Danıştay Kararı 8. Daire 2023/673 E. 2023/450 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2023/673 E.  ,  2023/450 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/673
Karar No : 2023/450

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Birliği
VEKİLİ : Av. …
2- … Odası Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Tıp Merkezi’nin sahibi olan davacı tarafından, hakkında Ankara Tabip Odası’nın … tarihli ve … sayılı kararı ile 6 ay süreyle meslekten men edilmesine karar verilmesi işlemi ile söz konusu karara yaptığı itirazın reddi ile verilen cezanın onanmasına dair Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulunun … Tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile soruşturmada gerek doktorlar tarafından verilen ifadelerde gerekse şirket çalışanı ifadesinin değerlendirilmesinde, tıp merkezinde bir tane bilgisayar olduğu E-reçete ve E-rapor düzenleme konusunda doktorların Tıp Merkezinde çalışan olan … isimli kişiden yardım aldıkları bu kişinin ifadesinde ise E-reçete şifrelerini kendisinin ve davacının bildiğini söylediği ve bu kapsamda çalışanın amiri konumunda olan davacı tarafından yönlendirildiği sonucuna ulaşılarak davacının hekimlere ait şifreleri çalışan aracılığıyla kullanarak çok sayıda gerçeğe aykırı rapor tanzim edilmesinden ve bu yolla kamu kurumunun dolandırılmasından sorumlu olduğu değerlendirmesiyle davacının eyleminin ortaya konulduğu görüldüğünden, TTB Disiplin Yönetmeliği’nin 5/f ve 5/g maddeleri uyarınca 6 ay süreyle meslekten men cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve yapılan itiraz üzerine Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu’nun , … tarih ve … sayılı kararı ile de Ankara Tabip odası Onur Kurulu kararının uygun bulunarak onanmasına yönelik dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı Türk Tabipleri Birliği tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmakta olup; diğer davalı Ankara Tabip Odası tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları, (d) bendinde ise, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.
Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin “Mesul müdür” başlıklı 16. maddesinin 3. fıkrasında, “Mesul müdür, tabiplik mesleğini sadece mesul müdürlük yaptığı sağlık kuruluşunda serbest olarak yürütür; muayene de dahil olmak üzere, başka bir sağlık kuruluşunda mesleğini serbest icra etmesi yasaktır.”; aynı maddenin 6. fıkrasında, “Mesul müdür, sağlık kuruluşunun faaliyeti ve denetimi ile ilgili her türlü işlemde Müdürlüğün ve Bakanlığın birinci derecede muhatabıdır. Mesul müdür idari işlerden bizzat, tıbbi işlemlerden ise diğer tabipler ile birlikte sorumludur.”; 9. fıkrasında ise, “İlgili mevzuata göre meslekten geçici men edilenler, bu yasakları süresince mesul müdürlük yapamazlar. İşleten tarafından, meslekten geçici men cezası süresince mesul müdürlük görevini yürütmek üzere, yasağın uygulanmaya başlandığı tarihten itibaren en geç üç iş günü içinde sağlık kuruluşunda tam zamanlı çalışan ve mesul müdürlük şartını taşıyan bir tabibin görevlendirilmesi ve yazılı olarak Müdürlüğe bildirilmesi gerekir.” hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
Olayda, davacı hakkında tesis edilen 6 ay meslekten men cezasına karşı açılan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 46/1-(c) bendinde yer alan “belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası” olarak nitelendirilemeyeceği açıktır.
Öte yandan, dava konusu işlemin davacının mesleki deontoloji kurallarına aykırılık gösteren eylemleri sebebiyle verildiği ve serbest meslek faaliyetine ilişkin olduğu, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereği meslekten geçici men cezası alan bir tabibin mesul müdürlük görevinde bulunamayacağı açık ise de adı geçen sağlık kuruluşunda tam zamanlı çalışan ve mesul müdürlük şartını taşıyan bir başka tabibin görevlendirilebileceği mümkün olduğundan dava konusu işlemin ticari faaliyetin engellenmesine yönelik olmadığı ve bakılan davanın 2577 sayılı Kanunun 46/1-d bendi kapsamına da girmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
Kesin olarak, 08/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.