Danıştay Kararı 9. Daire 1997/240 E. 1998/749 K. 25.02.1998 T.

9. Daire         1997/240 E.  ,  1998/749 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1997/240
Karar No: 1998/749

Temyiz İsteminde Bulunan : Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü- İZMİR
Karşı Taraf : …

İstemin Özeti : Muhtelif vergi borçlarını katma değer vergisi alacağından mahsup suretiyle ödeme talebinde bulunan yükümlü adına yeminli mali müşavir raporunun geç verilmesi nedeniyle mahsubu istenilen vergi borcunun vade tarihi ile raporun verildiği tarih arasında geçen süre için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; kurumlar vergisinin 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre alındığı, bu verginin (diğer şartlar yanında ) tarh, tahakkuk esasları ile istisna ve muafiyet koşullarının bu kanunla belirlendiği, yükümlü şirketin de gerek yukarıda anılan Kanunun ihracaat istisnasıyla ilgili 8/6. maddesindeki ve gerek ihracaat istisnasının usul ve esaslarını belli eden 20 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğindeki şartlara haiz olduğu, bir başka deyişle, kendi vergi kanununda belli edilmiş ihracaat istisnası şartlarının olayda mevcut bulunduğunun tartışmasız olduğu 3568 sayılı Kanunun 1. maddesinde bu Kanunun amacının, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin birbirine bağlı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemek, değerlendirmeye tabi tuturak gerçek durumu ilgililerin ve resmi merciilerin istifadesine sunmak, ayrıca yüksek mesleki standartları gerçekleştirmek olduğu vurgulanmış ise de kendi vergi kanunundaki şartları yerine getirmiş bulunan bir mükellefin, bu kanun ile elde etmiş olduğu hakkının, 3568 sayılı Kanuna göre çıkarılmış bulunan 5 seri nolu genel tebliğde yer alan koşulu yerine getirmediği gerekçesiyle elinden alınmasının mümkün olmadığı, kaldı ki 3568 sayılı Kanunun 12/3. maddesi ile Yeminli Mali Müşavirlerin Tastik Edecekleri Belgeler, Tastik Konuları, Tastikine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 9/1 maddesindeki ” mali tablolar ve beyannameler ile diğer belgelerin yeminli mali müşavirce denetlenmesi ve tasdiki, ilgilinin talebi üzerine yapılır” şeklindeki hükümlerin idareyle birlikte mükelleflere güvence sağlamak için getirdiği, yeminli mali müşavirlerin denetleme ve tasdik işleminin, mükelleflerin taleplerine ve sözleşmeye bağlı olduğu, öte yandan idarenin, beş yıllık tarh zaman aşımı müddeti içinde mükelleflerin beyanlarını ve defter ile belgelerini istediği zaman defalarca vergi incelemesine tabi tutmak suretiyle beyanların doğru olup olmadığını araştırma yetkisine sahip bulunduğu gerekçesiyle kabul ederek ödeme emrini iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının; uyuşmazlığın konusu olan mahsup işleminin ihracaat istisnasından değil, temel gıda maddelerinin teslimi nedeniyle doğan iade olduğu, mahsup dilekçesi ile teminat mektubu verilmediği, bu nedenle yeminli mali müşavir raporunun ibraz edildiği tarihten önce vadesi gelen vergi borçları için mahsup başvurusunun bir anlam ifade etmediği, teminatın verilmemesi nedeniyle kesinleşmemiş bir mahsup başvurusunun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahsup dilekçesinin süresinde verildiği ve vergi ziyaına sebep olunmadığı savunulmuştur.
Savcı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz edilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına 25.2.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.