Danıştay Kararı 9. Daire 1997/5376 E. 1998/3399 K. 06.10.1998 T.

9. Daire         1997/5376 E.  ,  1998/3399 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1997/5376
Karar No: 1998/3399

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Basmane Vergi Dairesi Müdürlüğü – İZMİR
İstemin Özeti : Yükümlü şirket adına vergi inceleme raporuna dayanılarak 1990/Aralık dönemi için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket yetkilisinin 1990 yılına ilişkin kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile gelir (stopaj) vergisi, fon ve özel usulsüzlük cezasına karşı bir dava dilekçesi ile dava açtığı, dilekçenin İdari Yargılama Usulü Yasasının 5. maddesine aykırı olduğunun görülmesi üzerine … tarih ve … sayılı kararla dilekçe red kararı verildiği, bu kararın yükümlü şirkete, 17.3.1997 tarihinde tebliğ edildiği, davanın, İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-d maddesi uyarınca en geç 30 gün içinde yenilenmesi gerekirken, bu süre çok geçtikten sonra ve bu defa bir vekil vasıtasıyla 19.6.1997 tarihinde yenilendiğinin anlaşıldığı, bu durumda davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; 17.3.1997 tarihinde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, dilekçe red kararının 20.5.1997 tarihinde öğrenilmesi üzerine 30 günlük süre içinde davanın yenilendiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Savcı …’ın Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğünün 17. ve 18. maddeleri uyarınca yapılan tebligat usulsüz olduğundan, buna dayanılarak verilen süre red kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, vergi mahkemesince verilen dilekçe red kararının davacı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği; dolayısıyla, bu tebliğ tarihi esas alınarak verilen süre red kararında isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesinin birinci fıkrasında, tüzel kişilere tebliğin, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise, yalnız birine yapılacağı belirtilmiş, Tebligat Tüzüğünün 17. maddesinde de, şirketlerin yetkili temsilcisinin, tabi oldukları kanunlara ve statülere göre tayin edileceği açıklanmıştır. Tebligat Kanununun 13.maddesinde, tüzel kişiler namına kendilerine tebliğ yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hükme bağlanmış, Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde de Kanunun 13. maddesindeki ifade tekrarlanıp, devamında; kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibarıyla tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması gerektiği, bunlar da bulunamadığı takdirde tebligatın o yerdeki diğer bir memur ve müstahdeme yapılacağı, bu son halde durumun, tebliğ mazbatasına şerh edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; yükümlü şirketin, adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi, gelir vergisi ve fon ile kesilen özel usulsüzlük cezasının terkini istemiyle açtığı davada, 21.2.1997 tarihinde dilekçe red kararı verildiği, bu kararın 17.3.1997 tarihinde şirket daimi işçisi …’a tebliğ edildiği, bilahare 19.6.1997 tarihinde yenilenen davanın, 30 günlük yenilenme süresi geçtikten sonra açıldığından bahisle süre red kararı verildiği, bu kararın verilmesine dayanak teşkil eden tebliğ mazbatasında, tebliğin neden şirketin yetkili temsilcisine değil de daimi işçisine yapıldığına dair bir şerhin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, anılan yasa ve tüzük hükümleri karşısında usulüne aykırı yapılmış olduğu açık olan tebliğin, Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca yükümlü şirket vekilinin muttali olduğunu beyan ettiği 20.5.1997 tarihinde yapıldığı kabul edilmek suretiyle davanın süresinde yenilendiği sonucuna ulaşıldığından, mahkemece süreden reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 6.10.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.