Danıştay Kararı 9. Daire 1994/62 E. 1994/3627 K. 27.09.1994 T.

9. Daire         1994/62 E.  ,  1994/3627 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 1994/62
Karar No: 1994/3627

Temyiz İsteminde Bulunan: Çukurova Vergi Dairesi Müdürlüğü-ADANA
Karşı Taraf : …
Vekili : …

İstemin Özeti : Yönetim kurulu üyesi olduğu … A.Ş.nin ödenmeyen 1987 yılı Mahkeme Harcı borcu nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca yükümlü adına tesis olunan haciz işlemine karşı açılan davayı; hacze konu … gün ve … takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararı yapılan itiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesince onandığından dava konusu haciz işleminin dayanağının kalmadığı gerekçesiyle kabul ederek haciz işlemini iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; şirket borçlarının ödenmemesinde yönetim kurulu üyelerinin kasıt ve ihmalinin bulunduğu öne sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Savcı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyize konu Vergi Mahkemesi kararı üzerinde yalnızca temyiz isteminde bulunan tarafın tasarruf imkanı bulunduğundan temyizden feragat etme yetkisi de yalnızca temyiz başvurusunda bulunan taraf için söz konusu olabilir. Bu durumda, temyiz aşamasında karşı taraf durumunda olan yükümlülerin davadan feragatı hukuki bir sonuç doğurmayacaktır.
İşi n esasına gelince, Vergi Dairesi temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, yönetim kurulu üyesi olduğu A.Ş.nin ödenmeyen 1987 yılı Mahkeme harcı borcu nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca yükümlü adına düzenlenen haciz işlemine karşı açılan davanın kabul edilerek haciz işleminin iptaline karar verilmesi üzerine Vergi Dairesi tarafından bu karara karşı temyiz isteminde bulunulduğu, Mahkemece lehlerine karar verilen ve temyiz aşamasında karşı taraf durumunda bulunan yükümlünün vergi mahkemesinde sonuçlanan davasından feragat ettiği anlaşılmıştır.
Hukuk düzeninde, temyiz incelemesiyle alt derece yargı yerinin kararının hukuka uygunluğunun denetimi amaçlanmıştır. Bu amaçla, alt derece yargı yerinin kararını temyiz etmekte korunmaya değer bir hukuki yarar gören tarafın temyiz merciine başvurması gerekir. Bu aşamada, temyiz isteminde bulunanın temyize konu karar üzerinde tasarruf imkanı bulunduğundan, taraf iradesiyle davaya son veren işlemlerden olan feragat, yalnızca temyiz başvurusunda bulunan taraf için sözkonusu olabilir. Alt derece yargı yerinde lehine karar verilmiş olması sebebiyle temyiz başvurusunda bulunmayan tarafın temyiz aşamasında ilk davasından vazgeçmesi, alt derece yargı yeri kararının hukuka uygun olup olmadığının, temyiz mercii dışındaki kişilerce saptanması gibi bir sonuç doğuracağından, üst yargı merciinin yerine geçecek böyle bir irade beyanına hukuken cevaz verilemez. Aksi takdirde, hukuka aykırılığı alt derece yargı yerince saptanan bir idari işleme, taraf iradesiyle uygulanabilirlik kazandırılmış olur. Bu durum ise, iptal kararıyla giderilen kamu düzenindeki bozulmanın taraf iradesiyle devamı sonucunu doğurur.
Açıklanan nedenle temyiz aşamasında karşı taraf durumunda olanın ilk davasından feragati hukuki bir sonuç doğurmayacağından işin esasına geçildi.
Temyiz edilen … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına, 27.9.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.