Danıştay Kararı 8. Daire 2023/531 E. 2023/615 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2023/531 E.  ,  2023/615 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/531
Karar No : 2023/615

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde, … Orman İşletme Şefliği … Mahallesi … Devlet Ormanı içerisinde 70 Nolu bölmede kalan taşınmazın işgal suçundan dolayı … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarihinde kesinleşen E:…, K:… sayılı kararı çerçevesinde kaçak olarak belirlendiğinden bahisle müsadereye konu üç katlı bina ve eklentisinde bulunan tüm eşyalarının boşaltılıp tebligat tarihinden itibaren bir ay içinde binanın boş olarak idareye teslimine, teslim edilmemesi halinde idarece yıkım işlemi yapılacağına ilişkin … Orman İşletme Şefliği’nin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davaya konu taşınmazın orman arazisi içerisinde yer aldığının ve davacı tarafından ormanlık alanın işgal edildiğinin … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarihinde kesinleşen E:…, K:… sayılı kararı ile hiçbir şüpheye yol açmayacak şekilde ortaya konulması karşısında söz konusu karar doğrultusunda işgal sahasında bulunan bina ve barakaların 6831 sayılı Kanunun 93/3. maddesi gereğince müsadere edilebilmesi amacıyla tahliye edilmesi gerektiği gerekçesiyle tesis edilen davaya konu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığına gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Taşınmazın orman özelliği göstermediği, taşınmaz üzerinde yer alan yapı için yapı kayıt belgesinin düzenlendiği, konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararı da dikkate alındığında dava konusu işlemin hukuka aykırılığının ortada olduğu, konuyla ilgili olarak tapu iptal davasının ikame edileceği, özel hukuk dosyası beklenerek karar verilmesi gerektiği, taşınmazın bulunduğu yerde keşif ve bilirkişi inceleme yaptırılmaksızın ve böylelikle orman özelliği taşıyıp taşımadığı saptanmadan davanın reddedilmesinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu iddialarıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca temyiz yoluyla incelenerek bozulmasına gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları ve mahkeme kararlarının yerine getirilmesini geciktiremeyecekleri düzenlenmiştir. Orman Kanunu’nun 93. maddesinin 3. fıkrasında ise, maddede tanımlanan suçların konusunu oluşturan, işlenmesinde kullanılan ve işlenmesiyle elde edilen eşya veya mahsulün Türk Ceza Kanununun müsadereye ilişkin hükümlerine göre müsadere edileceği, müsadere olunan mahsullerin satılarak bedeli Orman Genel Müdürlüğünce irad kaydolunacağı, müsadere olunan tesislerin ise Orman Genel Müdürlüğünce aynen muhafaza edilebileceği gibi ihtiyaç görüldüğü takdirde ormancılık veya diğer kamu hizmetlerinde kullanılabileceği düzenlenmiştir. Mahkeme kararlarının uygulanması hususunda idarelerin takdir hakkı bulunmamakla birlikte, mahkeme kararının uygulanması amacıyla tesis edilen kesin ve yürütülebilir nitelikteki idari işlemlerin mahkeme kararının gereklerini yerine getirip getirmedikleri hususunda yargısal denetiminin de yapılması gerektiği kuşkusuzdur ve bu denetimin Türk hukuku bakımından idari yargı mercileri tarafından yapılması gerekmektedir.
Dava konusu olayda, davacının … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/12/2014 tarihli kararı ile 6000-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve işgal sahasında bulunan evin 6831 sayılı Kanun’un 93/3. maddesi hükmü uyarınca müsadere edilmesine karar verilmesi üzerine Orman Kanunu’nun 93. maddesinin 3. fıkrasında verilen yetkiye istinaden tesis edilen idari işlemin iptali istemiyle açılan bu davada, mahkeme kararının doğru bir şekilde uygulanıp uygulanmadığının denetimi gerektirmektedir. Aksi bir yaklaşımla, ceza mahkemesi kararlarının uygulanması amacıyla tesis edildiği iddia edilen işlemlerin denetiminin adli yargı mercilerince değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle verilecek davanın görev yönünden reddine dair karar, bu işlemler açısından yargı denetiminin yapılamaması anlamına gelecek ve davacıların mahkemeye erişim hakkını ihlal edecektir.
