Danıştay Kararı 9. Daire 1997/226 E. 1997/2795 K. 30.09.1997 T.

9. Daire         1997/226 E.  ,  1997/2795 K.
Daire : DOKUZUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1997
Karar No : 2795
Esas Yılı : 1997
Esas No : 226
Karar Tarihi : 30/09/997
TEBLİĞ ALINDISI BİR TÜR TUTANAK NİTELİĞİNDE OLUP, TEBLİĞ YAPILAN ADRESTE TEBLİGATI OLAN KİŞİNİN AKSİ İDDİA VE TARH EDİLMEDİĞİ SÜRECE TEBLİGAT OLMAYA YETKİLİ BİR KİŞİ OLDUĞUNU KABULÜ GEREKTİĞİNDEN İHTİLAF KONUSU ÖDEME EMRİ TEBLİGATININ YETERLİ VE GEÇERLİ SAYILMASI İCABETTİĞİ HK.

Yükümlü şirket adına düzenlenerek … tarihinde tebliğ edilen ve dava konusu edilmeyerek kesinleşen ödeme emrine dayanılarak uygulanan haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararına uyarak yeniden yaptığı inceleme sonucunda, kendisine ödeme emri tebliğ edilen … isimli şahsın şirketi temsile yetkili olmadığı, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun şekilde yapılmaması nedeniyle ödeme emrinin kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği ve uygulanan haciz işleminin yasal olmadığı gerekçesiyle kabul ederek haciz işlemini iptal eden mahkeme kararını onayan Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17.4.1996 gün ve 1996/1462 sayılı kararının; ödeme emri tebliğ edilen …’nin tebligatı müdür sıfatı ile kabul ettiği, … ve … tarihli yoklama fişlerinin de bu şahıs tarafından imzalandığı, ödeme emri tebliğ ve haciz işleminin yasal olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenmektedir.
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen düzeltme nedenleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesi uyarınca yerinde görüldüğünden Dairemizin … gün ve 1996/1462 sayılı kararı ortadan kaldırıldıktan sonra işin gereği yeniden görüşüldü.
Uyuşmazlık, yükümlü şirkete uygulanan haciz işleminin dayanağını oluşturan ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğine ilişkin bulunmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94.maddesinde tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin ise, bunların başkan müdür veya kanuni temsilcilerine, tebliğin, kendine yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur yada müstahdemlerinden birine yapılacağı hükmü yer almaktadır.
Olayda, yükümlü şirket adına düzenlenen ödeme emrinin … tarihinde … imzasına tebliğ edildiği, bu tebliğe dayanarak uygulanan haciz işleminin mahkemece onandığı, yükümlü şirketin temyiz istemi üzerine Dairemizce verilen … gün ve 1994/554 sayılı kararda, dava konusu haciz işleminin dayanağı olan ödeme emrinin tebliğ edildiği … ile yükümlü şirket arasındaki ilişki araştırılarak bunun sonucuna göre bir karar verilmesi icabettiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararı üzerine ara kararı ile davacı şirketten istenilen 1991 yılına ait ücret bordroları ve Sosyal Sigortalar Kurumu Bildirgelerinin incelenmesinden adı geçen şahsın şirketi temsile yetkili bulunmadığı ve şirkette çalışan elemanlardan olmadığı sonucuna varılarak haciz işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Ülkemizdeki uygulamaya bakıldığında, şirket çalışanlarının tümü açısından Sosyal Sigortalar Kurumu Bildirgelerine göre bir tespit yapmanın yeterli olmadığı, uygulamanın yasaya aykırı bir biçimde de cereyan edebileceği görülmektedir.
Davalı vergi dairesi müdürlüğü tarafından ibraz edilen ve ödeme emri tebliğinden daha sonraki tarihlerde düzenlendiği görülen dosyada mevcut .. ve … tarihli yoklama fişlerinden … isimli şahsın bu belgeleri de müdür sıfatıyla imzaladığı görülmüştür. Tebliğ alındısı bir tür tutanak niteliğinde olup, tebliğ yapılan adreste tebligatı alan kişinin aksi iddia ve tevsik edilmediği sürece tebligatı almaya yetkili bir kişi olduğunu kabul etmek gerekeceğinden uyuşmazlığa konu ödeme emri tebligatının yeterli ve geçerli sayılması gerektiği sonucu na varılmıştır.
Bu nedenle, vergi dairesi temyiz isteminin kabulüne,…Vergi Mahkemesi nin…sayılı kararının bozulmasına karar verildi.