Danıştay Kararı 9. Daire 1998/1277 E. 1999/222 K. 14.01.1999 T.

9. Daire         1998/1277 E.  ,  1999/222 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1998/1277
Karar No: 1999/222

Temyiz İsteminde Bulunan : Seyhan Belediye Başkanlığı – ADANA
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekilleri : …

İstemin Özeti : Davacı adına tahakkuk ettirilen yol kırma ücretine karşı açılan davayı; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “Usul hükümleri” başlığını taşıyan 98. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümlerinin uygulanacağı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yoklama fişi başlığını taşıyan 131. maddesinde ise, yoklama neticelerinin tutanak mahiyetinde olan yoklama fişine geçirileceği, yoklama yerinde iki nüsha olarak tarihleneceği, bulunursa nezdinde yoklama yapılana veya yetkili adamına imza ettirileceği, bunlar bulunmaz veya imzadan çekinirlerse keyfiyetin fişe yazılacağı ve yoklama fişinin polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalatılacağının hükme bağlandığı, olayda ise uyuşmazlık konusu olan yol kırma ücretinin dayanağını oluşturan tespit tutanağının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 131. maddesinde aranan şartlar dikkate alınmaksızın davacı genel müdürlük gıyabında düzenlendiği, bu tutanağa göre tahakkuk ettirilen yol kırma ücretinde isabet bulunmadığı gerekçesi ile kabul ederek tahakkuk ettirilen yol kırma ücretini terkin eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; 486 sayılı Kanun hükümlerine göre tahakkuk ettirilen yol kırma ücretinin yerinde olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun olaya uygulanamayacağı iddiaları ile bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Savcı …’in Düşüncesi : Tespit tutanağına göre tahakkuk ettirilen yol kırma ücretine karşı açılan davanın kabulü ile yol kırma ücretinin kaldırılmasına vergi mahkemesince karar verilmiştir.
İlgili idare tarafından yol kırma ücreti olarak nitelendirilen tretuvar hasar bedeliyle ilgili uyuşmazlığın çözümü ile ilgili kurallar, 486 sayılı umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanunun 2 ve 4. maddelerinde yer almıştır. Olayda bu madde hükümlerinin uygulanmadığı anlaşılmıştır. Dava dosyasından, tretuvarın eski hale getirilmesiyle ilgili olarak Belediyece davacı idareye belli bir sürenin verilmemiş olunduğu anlaşılmıştır.
Davacı idarece, söz konusu hükmün uygulanması yoluna gidilmeden, istenilen tahribat bedelinin rusum niteliğinde olduğu hususunun dikkate alınmadığı görülmüştür.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı Genel Müdürlüğün Seyhan Belediyesi sınırları içinde bulunan yolları kırdığı yolunda düzenlenen yoklama tutanağına göre tahakkuk ettirilen yol kırma ücretine karşı açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 127. maddesinde, yoklamadan maksadın, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları tespit etmek olduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda davacının, Seyhan Belediyesine ait asfalt yolu izin almadan kırdığı nedeniyle davalı idarece düzenlenen yoklama tutanağına göre tahakkuk ettirilen yol kırma ücretine karşı açılan dava sunucunda, vergi mahkemesince uyuşmazlık konusu tarhiyat terkin edilmişse de, davacı tarafından sözkonusu yolun kırılmadığı yolunda bir iddia bulunmadığından yazılı gerekçe ile tarhiyatın terkin edilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Ancak 486 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanunun 2. maddesinde açıklanan hüküm karşısında, davalı idare tarafından tahribatın giderilmesi hususunda davacı genel müdürlüğe l hafta müddet verilmediği anlaşıldığından yol kırma ücretine ilişkin tahakkuku terkin eden vergi mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, sonucu itibariyle yerinde bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı Genel Müdürlük hakkında düzenlenen yoklama tutanağına göre tahakkuk ettirilen yol kırma ücretine karşı açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 127. maddesinde, yoklamadan maksadın, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları tespit etmek olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı Genel Müdürlüğün Seyhan Belediyesi sınırları içinde bulunan 6 m2 ebadında yolu kırdığı nedeniyle hakkında düzenlenen tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen yol kırma ücretine karşı açılan dava sonucunda yoklama tutanağının usulsüzlüğünden söz edilerek tahakkuk terkin edilmişse de, davacı Genel Müdürlük tarafından sözkonusu yolun kırılmadığı yolunda bir iddiası bulunulmadığına göre, yoklama sonucu düzenlenen tutanaktaki noksanlık tarhiyatın terkinini gerektirmemektedir.
Ancak, 486 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkam Cezaiye Hakkında Kanunun 2. maddesinde, umumi ana lağımlariyle su yollarını hasbezzarure açtıranların belediyece tayin edilen müddet zarfında hali sabıkına ircaa mecbur oldukları, müddeti mezkure zarfında yapılmadığı takdirde belediyece bilkeşif yaptırılacağı, belediyece sarf olunan para alındıktan başka masarifi vakıanın yüzde onunun da ayrıca cezaen istifa olunacağı, yine aynı Kanunun 4.maddesinde ise belediyece sıhhat ve selameti umumiye için mahzuru görülen hususi mecra ve lağım, kuyu ve çukurların nihayet bir hafta zarfında izalei mahzurunun sahibine tebliğ olunacağı, tebligatı vakıa alakadaran tarafından nazarı itibara alınmadığı takdirde belediyece keşfi mucubince yaptırılarak mahzur izale ve sarfiyat tahsil olunduktan başka masarifi vakıanın yüzde onunun da cezaen istifa olunacağı, bunun da rusumu belediye gibi tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Kanun maddelerinin birlikte incelenmesinden, kamunun sıhhat ve selameti için mahzurlu görülen yollardaki kuyu, çukur ve diğer tahribatın giderilmesinin bir hafta müddet verilerek tahribatı yapanlara tebliğ edileceği, bu tebligatın ilgilisi tarafından nazarı itibara alınmaması durumunda mahzurun belediyece gidertileceği ve belediyenin yaptığı bu harcama tahsil olunduktan başka yüzde onunun da ceza olarak ilgilisinden tahsil edileceği anlaşılmıştır.
Olayda, belediye tarafından 23.7.1997 tarihinde tespit yapılmakla birlikte, hasar gören caddenin tamir edilmesi için yükümlüye tebligat yapılarak bir hafta süre verilmediği, öte yandan hasarın belediyece giderilmesi ve masrafın yüzde onu ile birlikte tahsili yoluna da gidilmediğinden tahakkuku terkin eden vergi mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının onanmasına, …- lira ilam harcının temyiz isteminde bulunandan alınmasına 14.1.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.