Danıştay Kararı 8. Daire 2023/1818 E. 2023/1539 K. 29.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2023/1818 E.  ,  2023/1539 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/1818
Karar No : 2023/1539

DAVACI : … Birliği
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı

DAVANIN ÖZETİ : 25/01/2023 tarihli ve 32084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 2 nci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in iptali ile bu düzenlemenin dayanağı olan 7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 2. maddesinin Anayasa’nın 2, 5, 13, 18. ve 35. maddelerine aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü.

HUKUKİ SÜREÇ:
Dava; 25 Ocak 2023 tarih 32084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “7420 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 2’nci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Davaların Açılması” başlığını taşıyan 3. maddesinde; davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin belirtileceği; dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği; dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 15/1-d maddesinde ise; 14. maddenin 3/g bendinde yazılı hallerde otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanlıkları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği, belirtilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
İdari Yargılama Usulünde geçerli olan resen araştırma ve yazılılık ilkesi gereği dava dilekçelerinin, 2577 sayılı Kanun’da belirtilen şekil kurallarına uygun bir biçimde ve yargılamanın gerektirdiği bilgileri içerecek nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, bir başka ifadeyle; idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istendiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ve idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu düzenlemenin avukatların vekalet ücreti alacaklarından da vazgeçilmesi sonucunu doğurduğundan Avukatlık Kanunu’na, Anayasa ile güvence altına alınan angarya yasağı ve mülkiyet hakkına aykırılık taşıdığı; öte yandan, getirilen düzenlemeler ile zamanaşımına uğramış alacakların da Kanun kapsamında olduğu, bu durumun da dar gelirli vatandaşları korumaktan ziyade şirketlerin defterlerinde kaydı görünen alacakları vergi kaydından düşme imkanı sağladığı, yine Tebliğ ile, MTS ile yürütülen icra dosyaları bakımından alacaklı avukatın alacak hakkından feragat etme şartı açıkça düzenlenmişken icra dairelerinde takip edilen icra dosyaları bakımından avukatın iradesine bırakılmaksızın doğrudan alacaklının talebi üzerine işlem yapılabilmesinin sağlandığı ve Tebliğ’in bazı hükümlerinde feragat kavramı kullanılmaktayken bazı hükümlerinde vazgeçme kavramının kullanılmasının belirlilik ilkesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek dava konusu Tebliğ’in tamamının iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda özetlenen dava dilekçesinde, avukatların mesleki menfaatlerinin korunması, düzenleyici işlemdeki hukuki belirsizlik gibi yönlerden hukuka aykırılık iddialarının ileri sürüldüğü ve Tebliğ’in tümünün iptaline karar verilmesi isteminde bulunulduğu, ileri sürülen bazı iddiaların Tebliğ’in belli kısımlarına ilişkin olduğu ancak bu iddiaların işlemde yer alan madde ve hükümlerle ilişkilendirilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davacı Türkiye Barolar Birliği tarafından Tebliğ’in tümünün iptaline karar verilmesi isteminde bulunulacaksa Tebliğ’in tümünün iptali istemi yönünden menfaat ilişkisinin ve hukuka aykırılık iddialarının ortaya konulması, eğer Tebliğ’in tümünün iptalini gerektiren sebepler dışında belli madde ve kısımlarına yönelik iptal talebi varsa, bu kısımlar yönünden hukuka aykırılık iddialarının ilgili maddeler gösterilip menfaat ilişkisi kurularak açıklanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmayan DAVA DİLEKÇESİNİN aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde usulüne uygun biçimde düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açılabilmek üzere REDDİNE,
2. Yeniden açılacak dava için ayrıca harç alınmayacağının ve aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddine karar verileceğinin davacıya bildirilmesine,
3. Davanın yenilenmemesi durumunda kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcı ile posta gideri avansından artan miktarın istemi halinde davacıya iadesine,
29/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :
(X-) Davacı Türkiye Barolar Birliği tarafından, 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 2. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla bu maddeye dayanılarak hazırlanan dava konusu Tebliğ’in tamamının iptalinin istenilmesinde 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine aykırı bir yön bulunmadığı görüşüyle, davalı idarenin savunması alındıktan sonra, yürütmenin durdurulmasına ilişkin isteğin, incelenmesi gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.