Danıştay Kararı 8. Daire 2023/209 E. 2023/260 K. 01.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2023/209 E.  ,  2023/260 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/209
Karar No : 2023/260

DAVACI : … Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı

DAVANIN KONUSU :
Davacı tarafından, sınırları ile köşe koordinatları krokiler ve listelerde gösterilen belirli alanların, 09/10/2016 tarih ve 29852 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları Yönetmeliği kapsamında rüzgâr enerjisine dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak ilan edilmesine ilişkin 21/03/2021 tarih ve 31430 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin 9. sırasında yer alan “Ihlamur” Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı’nın davacı şirketin ruhsat sahaları ile girişimli bulunduğu alanlar yönünden iptali istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava konusu uyuşmazlık, 2575 sayılı Yasanın 24. maddesi kapsamında Danıştay’ın ilk derece Mahkemesi sıfatı ile bakacağı uyuşmazlıklar arasında bulunmadığından, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın davaya bakmakla görevli ve yetkili … İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş “genel görevli” mahkemeler olduğu; 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davaları çözümleyeceği kurala bağlanmış; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24/1-c maddesinde, “Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere” karşı açılacak idarî davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ca karara bağlanacağı tahdidî olarak sayılmıştır.
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 34. maddesinin birinci fıkrasında, “İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.”; kuralı yer almakta olup 14/3-a maddesinde, dilekçelerin görev ve yetki yönünden inceleneceği; 15/1-a maddesinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine, idarî yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği düzenlenmiştir.
Sözlük anlamı ile “düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek” olarak tanımlanan “düzenleme”, kamu hukukunda “kural koyma” ile eş anlamlıdır. Kural ise, hukukta sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren bir içeriğe sahiptir. Yasama organının yasama tasarrufları dışında idare, Anayasa ve yasal düzenlemelerden aldığı yetki ile kural koyma, düzenleme yapma yetkisine sahiptir. Düzenleme yetkisini kullanarak yönetmelik, genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin “düzenleyici” nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar koymuş olması gerekir.
“Kural işlemler” (ya da diğer adıyla “genel düzenleyici işlemler”), üst hukuk karallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da olan bir kuralı değiştiren veya kaldıran işlemlerdir.
Öte yandan, bazı idarî işlemlerin “genel” olmalarına karşın, düzenleyici işlem niteliğinde olmadıklarını da belirtmek gerekir. Bir işlemin kural (düzenleme) olup olmadığı, salt bunları yapanların niteliklerine göre değil, bu işlemlerin içerikleri ve doğurdukları hukukî sonuçlar da göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenmelidir.
Dosyanın incelenmesinden, sınırları ile köşe koordinatları krokiler ve listelerde gösterilen belirli alanların, 09/10/2016 tarih ve 29852 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları Yönetmeliği kapsamında rüzgâr enerjisine dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak ilan edilmesine ilişkin 21/03/2021 tarih ve 31430 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin 9. sırasında yer alan “Ihlamur” Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı’nın davacı şirketin ruhsat sahaları ile girişimli bulunduğu alanlar yönünden iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, davacının … ve … sayılı IV. Grup maden işletme ruhsat sahasının Balıkesir İli Gönen İlçesinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile Çanakkale ve Balıkesir İlleri, Yenice ve Gönen İlçeleri sınırları içerisinde kurulması planlanan Ihlamur RES projesine ilişkin olarak, Ihlamur Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı olarak koordinatları verilen alan olarak ilan edilmiş olan Ihlamur RES YEKA Alanı’nın belirlenmesine dair 21.03.2021 tarih ve 31430 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı işleminin, birden çok idare mahkemesinin yetki alanına giren düzenleyici işlem niteliğinde bulunduğu, davacının söz konusu işlemin sadece şirket ruhsat sahaları ile girişimli bulunduğu alanlar yönünden iptalini istemesinin uyuşmazlığın çözümünde Mahkemelerinin görevli olduğu sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davanın görüm ve çözümünün 2575 sayılı Kanun’un 24. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görevinde olduğu sonucuna ulaşılarak görev ret kararı verilmiş ise de; davacının Balıkesir İli Gönen İlçesinde bulunan IV. Grup maden işletme ruhsat sahası ile çakışmalı bulunduğu alanlar yönünden dava konusu işlemin iptalinin istenildiği, Türk Medeni Kanunu’nun 718. maddesinde, arazi üzerindeki mülkiyetin, altındaki arz katmanı ve kaynakları da kapsadığının belirtildiği, madenlerin önemine binaen Maden Kanununun 4. maddesinde ise; madenlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu ve içinde bulunduğu arazi mülkiyetine tabi olmadığının düzenlendiği, bu itibarla madenlerin taşınmaz olarak nitelendirilmesi konusunda duraksama bulunmadığı ve özel yetki kuralını düzenleyen 2577 sayılı Kanun’un 34. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, taşınmaz mallara ve bu taşınmazlarla ilgili haklara ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde … İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan, dava konusu edilen işlemin, soyut, nesnel, sürekli ve genel kurallar koyan veya genel ilkeler belirleyen, yurt çapında uygulanan bir düzenleyici işlem niteliğine sahip olmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca görev yönünden reddine ve dosyanın görevli ve yetkili olan … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 01/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.