Danıştay Kararı 8. Daire 2022/7511 E. 2022/8068 K. 23.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/7511 E.  ,  2022/8068 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/7511
Karar No : 2022/8068

DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı

DAVANIN ÖZETİ : Davacı Dernek tarafından, 14/08/2020 tarih ve 31213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer alan “psikolojik danışman” ibaresinin kaldırılması talebiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan 20/09/2022 tarihli başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, davacıların adli yardım talebi kabul edildikten sonra, dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasında; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; ikinci fıkrasında, dilekçelerde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin gösterileceği; üçüncü fıkrasında, dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (g) bendinde, dilekçeler üzerinde bu Kanun’un 3. maddesine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu yönlerden Kanuna aykırılık görülür ise otuz gün içinde 3. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği; 15. maddesinin beşinci fıkrasında, bu yönlerden dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Yine, anılan Kanunu’nun ‘İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı’ başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında; “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” hükmü yer almaktadır.
İdari yargılama usulünde geçerli olan resen araştırma ve yazılılık ilkesi gereği dava dilekçelerinin, 2577 sayılı Kanunda belirtilen şekil kurallarına uygun bir biçimde ve yargılamanın gerektirdiği bilgileri içerecek nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, bir başka ifadeyle; idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istendiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ve idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir.
6100 sayılı Kanunun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, davacının dava açarken Mahkemeden hüküm altına alınmasını talep ettiği istem sonucuyla bağlı kalınarak, her bir istem sonucu hakkında karar vermek medeni ve idari yargılama hukukuna hakim olan ilkelerden olan taleple bağlılık ilkesinin bir gereğidir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; konu ve sonuç bölümünde; 14/08/2020 tarih ve 31213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer alan “psikolojik danışman” ibaresinin kaldırılması talebiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan 20/09/2022 tarihli başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi iptalinin istenildiği; dilekçenin içeriğinde ise; anılan Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (o) bendinde yer alan; “Rehber öğretmen/psikolojik danışman tanımı ile” Rehber öğretmen/psikolojik danışmanın görevleri” başlıklı 21. maddenin hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmekte olup; ayrıca davacı tarafından Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı’na ayrı ayrı yaptığı başvurulara verilen cevaplara da yer verilmek suretiyle “psikolojik danışman” olarak ifade edilen personelin akademik ve tıbbi yetkinliğinin açıklanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan; Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesi ile “Rehber öğretmen/psikolojik danışmanın görevleri” başlıklı 21. maddesi dışında muhtelif yerlerde, birçok kere “psikolojik danışman” ibaresinin yer aldığı görülmektedir.
Öte yandan, davalı idareye yapılan 20/09/2022 tarihli başvurunun içeriğinde de; Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (o) bendinde yer alan; “Rehber öğretmen/psikolojik danışman tanımı ile” Rehber öğretmen/psikolojik danışmanın görevleri” başlıklı 21. maddenin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir.
Ayrıca; dilekçenin sonuç bölümünde; “başvurunun kabulüne” karar verilmesi de talep edilmekte olup; anılan istemin, idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesine yönelik olduğu ve 2577 sayılı Kanunun 2. maddesine aykırı olduğu gibi aynı maddede yer alan idari dava türlerinden hiçbirisine de girmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar; 14/08/2020 tarih ve 31213 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer alan “psikolojik danışman” ibaresinin kaldırılması talebiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan 20/09/2022 tarihli başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi iptalinin istenildiği anlaşılmakta ise de; dava dilekçesinin içeriği ve sonuç bölümünün anılan talep ile uyumsuz olduğu görüldüğünden, davacının hangi maddenin hangi gerekçelerle iptalinin istenildiği hususunda tereddüt oluşmuştur.
Bu itibarla; dava dilekçesinin bir bütün olarak incelenmesi neticesinde dilekçenin konu ve sonuç bölümü ile içerik bölümünün bütünlük arz etmediği, bir başka ifadeyle istemin belirsiz olduğu görüldüğünden, yukarıda alıntısı yapılan yasal düzenlemeler ve yargı içtihadları uyarınca; davacı tarafından, eğer dilekçenin içeriğinde belirtildiği üzere, sadece Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (o) bendinde yer alan; “Rehber öğretmen/psikolojik danışman tanımı ile” Rehber öğretmen/psikolojik danışmanın görevleri” başlıklı 21. maddesinin iptali isteniyorsa bu hususa ilişkin olarak sahip olduğu menfaatin ve hukuki sebeplerin ortaya konulması; davacının menfaatini etkileyen başkaca maddelerin/kısımların iptali isteniliyorsa, iptali istenen kısımlarının açıkça, tek tek ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde gerekçeleri ile belirtilmesi gerektiğinden, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15’inci maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde usulüne uygun biçimde düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açılabilmek üzere reddine, harç alınmaksızın yenilenecek olan dilekçede aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddine karar verileceğinin bildirilerek dilekçenin davacı vekiline gönderilmesine, 23/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.