Danıştay Kararı 9. Daire 1996/2192 E. 1997/2683 K. 24.09.1997 T.

9. Daire         1996/2192 E.  ,  1997/2683 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1996/2192
Karar No: 1997/2683

Temyiz İsteminde Bulunan : Pendik Belediye Başkanlığı-İSTANBUL
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Yükümlüye ait …, … Köyündeki … parsel sayılı taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce kamulaştırılması sonucu artırılan bedelin ödenmesi sırasında artırılan bedel ile son emlak vergisi değeri arasındaki fark matrah üzerinden tarh olunan ve tevkif suretiyle tahsil edilen 1986/1989 dönemleri kusur cezalı emlak vergisi ile gecikme faizinin terkini ve yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 26.1.1994 gün ve 1994/465 sayılı bozma kararına uyarak, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. ve 13. maddelerine göre imar plan ve programlarına alınan ve umumi hizmetlere ayrılan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesinin durdurulacağı, durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasındaki emlak vergisinin kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödeneceği, kamulaştırılan taşınmaz hakkında 3194 sayılı İmar Kanununun 13. maddesi gereği bir işlem yapılmadğı hususunun davalı idarenin karar düzeltme dilekçesinde açıkça ifade edildiği gerekçesiyle tarhiyatın terkini ile tahsil edilen vergi, ceza ve gecikme faizinin iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda fazladan alınan vergi ve cezaların faizi ile iade edileceği yolunda yasal bir düzenlemeye yer verilmediğinden faiz isteminin reddine hükmeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; kamulaştırılan taşınmazın … ve … tarihli planlarda havaalanı sahasında kaldığı için kamulaştırıldığı, uygulama imar planı yapılamadığı için imar programının da bulunmadığı ileri sürülerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Savcı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
3194 sayılı İmar Kanununun 10.maddesinde, belediyelerin imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 3 ay içinde bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar proğramları hazırlaması öngörülmüş, aynı kanunun 13. maddesinde de, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri hizmetlere ayrılan alanlarda inşaata ve mevcut bina varsa esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilemeyeceği, imar proğramlarına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödemesinin durdurulacağı, kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek emlakvergisinin kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlüye ait taşınmazın 1989 yılında kamulaştırılması sonucu artırılan kamulaştırma bedeli ile son vergi değeri arasındaki fark nedeniyle 1986 – 1989 yılları için tarh olunan kusur cezalı emlak vergisi ve gecikme faizinin tevkif suretiyle tahsil edildiği, açılan dava sonucunda vergi mahkemesinin, davalı Belediye Başkanlığının İmar Kanununun 13.maddesine göre imar proğramı yapılmadığını belirtmesi üzerine kusur cezalı emlak vergisinin ve buna ait gecikme faizinin iadesine, yükümlünün faiz isteminin ise reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 39. maddesinde, emlak vergisi tarhına esas olan en son vergi değeri kesinleşen kamulaştırma bedelinden az olduğu takdirde aradaki farkın emlak vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, davalı idare tarafından bu farkın emlak vergisi genel beyan dönemine teşmil edilerek, kamulaştırmanın yapıldığı tarihten önceki yıllar için de cezalı emlak vergisi tarhiyatı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Oysa, gerek kamulaştırmayı yapan idare, gerekse bedele yapılan itiraz üzerine adliye mahkemeleri tarafından saptanan kamulaştırma bedeli, o taşınmazın kamulaştırmanın yapıldığı tarihteki rayiç değerini göstermekte olup; bu bedelin emlak vergisi genel beyan döneminin tümünü kapsayacak şekilde ve geçmişe teşmil edilmek suretiyle, kamulaştırmadan önceki yılları için de ikmalen vergi hesaplanması ve buna ayrıca kusur cezası uygulanması, önceki yıllarda kamulaştırma yapılması halinde dahi aynı kamulaştırma bedelinin takdir edileceği yolunda bir anlayış halinde geçerli olabilir. Halbuki, uyuşmazlığa konu vergi ve cezanın ait olduğu yıllardaki enflasyon oranları karşısında, geçmiş yıllarda da aynı bedelin takdir edileceği hakkındaki varsayımı kabul etmek mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, kamulaştırma bedeli ile beyan edilen emlak vergi değeri arasındaki fark üzerinden yapılması gereken tarhiyatın sadece kamulaştırmanın yapıldığı yıla münhasır tutulması gerekmektedir.
Bu durumda 1986-1987 ve 1988 yılları için tarh olunan ve kamulaştırma bedelinden tevkif suretiyle tahsil edilen kusur cezalı emlak vergisi ile gecikme faizini terkin eden mahkeme kararında sonucu itibariyle herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
1989 yıl için tarh olunan kusur cezalı emlak vergisine gelince; Belediye Başkanlığı temyiz dilekçesinde sözkonusu gayrimenkulün kamulaştırma tarihinde, 11.7.1988 ve 30.10.1989 tarihli Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca resen onanlı planlar ile havaalanı sahasına alındığını belirttiğinden, 3194 sayılı İmar Kanununun 13. maddesine göre imar planı tarihinden itibaren emlak vergisi ödenmesi durdurulacak ve tahakkuk eden vergi kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenecektir.
Belediye Başkanlığı yine temyiz dilekçesinde, uygulama imar planı olmadığından taşınmazın programa alınamadığı, bu nedenle emlak vergisi ödenmesinin durdurulmasının sözkonusu olmadığını ileri sürmüş ise de, Şubat-1989 da kamulaştırma kararı alınmış olduğundan taşınmazın programa alındığının kabulü ile emlak vergisinin kamulaştırmayı yapan idareden tahsili gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, sonucu itibarıyla yerinde olan … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının onanmasına, …- lira ilam harcının temyiz isteminde bulunandan alınmasına 24.9.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU : Kamulaştırma Kanununun 39. maddesindeki hükmün yalnız kamulaştırılan yıla ait olduğu yolundaki görüşe, bu güne kadar devam edegelen yargı içtihatları ve maddenin devamında beyanname verilmeyen hallerde geçmiş yıllara da teşmil edileceği şeklindeki düzenleme karşısında katılmıyorum. Buna göre gayrimenkul ilk defa 11.7.1988 tarihli imar planı ile gen 1988/1 yıllarına ait terkin kararının ise bozulması gerektiği görüşündeyim.