Bu durumda, iptal davasına konu olacak bir idari işlem niteliğinde olan dava konusu işlemin mahkeme kararının gereklerini yerine getirmek amacıyla tesis edildiği ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair karara karşı yapılan istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:.. adresinde, … Orman İşletme Şefliği … Mahallesi Başıbüyük Devlet Ormanı içerisinde 70 Nolu bölmede kalan taşınmazın maliki, zilyedi ve kullanıcısı konumundaki davacının 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93/1. maddesine göre orman alanlarını işgal ve faydalanma ve orman içine yerleşme suçunu işlediğinden bahisle hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde açılan kamu davasında … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile 6000-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve işgal sahasında bulunan evin 6831 sayılı Kanun’un 93/3. maddesi hükmü uyarınca müsadere edilmesine karar verilmiştir. Verilen kararın temyizde onanarak 07/03/2019 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle taşınmazın bir ay içinde boşaltılması gerekliliğine yönelik davaya konu … tarih ve … sayılı işlem tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davalarının açılabileceği, maddenin 2. fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, İdare mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri kuralı yer almıştır.
Aynı Kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) maddesinde; dava dilekçelerinin, görev ve yetki yönünden, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasında, “Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; otlatma planı yapılan alanlarda yıllık otlatma süresi dâhilinde hayvanların planlı otlatılmasını sağlayan, gecelemesini emniyet altına alan ve dağılmalarını engelleyen geçici çevirmeler şeklinde düzenlemeler dışında, her çeşit bina, ağıl ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması, tarla açılması, işlenmesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır…” aynı kanunun 93. maddesinde, “Bu Kanunun 17 nci maddesinde yasak edilen fiilleri işleyenler veya izne bağlı işleri izinsiz yapanlar, 91 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
İşgal ve faydalanma suçunun yeniden tarla açmak suretiyle veya yanmış orman sahalarında ya da kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu maddede tanımlanan suçların konusunu oluşturan, işlenmesinde kullanılan ve işlenmesiyle elde edilen eşya veya mahsul Türk Ceza Kanununun müsadereye ilişkin hükümlerine göre müsadere edilir. Müsadere olunan mahsuller satılarak bedeli Orman Genel Müdürlüğünce irad kaydolunur. Müsadere olunan tesisler ise Orman Genel Müdürlüğünce aynen muhafaza edilebileceği gibi ihtiyaç görüldüğü takdirde ormancılık veya diğer kamu hizmetlerinde kullanılabilir. Aksi takdirde ilgili orman idaresince, yıkılmak suretiyle karar infaz olunur. İdarenin bu husustaki talebi halinde genel zabıta kuvvetleri idareye yardım etmekle mükelleftir.
17 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki yerleri amaç dışı kullananlar ve amaç dışı kullanılmasına izin verenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının 6831 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan ceza davasında orman alanlarının işgali ve faydalanma suçunu işlediği gerekçesiyle cezalandırılmasına ve suça konu sabit tesis niteliğindeki üç katlı bina ve eklentisinin, 6831 sayılı Kanunun 93. maddesinin 3. fıkrası yollamasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesi hükmü uyarınca müsaderesine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesinden sonra dava konusu işlemle ceza mahkemesince müsadere kararı verildiğinden bahisle müsadereye konu üç katlı bina ve eklentisinde bulunan tüm eşyaların boşaltılıp, tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde binanın boş olarak idareye teslimini, teslim edilmemesi halinde idarece infaz işlemi yapılacağının tebliğ edildiği görülmektedir.
Bu durumda; müsadere kararına ilişkin yargısal sürecin kanun yolları tüketilerek kesinleştiği anlaşılmakla, Anayasanın 138. maddesinin son fıkrası uyarınca, yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduklarına ve mahkeme kararlarının yerine getirilmesini geciktiremeyeceklerine göre, adli yargı yerince verilen müsadere kararının yerine getirilmesine yönelik tesis edilen dava konusu işlemin, idarenin bu konuda tek taraflı bir şekilde kamu gücüne dayanarak, üstün hak ve yetkileri çerçevesinde yaptığı bir idari işlem olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Bu nedenle; davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine yönelik İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 16/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.