Danıştay Kararı 8. Daire 2022/805 E. 2023/1189 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/805 E.  ,  2023/1189 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/805
Karar No : 2023/1189

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … mirasçısı …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana İli, Seyhan İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde işlettiği Özel … Yurdu’nda izinsiz öğrenci barınma hizmeti verildiği gerekçesiyle işyerinin süresiz olarak kapatılmasına ve davacıya 40.590,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih, … sayılı işlemi ile … tarih, … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; Özel … Yurdu isimli binada yapılan denetim sonucunda, bina girişinde halen kız öğrenci yurdu tabelasının muhafaza edildiği, öğrenci ders çalışma salonu ve kütüphanesinin mevcut olduğu, binanın yurt olarak kullanıldığı yönünde kurum çalışanı …’nin beyanı olduğu ve Bakanlık veya Valilik tarafından özel öğrenci yurdu işletmesi amacıyla düzenlenmiş iş yeri açma ve çalışma ruhsatnamesinin denetim tarihi itibariyle mevcut olmadığı, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca her ne ad altında olursa olsun öğrenci barınma hizmetlerine ilişkin faaliyetlerin izinsiz ve ruhsatsız yürütülemeyeceği, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınmış kurum açma izni ile işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı bulunmayan Özel … Yurdu isimli işletmenin süresiz olarak kapatılmasına ve 40.590,00-TL idari para cezası verilmesine karar verilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla, istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava; davacı tarafından, Adana İli, Seyhan İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No.: … adresinde işlettiği Özel … Yurdu’nda izinsiz öğrenci barınma hizmeti verildiği gerekçesiyle işyerinin süresiz olarak kapatılmasına ve 40.590,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Adana Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih, … sayılı işlemi ile … tarih, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 26. maddesinde: “1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir. 3. Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır ve varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. 4. Dosyaların işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararlar diğer tarafa tebliğ edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanunu’nun uygulanacağı haller” başlıklı 31. maddesinde, Kanun’da hüküm bulunmaması durumunda hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağı belirtilen haller arasında “ehliyet” de sayılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Taraf ehliyeti” başlıklı 50. maddesinde, medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu; “Dava ehliyeti” başlıklı 51. maddesinde dava ehliyetinin, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un “Dava takip yetkisi” başlıklı 53. maddesinde ise dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisi olarak tanımlanmış ve bu yetkinin, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edileceği düzenlenmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Hukuki işlemden doğan yetki” başlıklı kısmında yer alan “Ölüm, ehliyetsizlik ve diğer durumlar” başlıklı 43. maddesinde; “Hukuki işlemden doğan temsil yetkisi, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça veya işin özelliğinden anlaşılmadıkça, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona erer.” hükmüne, “Tanımı” başlıklı 502. maddesinde; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.” hükmüne, “Şahsen ifa, sadakat ve özen gösterme” başlıklı
506. Maddesinde; “Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür…” hükmüne, vekaletin sona ermesini düzenleyen bölümünde yer alan 513. maddesinin birinci fıkrasında ise; “Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur.” hükmüne yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümesile tebligat” başlıklı 11. maddesinde “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır…” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Görülmekte olan bir davada, tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olması halinde; 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmekte olup; uyuşmazlığa konu istem ve sonuçları yalnız öleni ilgilendiriyorsa anılan Kanun’un 26. maddesinin 2. fıkrasına göre dilekçenin iptaline karar verilmesi; uyuşmazlığa konu istem ve sonuçları davayı takip hakkı kendisine geçeni de ilgilendiriyorsa aynı maddesinin 1. fıkrasına göre dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
