Danıştay Kararı 9. Daire 1997/3351 E. 1999/1979 K. 12.05.1999 T.

9. Daire         1997/3351 E.  ,  1999/1979 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1997/3351
Karar No: 1999/1979

Temyiz İsteminde Bulunan : Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğü – KONYA
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Otopark ve garaj işleten yükümlünün icra daireleri ve vergi dairelerinden hacizli malları muhafaza etmesi karşılığında depolama ve yediemin ücreti altında aldığı bedellerle ilgili olarak katma değer vergisini beyan etmemesi ve ödememesi nedeniyle 1991/5-12, 1992/1-12, 1993/1-11, 1994/1-11 dönemleri için adına tarh edilen katma değer vergisi kesilen kusur cezasının terkini istemiyle açılan davayı; uyuşmazlığın, yükümlünün Maliye ve İcra dairelerince yediemin olarak teslim edilen menkul malları deposunda muhafaza etmesi karşılığı elde ettiği bedelin, ücret mi yoksa ticari kazanç mı olduğu hususunda doğduğu, yedieminin sözlükte ” üzerinde anlaşmazlık bulunan bir malın anlaşmazlık halledilinceye kadar bırakılan güvenilir kimse “olarak tanımlandığı bu tanım ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101. maddesinde yer alan “Hakim iki taraftan birinin talebiyle davanın ikamesinden evvel veya sonra ihtiyati tedbir olarak menkul ve gayrimenkul malların aynı munazalı ise bunu haciz veya yediadle tevdiine karar verebilir” hükmü dikkate alındığında yediemin olabilmek için teslim alınacak eşyayı muhafaza edecek yerin bulunmasının yeterli olmadığı, bunun yanında ve en önemlisininde yetkili kuruluşlarca yediemin olarak seçilmiş olmanın gerketiği, bu itibarla yetkili kuruluşlarca seçilmedikçe yediemin olunamadığına göre bu işin, isteyen kişiler tarafından yapılmasından ve devamlılığından söz edilemeyeceği, yediemin olarak seçilme halinde teslim alınacak emtiayı muhafaza edecek garaj, depo vs. yere sahip olunması ve bunların ticari olarak işletilmesi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37. Maddesinde tarif edilen bir ticari faaliyette bulunulduğuna kanıt teşkil etmeyeceğinden, yedieminlikten elde edilen gelirin de ticari kazanç olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, yükümlüye yediemin sıfatıyla yapılan ödemeler ücret sayıldığından, elde edilen bedelin ticari kazanç olarak 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesi kapsamında katma değer vergisine tabi tutulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; yükümlünün otopark ve garaj işletmesinden dolayı katma değer vergisi mükellefi olduğu, bu işin yanısıra sürekli olarak üçüncü kişilere ait hacizli malları deposunda muhafaza etmesi yükümlünün ticari faaliyetinin bir parçası sayıldığından elde edilen gelirin de ticari kazanç olduğu ve katma değer vergisine tabi tutulması gerektiği, elde edilen gelirin yasada belirtilen ücret tanımına da girmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi
gerektiği savunulmuştur.

Savcı …’in Düşüncesi : Otopark ve garaj işletmeciliği yanında icra ve vergi dairelerince haczedilen üçüncü şahıslara ait malları muhafaza etmesi karşılığında yediemin ücreti adı altında ödenen bedelin ücret mi yoksa ticari kazanç mı olduğu hususu uyuşmazlığın esasını teşkil etmekte olup sözleşmenin bedelin ticari kazanç olduğu gerekçesi ile yükümlü adına salınan
katma değer ergisi üzerine açılan davanın kabulüne ilişkin vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1 nci maddesinde; ticari, sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37 nci maddesinde, “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır” denilmek suretiyle ticari kazancın tanımı yapılmıştır. Yukarıda sözü edilen maddelerin incelenmesinden, ticari ve sınai faaliyet kapsamındaki mal ve hizmet bedellerinin katma değer vergisine tabi olduğu anlaşılmakta, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1 nci maddesinde sözü edilen ticari, sınai ve zırai faaliyetlerin mutad meslek halinde icra edilen işlerden olduğu, bunun mesleki bir organizasyonu gerektirdiği, muamelelerin süreklilik ve devamlılık arzettiği sonucuna varılmaktadır.
Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde ise; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir” şeklinde tanımlanmıştır.
Olayda, otopark ve garaj işletmeciliğinin yanında sürekli olarak vergi ve icra daireleri tarafından haczedilen üçüncü kişilere ait malların yediemin sıfatı ile depoda muhafaza edilmesi karşılığında elde edilen gelir,Gelir Vergisi Kanununun yukarıda yeralan 61 inci maddesindeki “Ücret” tanımına girmemekte,aynı Kanunun 37 nci maddesindeki ticari faaliyet kapsamında 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Yasası hükümleri uyarınca vergilendirilmesi gerekmektedir.
… Bölge İdare Mahkemesinin yediemin ücreti adı altında alınan ücretin katma değer vergisine tabi olduğu yolundaki … gün, E:…, K:… sayılı kararının yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade etmediğinden kanun yararına bozulması için temyiz edilmesi talebi de Başsavcılığımızca reddedilmiştir.(E.1997/1)
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz edilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan Mahkeme kararının onanmasına 12.5.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.