Danıştay Kararı 8. Daire 2023/1133 E. 2023/1879 K. 11.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2023/1133 E.  ,  2023/1879 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/1133
Karar No : 2023/1879

DAVACI : … Partisi
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 01/03/2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesinin iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davaya konu edilen Yönetmelik hükmü ile davacı siyasi parti arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci ve Onuncu Dairelerince Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/12/2022 tarih ve E:2022/3210, K:2022/3653 sayılı kararı gereği, 2575 sayılı Yasaya 3619 sayılı Yasayla eklenen Ek 1 maddesi hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda işin gereği görüşüldü.

HUKUKİ SÜREÇ:
Dava, 01/03/2022 tarihli 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile 21/09/2017 tarihli ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliğinin “Tarım arazilerinde madencilik faaliyetleri” başlıklı 115. maddesine eklenen 4. fıkrasında; “(4) (Ek:RG-01/3/2022-31765) Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir. Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için madencilik faaliyeti yürütecek kişinin madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur. Bu fıkra kapsamında zeytin sahasının taşınmasına ilişkin tüm masraflardan ve zeytin sahasının taşınmasından kaynaklanan tüm taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumludur. Bu fıkra kapsamında zeytin sahasının taşınmasına ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça, zeytin bahçesi tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenir.” düzenlemesi, yine dava konusu edilen aynı yönetmeliğin 2. maddesinde bu Yönetmeliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği ve 3. Maddesinde ise; bu Yönetmelik hükümlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yürütüleceği yer almaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabilecekleri kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/c bendinde, dilekçelerin ehliyet yönünden inceleneceği; 6. fıkrasında ilk incelemeye ilişkin hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; ”İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlığını taşıyan 15. maddenin 1/b bendinde de, 14. maddenin 3/c bendinde yazılı hallerde davanın reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun ”Genel Başkan” başlığını taşıyan 15. maddesinde; partiyi temsil yetkisinin genel başkana ait olduğu; kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte; her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari
işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucu, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak aramaktadır.
İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği kabul edilmektedir.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat ilgisinin varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin, hukuken korunması gereken bir menfaat bağının bulunması dava açma ehliyeti için gerekli sayılmaktadır.
Bu bağlamda; davaya konu Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile davacı Siyasi Parti arasında güncel, kişisel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-c ve 15/1-b maddeleri uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Posta giderleri avansından artan tutar ile kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere,
6. 11/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Davacı siyasi parti tüm ülke düzeyinde örgütlenmiş ve seçimlere de katılmış bir tüzel kişilik olup; davacı siyasi partinin ülke menfaatini gözeterek ülke çapında kamu yararı için faaliyet göstermek üzere teşkilatlanmış bir tüzel kişiliği bulunmaktadır.
Uyuşmazlık, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ile korunma altına alınan çevre hakkı ile ilgili olduğundan ve davacı partinin kamu yararı gözeterek çevre hukuku ile ilgili düzenlemelere karşı dava açma ehliyetinin olduğu tartışmasız bulunduğundan davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki karara katılmıyoruz.