Danıştay Kararı 9. Daire 1997/503 E. 1998/552 K. 12.02.1998 T.

9. Daire         1997/503 E.  ,  1998/552 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1997/503
Karar No: 1998/552

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü- …
Karşı Taraf : …

İstemin Özeti : Mülkiyeti hazineye ait iki adet taşınmazın ihale suretiyle satışı dolayısıyla tahsil edilen katma değer vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. Maddesinin 3/d bendinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğunun belirtildiği, 15 numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde ihale suretiyle yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu yolunda açıklama bulunmadığı, olayda gayrimenkulü satanın Devlet, satın alanın ise yükümlü olduğu, bunun iki kişi arasında yapılan gayrimenkul alım satımından farkının bulunmadığı, yapılan satış işleminin katma değer vergisine tabi tutulmasının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle kabul ederek tahsil edilen katma değer vergisinin terkin ve iadesine hükmeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; ihale suretiyle yapılan gayrimenkul satışının katma değer vergisine tabi olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Savcı …’ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : 3065 sayılı Kanunun 1/3-d, 2/1 ve 10/a maddeleri hükmü ve 15 numaralı katma değer vergisi genel tebliğinin (I) bölümü uyarınca, mülkiyeti hazineye ait taşınmazlar malmüdürlüğünce ihale suretiyle satıldığından işlemin müzayede suretiyle gerçekleştiğinin kabulü gerekeceğinden tarhiyat yasal olup aksine hüküm kuran vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, mülkiyeti hazineye ait iki adet taşınmazın ihale suretiyle satışı dolayısıyla tahsil edilen katma değer vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı kabul ederek katma değer vergisini terkin eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış 2/1. maddesinde, teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olarak tanımlanmış ve aynı Kanununun 10/a maddesinde ise, vergiyi doğuran olayın, malın teslimi ve hizmetin ifası hallerinde meydana geldiği belirtilmiştir.
Öte yandan, 15 numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğin (I) bölümünde, cebri icra, izale-i şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle, müzayede mahallinde yapılan, açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların katma değer vergisine tabi bulunduğu açıklanmıştır.
Olayda, … Malmüdürlüğü tarafından, … İli … İlçesi, … Mahallesi … Mevkiinde bulunan mülkiyeti hazineye ait … ada, … parsel ve aynı İlçede … Mahallesinde bulunan mülkiyeti hazineye ait … ada, … parsel numaralı taşınmazların 2.11.1993 tarihinde ihale suretiyle yükümlüye satıldığı ve katma değer vergisinin de tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanunu, verginin konusunu teşkil eden işlemleri tek tek saymak suretiyle belirlemiş ve müzayade mahallinde yapılan satışlarla ilgili olarak söz konusu genel tebliğin anılan bölümünde geniş açıklamalara yer verilmiş olup, bu düzenlemede, müzayede mahalleri tadadi olarak sayılmamış olduğundan ve taşınmazlar … Malmüdürlüğünce ihale suretiyle satıldığından işlemin müzayede suretiyle gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda, açık artırma yolu ile yapılan satışlarda katma değer vergisini doğuran olay, ihale işlemlerinin yapılması ile meydana geldiğine ve gayrimenkuller alıcısına teslim edildiğine göre, satış miktarı üzerinden katma değer vergisi tahsil edilmesinde isabetsizlik görülmediğinden aksine hüküm veren vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 12.2.1998 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
AYRIŞIK OYU
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler başlığını taşıyan 3 numaralı bendinin (d) alt bendinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların da katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Söz konusu bendin (g) alt bendinde de, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerin de katma değer vergisine tabi olduğu açıklanmıştır.
3065 sayılı Kanunun 1. maddesinin birinci fıkrasının 3 numaralı bendindeki, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükmüne, Hükümet Tasarısının 3’üncü maddesinin (e) bendinde yer verilmiştir. Tasarıda bu maddeye ilişkin gerekçede ” madde, esas itibariyle katma değer vergisi mükellefi olmak veya olmamak gibi nedenlerle ortaya çıkan farklı vergi yüklerinin doğurduğu haksız rekabeti gidermeyi amaçlamaktadır.” denilmiştir.
Bu haliyle söz konusu hükmün getiriliş amacı, katma değer vergisi mükellefi olmak veya olmamak gibi nedenlerle ortaya çıkan farklı vergi yüklerinin doğurduğu haksız rekabeti gidermeye yöneliktir.
Kanun, müzayede mahallerinde yapılan satışları katma değer vergisine tabi tutmuştur. Gerçek ve tüzel kişilerin ticari faaliyet ve müzayede mahalli dışındaki taşınmaz mal satışları katma değer vergisine tabi olmadığına göre Hazinenin taşınmaz malını zorunlu bir satış yöntemi olan Devlet İhale Kanunundaki yöntemlerden biriyle satması katma değer vergisine tabi olmasını gerektirmez. Zira, bu satışın gerçek ve tüzel kişiler arasında yapılan ve ticari olmayan taşınmaz mal satışından farklı bir yönü bulunmadığı gibi, bu yönüyle madde gerekçesinde belirtildiği gibi katma değer vergisi mükellefi olmak veya olmamak gibi nedenlerle ortaya çıkan farklı vergi yüklerinin doğurduğu haksız rekabet durumu da bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 15 seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin “1. Müzayede Mahallinde Yapılan Satışlar;” başlıklı bölümünün 1. maddesinde, Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-d maddesine göre, cebri icra, izale-i şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi, tasfiye gibi nedenlerle müzayede mahallerinde açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu açıklanmıştır.
Bu açıklamadan, icra hukuku, ortaklığın giderilmesi, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye gibi nedenlerle müzayede mahallerinde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışlar katma değer vergisine tabidir. Cebri icra, izale-i şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye gibi nedenlerle müzayede mahallerinde yapılan satışlar, alacağın teminat altına alınması ve ödenmesinin sağlanması amacıyla yapılan satışlardır. Bu gibi satışların konusunu, büyük bir çoğunlukla katma değer vergisine tabi mal teslimleri teşkil etmektedir.
Halbuki, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, alacağın salt teminat altına alınması amacını taşımaksızın kamu kurum ve kuruluşlarına ait malların satışında uygulandığı gibi kamu kurum ve kuruluşlarının mal ve hizmet alışlarında da uygulanmaktadır. Devlet İhale Kanunu, kamu kurum ve kuruluşları için mal ve hizmet satışlarında belli usul kurallarını öngörmek suretiyle kamu yararının azami ölçülerde gerçekleşmesini sağlamak ve akçalı işlerde kamu görevlilerini olabildiğince zan altında bırakmaktan korumaktır.
Müzayede; bir mal veya mülkün bir tellal vasıtası ile en fazla artırana verilmesi şeklinde yapılan satış olarak tanımlanabilir.
Bu haliyle, müzayede bir mal veya mülkün, önceden belli olan müzayede mahallerinde tellal vasıtasıyla enfazla artırana satılmasıdır.
Devlet İhale Kanununa göre satışlar, her kamu kurum ve kuruluşunda yapılabildiği gibi bu satış sırasında tellal bulundurma gibi zorunlulukta yoktur.
Açıklanan nedenlerle, Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca Hazineye ait bir taşınmaz malın satılması teknik anlamda bir müzayade ve müzayede mahallinde yapılan bir mal satışı olarak kabul edilemeyeceğinden bu satışın katma değer vergisine tabi tutulamayacağı görüşü ile çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.