Danıştay Kararı 9. Daire 1997/4664 E. 1998/1221 K. 17.03.1998 T.

9. Daire         1997/4664 E.  ,  1998/1221 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1997/4664
Karar No: 1998/1221

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : Gaziler Vergi Dairesi Müdürlüğü –SAMSUN

İstemin Özeti : Yükümlü şiketin 1992 ve 1993 yıllarına ilişkin katma değer vergisi, kaçakçılık cezası ve gecikme faizi borçlarının ödenmemesi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesinde ödeme emrine itiraz konusunun düzenlendiği, olayda yükümlü şirketin ihtilaflı dönem beyannamesinin verilmemesi nedeniyle bilinen adreslerine beyana çağrı mektubu gönderildiği, tebliğ edilememesi üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen tarhıyat yapıldığı, ihbarnamelerin PTT ve memur eliyle tebliğ edilmesine çalışıldığı, ancak ortakların bilinen adreslerinden ayrılmaları nedeniyle ilanen tebligat yapıldığının anlaşıldığı, ödeme emri ile istenilen amme alacağına ait ihbarnamelerin şirketin bilinen adresinden ve şirket ortaklarının ikamet adreslerinden ayrıldıklarından tebliğ imkanı kalmaması nedeniyle tebliğin ilanen yapılmasının yasaya aykırı olmadığı, yükümlü şirket ortakları vergi dairesince tanındıklarını iddia etmiş iseler de, bu durumun vergi dairesinin resmi işlemlerine engel olmadığı, ortakların yeminli mali müşavir olmaları nedeniyle ilgili odaya kayıtlı olduklarını, adreslerinin odadan öğrenilebileceğini iddia ettikleri, ancak işi bıraktıklarını veya adres değişikliklerini 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160. maddesi gereğince bir ay içinde bildirmek zorunda oldukları, bu durumda gayrıfaal de olsa beyanname verilmemesi nedeniyle olayın takdire sevkinde ve takdir edilen matrah üzerinden yasaya uygun şekilde tarh ve tebliğ olunarak itirazsız kesinleşen amme alacağının vadesinde ödenmemesi nedeniyle ödeme emri ile istenmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; ödeme emri ile istenen amme alcağına ait ihbarnamenin tebliğ edilmediği ve söz konusu dönemlerde hiç bir faaliyetlerinin bulunmadığı ileri sürülerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun istemin reddi gerekeceği savunulmuştur.
Savcı …’ın Düşüncesi : İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilan yoluyla tebliğ usulü başlıklı üçüncü bölümünün 103. maddesinde, tebliğin ilanla yapılacağı haller 4 bent halinde sayıldıktan sonra ilanın şekli başlıklı 104. maddesinde, ilanın ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayınlanacağı, gazete çıkmayan yerlerde mutad vasıtalarla yapılacağı, ilan yazısının tebliğ yapan dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılacağı ve bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin katma değer vergisi beyannamelerini vermemesi nedeniyle beyana çağrı mektubu düzenlenerek tebligata çıkarıldığı, tebliğ edilememesi üzerine olayın takdir komisyonuna sevk edildiği ve takdir edilen matrah üzerinden kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh olunduğu, bunlara ilişkin ihbarnamelerin de tebliğ edilememesi üzerine, tebligatın ilanen yapılmasına karar verildiği, … adlı mahalli gazetenin … tarih ve … sayısında vergilerin ilanen tebliğ edilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Aynı şirketin kurumlar vergisine ilişkin ihtilafına ait Danıştay Üçüncü Dairesinin E.1997/1362 sayılı dosyasında, 9.4.1997 günlü ara kararı ile, ilanen tebligata ilişkin gazete ile bu gazetenin yükümlü şirketin bilinen son adresinin bağlı bulunduğu muhtarlığa gönderilmesine ilişkin belge vergi dairesi müdürlüğünden istenmiş olup, istenen belgelerin gönderilmediği tespit edilmiştir.
İlanen tebligatın usulüne uygun olarak tamamlanabilmesi için yukarıda sözü edilen Kanun hükmüne uygun olarak, gazetede çıkan ilan yazısının tebliğ yapan dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılması ve bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilmesi gerekmektedir.
Bu durum da, vergi dairesi müdürlüğünün anılan şekil şartlarına uymadığı ve tebligatın usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından ihbarnamelerin tebliğ edildiği ve kesinleşmiş bir amme alacağı bulunduğu kabül görmemiştir.
Kaldı ki, … tarih ve …, … tarih ve … sayılı yoklama fişleri ile yükümlü şirketin gösterdiği adreste herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı da tespit edildiğinden ödeme emri ile istenilen amme alacaklarının 6183 sayılı kanunun 58. maddesinin 1.fıkrasına göre “borcum yoktur” kapsamında görülmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 17.3.1998 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU
Temyizde ileri sürülen iddialara ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ile bozma yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.