Danıştay Kararı 9. Daire 1996/5438 E. 1997/2746 K. 25.09.1997 T.

9. Daire         1996/5438 E.  ,  1997/2746 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1996/5438
Karar No: 1997/2746

Temyiz İsteminde Bulunan : Küçükçekmece Belediye Başkanlığı – İSTANBUL
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Yükümlü bankanın 21.3.1994 tarihinde satın almış olduğu taşınmaz için satıcı tarafından 1994 yılına ait emlak vergisi beyannamesinin verilmemesi ve vergilerinin ödenmemesi nedeniyle yükümlü banka adına 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30.maddesinde yer alan müteselsil sorumluluk esasına göre 1994 yılı için tahakkuk ettirilen ağır kusur cezalı emlak vergisi ile ek gayrimenkul vergisi ve bu vergiler için hesap edilen gecikme faizinin terkini istemiyle açılan davayı; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 33/6.maddesinde bir bina veya arazinin mükellefinin değişmesi vergi değerini tadil eden sebepler arasında sayıldığı, yine aynı Kanunun 9/b maddesinde ise bu Kanunun 33. maddesinin 1-7 numaralı fıkrasında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliğin vuku bulduğu tarihi takip eden bütçe yılından itibaren bina vergisi mükellefiyetinin başlayacağının belirtildiği davacı bankanın 21.3.1994 tarihinde satın almış olduğu gayrimenkulden dolayı sözü edilen yasa hükümleri uyarınca emlak vergisi mükellefiyetinin 1995 yılından itibaren başlayacağı, bu nedenle ihtilaflı dönem için yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesi ile kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; satıcının satışını yaptığı taşınmazla ilgili 1994 yılına ait emlak vergisi beyannamesini vererek vergilerini ödemediği, bu nedenle 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunun 30.maddesine istinaden yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerekeceği yolundadır.
Savcı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
İstem, yükümlü bankanın 21.3.1994 tarihinde satın aldığı taşınmaz için satıcı … tarafından 1994 yılına ait emlak vergisi beyannamesinin verilerek vergilerinin ödenmediğinden bahisle yükümlü banka adına 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30.maddesindeki müteselsil sorumluluk esasına göre ihtilaflı yıl için tahakkuk ettirilen ağır kusur cezalı emlak vergisi ile ek gayrimenkul vergisi ve bu vergiler için hesap edilen gecikme faizinin terkini istemiyle açılan davayı kabul ederek tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30.maddesinin 3239 sayılı Kanunun110.maddesiyle değişik son fıkrasında, devir ve ferağı yapılan bina ve arazinin, devir ve ferağın yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş emlak vergisinin ödenmesinden devreden ve devralanın müteselsilen sorumlu tutulacağı, devralanın mükellefe rücu hakkının saklı olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan madde hükmü ile devir konusu taşınmazın ödenmemiş emlak vergileri müteselsilen sorumlu sıfatıyla devir alandan da istenebileceğinden, 21.3.1994 tarihinde satın alınan ve eski maliki tarafından 1994 yılı emlak vergileri ödenmeyen taşınmazın, uyuşmazlık konusu vergilerinin yukardaki yasa hükmü uyarınca cezalı ve gecikme faizli olarak yükümlü bankadan istenilmesinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
Ancak, 1319 sayılı Emlak Vergisi kanununun 20.maddesinde, mükelleflerin arsa ve arazi ile ilgili olarak beyan edecekleri değerlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca takdir olunan birim değerlere göre hesaplanan miktardan düşük olamayacağı, düşü beyanda bulunulması halinde mükellefin beyanının vergi dairesince birim değere göre hesaplanan miktara yükseltilerek tahakkuka esas alınacağı yine aynı kanunun 32.maddesinde, ek süreye rağmen beyanname verilmez ise verginin bu kanun hükümlerine göre idarece tarh edileceği ve mükellefler adına ağır kusur cezası kesileceği öngörülmüştür.
Bu durumda 1994 genel beyan döneminde emlak vergisi beyannamesi verilmediği ihtilafsız olan taşınmazın vergi değeri, yukarıda bahsedilen kanun hükümleri gereğince kesinleşen asgari metrekare birim değerine göre hesaplanan değer olacağından ve taşınmazı satın alan bankanın 26.5.1994 tarihinde verdiği beyannameden sözkonusu taşınmazın asgari değerinin …-lira olduğu anlaşıldığından bu değer üzerinden tarhiyatın değişiklikle onanması gerekirken tarhiyatı tamamen terkin eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 25.9.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.