İptali istenen işlemin sonuçları terekeye intikal etmiş veya ileride intikal edecek durumda ise; mirasçıların takip hakkı doğar. Çünkü böyle bir dava sonunda verilecek karar terekenin aktif veya pasifini etkileyeceğinden, mirasçıların bunu takip etmekte çıkarları olduğu açıktır. Buna karşılık iptali istenen işlemin doğurduğu veya doğuracağı sonuçlar davacının ölümüyle birlikte ortadan kalkıyorsa, başka bir anlatımla iptal davasının sonucu terekeyi ve mirasçıların hukukunu ilgilendirmiyorsa takip hakkından söz etmek de mümkün olmaz. (Kâzım Yenice, Yüksel Esin, İdari Yargılama Usulü, Ankara, Arısan Matbaacılık, 1983, s. 564 – 572)
Uyuşmazlıkta; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K:… sayılı davanın reddi yolundaki kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusu üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince istinaf incelemesi devam ederken davacı …’ın 09/09/2020 tarihinde öldüğü, anılan kararın, 27/03/2021 tarihinde davacı …’ın vekilinin elektronik adresine tebliğ edildiği, karara karşı 30 günlük temyiz süresi geçmesine rağmen temyiz edilmediğinden bahisle kararın kesinleştirilmesi ve arşive kaldırılması için 04/06/2021 tarihinde İdare Mahkemesi’ne gönderildiği görüldüğünden; ölen davacı ile vekil arasındaki temsil sözleşmesinin niteliği ile anılan vekalet ilişkisinin ne zaman sona ereceği hususlarının tespiti ile ölen davacının vekiline yapılan tebligatın hukuken geçerliliği hususlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Yukarıda yer alan Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerinden de anlaşıldığı üzere; hukuki işlemden doğan temsil yetkisi, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça veya işin özelliğinden anlaşılmadıkça, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona erecektir.
Bir başka deyişle; vekalet sözleşmesindeki yoğun güven ilişkisinin varlığı, vekilin iş görme borcunu bizzat ifa etmekle yükümlü olması, işin yapılmasında vekâlet verenin ölümü ile onun irade ve menfaatinin ortadan kalkması nedneiyle dava devam ederken müvekkilin ölmesi halinde ölüm ile vekaletin son bulacağı açıktır.
Vekille temsil edilen işlerde tebligata ilişkin hükümlerin değerlendirilmesinden ise; vekalet ilişkisinin varlığı halinde esasa ve usule ilişkin her türlü kararın vekile tebliğ edileceğinin düzenlendiği görülmekle birlikte vekil edenin veya vekilin ölümü halinde vekalet ilişkisi kendiliğinden sona ereceğinden bu aşamadan sonra vekile yapılan tebligatın usule uygun bir tebligat olduğundan söz edilemeyecektir.
Olayda; … İdare Mahkemesi’nce 23/09/2021 tarihinde dosya kesinleştirme ve arşive kaldırma formunun düzenlenmiş ancak; Mahkemece UYAP üzerinden yapılan sorgulamada davacı …’ın 09/09/2020 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine, Mahkemece 04/10/2021 tarihinde verilen Ara Kararla davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurusuna kadar 2577 sayılı Yasa’nın 26/1. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Ölenin yasal tek mirasçısı olan eşi …’ın davaya devam edeceğine ilişkin iradesinin mahkemeye sunulmasının ardından … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, 06/12/2021 tarihinde davacının miraşçısına tebliğ edilmesi üzerine, 05/01/2022 tarihinde kayıtlara giren dilekçe ile temyizen incelenerek bozulması talep edilmiştir.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince, davacının 09/09/2020 tarihinde ölmesi ile; görülmekte olan davada gelişen, taraflardan birinin nitelik ve kişiliğindeki değişiklik nedeniyle usul hükümlerinin işletilmesi gerekirken, 24/02/2021 tarihinde esastan karar verildiği, anılan kararın davacının ölümü ile aralarındaki vekalet sözleşmesi sona eren vekile tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; Bölge İdare Mahkemesi’nce, temyize konu uyuşmazlıkta tarafların kişiliğindeki değişiklik hasebiyle davacının ölümü ve uyuşmazlığın niteliği irdelenerek yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uygulanmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 14/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.