Danıştay Kararı 8. Daire 2023/668 E. 2023/449 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2023/668 E.  ,  2023/449 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/668
Karar No : 2023/449

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Birliği
VEKİLİ : Av. …
3- … Barosu Başkanlığı -…

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kayseri Barosuna kayıtlı avukat olan davacı tarafından, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 135/4. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün süre ile işten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Kayseri Barosu Disiplin Kurulunun … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulunun … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının onanmasına dair … tarih ve … sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; Ceza Mahkemesi kararında davacının kovuşturma aşamasında örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek ve örgütün içindeki konumu ve eylemlerini açıklamak suretiyle pişmanlık duyduğu ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı, adına kayıtlı GSM hattı üzerinden örgüt mensuplarınca özel bir server üzerinden yalnızca örgüt mensuplarının kendi arasında haberleşmesini sağlayan Bylock isimli kriptolu programı kullandığının tespit edildiği ve neticeten FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğunun tespit edildiğinin görüldüğü, Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sebebiyle zikredilen kararın hükme dönüşmediğinden disiplin cezasında esas alınamayacağı bilinmekle birlikte bu karardan bağımsız olarak yürütülecek disiplin kovuşturmasına engel teşkil etmeyeceğinden, davacı hakkında ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak yürütülen disiplin soruşturmasında davacının 1136 sayılı Kanun kapsamında disiplin suçu işlediği sabit görülerek takdir yetkisi kapsamında cezalandırma yoluna gidildiğinin anlaşıldığı, diğer taraftan işlemin takdir yetkisi kapsamında tesis edilecek bir işlem olup olmadığının değerlendirilmesinde, üyelerinin meslek kurallarına uygun davranmasından sorumlu olan idarenin meslek kurallarına uymayan üyelerine verdiği disiplin cezasında fiilin ağırlığına göre Kanunda belirtilen disiplin cezalarını takdir etmekte serbest olduğu, davacının disiplin cezası ile tecziye edilmesine ilişkin işlemin takdir yetkisi kapsamında kaldığı, bu durumda, yapılan disiplin soruşturması ile elde edilen delillerden davacının eyleminin sabit olduğu anlaşıldığından, bu fiilin karşılığı olan ve idarenin takdir yetkisi kapsamında tesis edilen 1 yıl 6 ay 22 gün süreyle işten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı Adalet Bakanlığı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmakta olup diğer davalılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan davalar; (d) bendinde ise, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan davalar hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacı hakkında verilen “1 yıl 6 ay 22 gün süre ile işten çıkarma” cezasının iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyiz kanun yoluna başvurulabilecek davaların tahdidi olarak sayıldığı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası” olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Disiplin cezaları” başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı bendinde, işten çıkarma, “avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetlerin yasaklanması” olarak tanımlandığı, meslekten çıkarılma sonucunu doğuran disiplin cezası niteliğine sahip bulunmayan dava konusu işlem hakkında açılan davanın, 2577 sayılı Kanunun m.46/1-(c) kapsamında yer almadığı, öte yandan, avukatlık mesleği ticari faaliyet olarak da değerlendirilemeyeceğinden uyuşmazlığın 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında da bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
Kesin olarak, 08/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.