Danıştay Kararı 9. Daire 1997/874 E. 1998/1379 K. 31.03.1998 T.

9. Daire         1997/874 E.  ,  1998/1379 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1997/874
Karar No: 1998/1379

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Bornova Vergi Dairesi Başkanlığı – İZMİR

İstemin Özeti : Hurda metal alım-satımı yapan yükümlü şirket adına (sorumlu sıfatıyla), tahakkuk ettirilen ve vadesinde ödenmeyen katma değer vergisi borcundan dolayı mahsup dilekçesinin süresinde verilmediğinden, mahsubun borcun vadesine göre değil dilekçenin verildiği tarih itibariyle yapılacağı nedeniyle hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı; 51 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde, hurda metal alım-satımı ile uğraşanların, tevkifat tutarını 2 nolu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edecekleri ve bu tutarı aynı döneme ait 1 nolu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecekleri açıklandıktan sonra, 53 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “İade ve Mahsup” başlıklı D/4-b bölümünde ise, mahsup taleplerinin hangi esaslar dahilinde yerine getirileceğinin belirtildiği, bu açıklamalara göre, mükelleflerin metal teslimleri ile ilgili tevkifat uygulanmasından doğan alacaklarının diğer vergi borçlarına mahsup edilebilmesi için öncelikle böyle bir iade alacağının belirtilen vergi borcuna mahsubunun borcun vade tarihine kadar olan süre içinde istenilmesine bağlı olduğu, aksi takdirde tahakkuk ettirilen verginin süresi içinde ödenmemesi üzerine 6183 sayılı yasa hükümlerine göre işlem yapılacağının belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, davacının … tarih ve …, … sayılı dilekçeleri ile 1996 Ocak ve Şubat dönemlerine ait 1 nolu katma değer vergisi beyannamelerinin verilme döneminden sonra kendilerine ulaşan faturalar nedeniyle düzenlenen 1 nolu katma değer vergisi beyannameleri üzerinden tahakkuk ettirilecek iade alacaklarının bulunduğu ve bu alacaklarının 1996 Ocak ve Şubat aylarında 2 nolu katma değer vergisi beyannamesi ile ödenmesi gereken katma değer vergilerine mahsubunun istendiği, buna göre mahsup işlemi yapıldıktan sonra mahsup tarihi itibariyle ödenmesi gereken vergilerin normal vade tarihleri ile mahsup dilekçesinin verildiği tarihler arasında geçen süreler için gecikme zammının hesaplanarak ödeme emri ile istenildiğinin görüldüğü, açıklanan bu durum karşısında, 25.2.1996 ve 25.3.1996 vade tarihlerinde ödenmesi gereken vergilerin mahsup talebinin yapıldığı 20.5.1996 tarihinde ödenmiş olarak kabul edilmesi icabedeceği ve süresinde ödenmeyen bu vergilerden dolayı hesaplanan gecikme zammından dolayı düzenlenen ödeme emrinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile reddederek ödeme emrini onayan … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; katma değer vergisi beyannamesi verilirken iade ve mahsup talebinde bulunduklarını, taleplerinin yetersiz olduğuna dair bilgi verilmediği,dilekçede iade talebinde bulunduklarına göre bunun doğal sonucu olarak mahsup talebini de içerdiği, yeminli mali müşavir raporunun 20.5.1996 tarihinde vergi dairesine verilmesinin iade ve mahsup yapılması talebini engellemediği, 58 seri nolu katma değer vergisi genel tebliğde de iade-mahsup için yeminli malimüşavir raporunun ibrazından vazgeçildiği iddiaları ile bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Savcı …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, mahsup talebinin idarece süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle meydana gelen gecikmeden dolayı hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ olunan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı, ödemenin mahsup işleminin tamamlandığı tarihte yapılmış sayılacağı gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararının, yükümlü şirket vekilince temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
Davalı idarece 28 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ödeme emrine dayanak olarak gösterilmekte ise de hiç bir düzenleme hukuka aykırı olamaz.
