup bu bedelin emlak vergisi genel beyan döneminin tümünü kapsayacak şekilde geçmişe yürütülmesi halinde taşınmazın geçmiş yıllarda da aynı bedelle satılabileceğini kabul etmek olurki, giderek artan enflasyon karşısında bu kabul bir varsıyım olmaktan öteye gidemez. Bu nedenle 1996 yılındaki satış bedelinin emlak vergisi genel beyan döneminin tümünü kapsayacak şekilde ve geçmişe teşmil edilmek suretiyle emlak vergisi tahakkuku yapılmasına olanak bulunmadığından 1994 genel beyan dönemine ilişkin olarak 1996 yılı hariç taşınmazın asgari m2 brim değerine göre bulunacak vergi ve cezayı aşan kısmının davacıya ret ve iadesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kısmen reddi, kısmen kabulü ile temyiz konusu vergi mahkemesi kararının bu konuya ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Temyiz edilen vergi mahkemesi kararının 1986-1989 ve 1990-1993 yılları için asgari m2 birim değer üzerinden yapılan tahakkuk ve tahsilatın onanmasına ilişkin kısmı dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle yerinde olduğundan, bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
1994-1996 yılları için izale-i şüyu yolu ile belirlenen satış bedeli üzerinden yapılan tahakkuk ve tahsilata gelince; 1996 yılındaki satış bedelinin 1994-1997 genel beyan döneminin tümünü kapsayacak şekilde ve geçmişe teşmil edilmek suretiyle emlak vergisi tahakkuku yapılması taşınmazın geçmiş yıllarda da aynı bedelle satılacağını kabul etmek olacağından ve söz konusu yıllardaki enflasyon oranları dikkate alındığında buna 1994 genel beyan dönemine ilişkin olarak 1996 yılı hariç olmak üzere taşınmazın asgari m2 birim değerine göre hesaplanacak vergi ve cezayı aşan kısmının terkini ve davacıya iadesi gerektiğinden temyiz isteminin kısmen kabulünün uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlıkta; yükümlünün hissedarı bulunduğu taşınmazın 1996 yılında izale-i şüyu yoluyla satılması üzerine, emlak vergisi beyannamesi verilmeyen 1986-1996 yılları için yükümlü adına tahakkuk ettirilen ağır kusur ve usulsüzlük cezalı emlak vergisinin gecikme faizi ile birlikte tahsili üzerine açılan davayı reddeden mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29. maddesinde vergi değerinin emlak vergisinin mevzuuna giren bina ve arazinin rayiç bedeli olduğu belirtilmiş, ” rayiç bedel” bina ve arazinin beyan tarihindeki normal alım satım bedeli olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 20. maddesinde ise mükelleflerin arsalar ve arazi ile ilgili olarak beyan edecekleri değerlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca takdir olunan birim değerlere göre hesaplanan miktardan düşük olamayacağı, düşük beyanda bulunulması halinde mükellefin beyanının vergi dairesince birim değere göre hesaplanan miktara yükseltilerek tahakkuka esas alınacağı, vergi dairesince hesaplanan miktar ile mükelleflerin beyanı arasındaki farka kusur cezası uygulanacağı, 32. maddesinde de ek süreye rağmen beyanname verilmezse verginin bu kanun hükümlerine göre idarece tarh edileceği, beyannamesini ek süreye rağmen vermeyen mükellefler adına ağır kusur cezası kesileceği belirtilmiştir.
Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “mirasçıların sorumluluğu” başlıklı 12.maddesinde de; ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mensup mirasçılara geçeceği, ancak mirasçılardan herbinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacağı hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlüye bir kısım hissesi veraset yoluyla intikal eden taşınmazın 1996 yılında izale-i şüyu yoluyla satılması üzerine taşınmazın 1986-1996 yıllarına ait emlak vergisi beyannamelerinin verilmediğinin saptanması sonucunda, 1986-1989 ve 1990-1993 dönemleri için asgari m2 birim değeri üzerinden, 1994/1996 dönemleri için ise izale-i şuyu yolu ile belirlenen satış bedeli üzerinden ağır kusur ve usulsüzlük cezalı emlak vergisi tahakkuk ettirilerek gecikme faizi ile birlikte tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz edilen vergi mahkemesi kararının 1986-1989 ve 1990-1993 yılları için asgari m2 birim değer üzerinden yapılan tahakkuk ve tahsilatın onanmasına ilişkin kısmı dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle Dairemizce de yerinde görüldüğünden bu kısma yönelik temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
1994-1996 yılları için izale-i şüyu yolu ile belirlenen satış bedeli üzerinden yapılan tahakkuk ve tahsilata gelince; 1996 yılında izale-i şuyu yolu ile belirlenen satış bedeli, taşınmazın o tarihteki rayiç değerini göstermekte olup; bu bedelin emlak vergisi genel beyan döneminin tümünü kapsayacak şekilde ve geçmişe teşmil edilmek suretiyle satış tarihinden önceki yıllar içinde satış bedeli üzerinden emlak vergisi tahakkuk ettirilmesi, taşınmazın geçmiş yıllarda da aynı bedelle satılabileceğini kabul etmek olur ki, uyuşmazlığa konu vergi ve cezanın ait olduğu yıllardaki enflasyon oranları karşısında, taşınmazın geçmiş yıllarda da aynı bedelle satılabileceği hakkında varsayımı kabul etmek mümkün bulunmamaktadır.
Bu duruma göre, 1996 yılındaki satış bedelinin 1994-1997 emlak vergisi genel beyan döneminin tümünü kapsayacak şekilde ve geçmişe teşmil edilmek suretiyle emlak vergisi tahakkuku yapılmasına olanak bulunmadığından 1994 genel beyan dönemine ilişkin olarak 1996 yılı hariç olmak üzere taşınmazın asgari m2 birim değerine göre hesaplanacak vergi ve cezayı aşan kısmının terkini ve davacıya iadesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kısmen kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının 1986-1989 ve 1990-1993 yıllarına ilişkin kısmının onanmasına, bu kısma ilişkin temyiz isteminin reddine, 1994-1996 yıllarına ilişkin kısmının bozulmasına, bozulan kısım hakkında yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine …-TL. ilam harcının temyiz isteminde bulunan taraftan alınmasına 24.2.1999 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY: Temyize konu mahkeme kararının dayandığı hukuki nedenlerle aynen onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.