Olayda, yükümlü şirketin bir taraftan idareye borçlu bulunduğu, diğer taraftan da idareden borcundan daha fazla alacağının varlığı ve yasal süreler içerisinde borcunun alacağından mahsubunu istediği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yükümlü şirketçe yasal yükümlülükler yerine getirilmesine rağmen yeminli mali müşavir raporunun sonradan düzenlenmesi gibi bürokratik işlemler nedeniyle şirket adına gecikme zammı hesaplanmasında yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle yükümlü şirket vekili temyiz isteminin kabulüne ve davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 17. maddesi uyarınca yükümlünün duruşma istemi yerinde görülmeyerek incelemeye geçildi:
Uyuşmazlık, hurda metal alım-satımı yapan ve iade hakkı bulunan yükümlü şirketin mahsup talebini borcun vade tarihi içinde vergi dairesine bildirmediği nedeniyle vade tarihi ile mahsup dilekçesinin verildiği tarih (20.5.1996) arasında kalan dönem için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini onayan vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11, 13, 14, 15. Maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanarak katma değer vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, yukarıda sözü edilen yasanın “Vergi Sorumlusu” başlığını taşıyan 9. maddesi uyarınca, Maliye Bakanlığına verilen yetkiye dayanılarak tekstil ve konfeksiyon sektörü ile hurda metal alımlarında sorumluluk uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 51 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde, hurda metal alımında bulunan mükelleflerin tevkif ettikleri katma değer vergisini teslim veya hizmetin yapıldığı döneme ait 2 nolu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan ederek,bu tutarı aynı döneme ait 1 numaralı katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yapacakları, 2 nolu beyanname ile beyan edilen bu verginin beyan edilmekle yetinilmeyip, beyanname uyarınca tahakkuk eden verginin aynı süre içinde ödenmesi gerektiği, ancak ödemenin kanuni süre içinde yapılmaması halinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı, 53 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğin “İade ve Mahsup” başlığını taşıyan (D) bölümünün 4-b bendinde ise, hurda metal teslimleri ile ilgili tevkifat uygulamasından doğan iade alacaklarının mükellefin diğer vergi borçlarına mahsubunun mümkün olduğu, mahsup kapsamına, tevkifatlarla ilgili olarak verilen 2 nolu beyannamelere göre tahakkuk eden vergilerin de dahil olduğu belirtildikten sonra mahsubun nasıl yerine getirileceği açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, hurda metal alım-satımında bulunan yükümlü şirket tarafından hurda metal alımından dolayı tevkif edilen katma değer vergisinin 1996 Ocak ve Şubat vergilendirme dönemlerinde 2 nolu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilerek vergilerin tahakkuk ettirildiği, tahakkuk ettirilen katma değer vergisi tevkifatlarının 1 nolu katma değer vergisi beyannamesinde mahsup kapsamına alınarak indirilemeyen katma değer vergisinden dolayı şirketçe iade talebinde bulunulduğu, daha sonra 1996 Ocak ve Şubat dönemlerine ilişkin 1 nolu katma değer vergisi beyannamesi verilme döneminden sonra yükümlü şirkete ulaşan faturalar için 20.5.1996 tarihinde düzeltme beyannamesi ve yeminli Mali Müşavir raporu verilerek tahakkuk edecek iade alacağının daha önce 2 nolu katma değer vergisi beyannamesi ile tahakkuk ettirilen ve ödenmeyen katma değer vergisi borcuna mahsup talebinde bulunulması üzerine davalı idarece mahsup talebinin süresinde yapılmadığı nedeniyle sözü edilen tebliğ hükümleri gereğince gecikme zammı hesaplanarak ödeme emri ile istenildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, yasal süreleri içinde verilen 1 nolu katma değer vergisi beyannameleri üzerinden vergi dairesince yapılan tahakkuka göre, yükümlü şirketin iade hakkı doğduğuna ve iade talebinde bulunduğuna göre, bu talebin aynı zamanda mahsup talebini de içerdiğini kabul etmek olayın oluş biçimine uygun düşmektedir.
Bu durumda, mahsup talebinin süresinde yapılmadığı nedeniyle vergi dairesince düzenlenen ödeme emrini onayan vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.Diğer taraftan vergi dairesince yükümlünün mahsup işlemine hak kazanmadığı yolunda bir tespiti de bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 31.3.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.